HDP'nin önceki eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, geçen ay yaptığı "muhafazakâr adayların mutlaka en güçlü şekilde listelerimizde yer alması gerekiyor" şeklindeki açıklamasıyla ilgili bir soruyu yanıtladı.
Demirtaş, "Bizim partimizde her düzeyde görev yapan, canla başla çalışan milyonlarca muhafazakâr, dindar yöneticimiz, tabanımız var. Sosyalist arkadaşlarımız da bu insanlarımızın emekleri ve destekleriyle seçilebiliyorlar zaten" dedi.
Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'ın haberinde Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
HDP ile aramda en küçük bir ideolojik, siyasi, çizgisel sorun yoktur. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini istiyorum. Böyle bir şey olsa, bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyeceğimi herkes bilir zaten. Partide yönetim anlayışı, taktik ve siyasi hamleler konusunda bazı yetmezlikler yaşanıyor olduğunu görmek üzüyor beni sadece. Bundan kendimi de sorumlu tutarak hem özeleştiri yapıyor hem de eleştiri ve önerilerle dışarıdaki arkadaşlarıma güç vermeye çalışıyorum. Beni başka bir yerde, başka şekilde değerlendirmeye çalışanlar sadece vefasızlık yapmıyorlar, çok da ayıp ediyorlar. Fakat pire için yorganı yakacak kadar da alçalmayacağım hiçbir zaman. Ben, benden beklenen olgunlukla siyasi görevlerime layık olmaya çalışıyorum sadece. Gerisini zamana bıraktım artık. Benim bu mücadelede 28 yılım geride kaldı. Ömrümün kalanında da içinde doğup büyüdüğüm demokrasi ve özgürlük hareketinin bir evladı, yoldaşı olmaya devam edeceğim.
'Binlerce Kürt Seyda'sı, Melle'si, Kendisine Sosyalist Diyenlerden Daha Solcudur'
Genel seçimlerde güçlü bir sol ittifak yapıldı. Elbette bunun yerel seçimlerde de sürmesi lazım. Ama bizim partimizde her düzeyde görev yapan, canla başla çalışan milyonlarca muhafazakâr, dindar yöneticimiz, tabanımız var. Sosyalist arkadaşlarımız da bu insanlarımızın emekleri ve destekleriyle seçilebiliyorlar zaten. Bizim dindar taban ve yöneticilerimiz, siyasal dinci değil, inançlı, hesapsız, çıkarsız, dürüst müslümanlardır. Koltuk için, rant için Allah’a inanıyormuş gibi de yapmıyorlar. Hepsi de emeğe, demokrasiye, insan haklarına, doğaya, kadın haklarına duyarlı Kürt yurtseverleridirler. Tabii yanlış anlaşılmasın, başka partilerde de var böyle insanlar. Bizim bu insanlarımız dindardır diye kimsenin “yobazlıkla”, “gericilikle” yaftalamasına müsamaha gösteremeyiz. Benim bizzat tanıdığım binlerce Kürt “Seyda’sı”, “Melle’si”, dindar kadını vardır ki, en fedakâr mücadeleleri ortaya koymuştur. Hepsi de kendisine sosyalist diyen bir kısım milliyetçi, Türkçüden daha da emekçi ve daha solcudur aslında. Çok şükür bu tür sahte solculuk HDP’de yoktur. O nedenle bizim aynı ilkeler etrafında birleşmiş tabanımızın sesine kulak vererek, mutlaka dindar kimlikli belediye yöneticilerine ciddi şekilde yer vermemiz, demokrasinin de, halkın iradesine saygı duymanın da gereğidir. Ayrıca hem inançlı bir Müslüman’ın adil ve demokrat olması neymiş, hem de iyi bir Müslüman yönetici nasıl olurmuş, bunu da herkese HDP’nin muhafazakâr belediye yöneticileri, eminim ki gösterecektir. Ben bir solcu Kürt siyasetçi olarak buna yürekten inanıyor ve destekliyorum. Elbette her kimlik ve inançtan adaylarımız yine olacak.