Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, koronavirüsü ile mücadele edildiği bir dönemde iktidarın darbe tartışmalarıyla otoriter politikalarını meşrulaştırdığını ifade etti.
CHP’li Özgür Özel ve Canan Kaftancıoğlu’nun açıklamalarına iktidar cephesinden yapılan darbe yorumlarıyla ortaya çıkan tartışmaları değerlendiren Davutoğlu, “Türkiye’de seçim dışında bir iktidar değişikliğini aklının ucundan geçirenler demokrasinin düşmanı olduğunu ilan etmiş olur. Türkiye’de seçim dışında iktidar değişimini talep edenlerin sonu hep hüsranla bitmiştir. Çok geriye gitmeye gerek yok: İstanbul seçimlerine yapılan hukuksuz müdahalenin sonunda seçim dışında bir şekilde kazanmaya çalışanların nasıl kaybettiklerini, milletin nasıl tavır gösterdiği hatırlarımızdadır” dedi.
Demokrasinin iki tehdidin baskısı altında kaldığını söyleyen Davutoğlu, şöyle konuştu: “Milli iradeyi yok sayan darbeci zihniyet ve benzeri tehditleri gündemde tutarak otoriter tavırlarını meşrulaştıran otoriter zihniyettir. Bugün dolaylı ya da doğrudan darbe iması yapanlar, bu tehdidi sürekli gündemde tutarak otoriter politikalarını meşrulaştırmaya çalışanlar ateşle oynamaktadır. AK Parti ve Sayın Erdoğan, son dönemde bu tür gündem değiştirici söylemleri istismar ederek otoriter eğilimlerini meşrulaştırmaya çalışıyor. Ülkemizi bir trol ülkesine, iktidarı bir propaganda şirketine çeviren bu durum trajikomik manzaralarının oluşmasına yol açıyor.”
‘Erdoğan Ankara’ya Dönmelidir’
Türkiye, bir darbe tehdidi altında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden 45 gündür Ankara dışında olduğunu soran Davutoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye bir darbe tehlikesi karşısında ise, bu darbeler iktidarın Twetter kampanyaları ve çocuksu sosyal medya mesajları ile sanal âlemde değil, ülkenin başkenti Ankara’da meselelere eğilerek engellenebilir. Korona virüsü gerekçesi ile de olsa sayın cumhurbaşkanının 45 gündür ülkenin başkentinden uzak olması doğru değildir. Türkiye hala darbelerin yapılacağı bir ülke ise, bu darbeler tweet atarak değil, 45 gündür gitmediği ülkenin başkentine ivedi olarak dönmesi ile engellenebilir. Bu ülke sosyal medya kampanyalarıyla değil, devlet ciddiyetiyle yönetilmelidir. Bu ülke reklam ajansı filmleriyle değil, insanımızın ve ülkemizin gerçek gündemiyle dertlenilerek yönetilebilir.”
