BMM’de dokunulmazlıkların AKP, MHP ve CHP oyları ile kaldırılmasının ardından 4 Kasım 2016 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı iken gözaltına alınan ve sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanan Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu ikinci yılını geride bırakmak üzere.
Demirtaş, hakkında açılan davalardan yalnızca birinden tutuklu bulunurken, yargılandığı davalardan da yalnızca birinden ceza aldı.
Tutuklu bulunduğu davada yargılaması devam eden Demirtaş için avukatı Mahsuni Karaman, iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine 2017 yılının Şubat ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunmuştu.
Karaman geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından yaptığı açıklama ile de Demirtaş’ın tahliyesine ilişkin ciddi bir beklentilerinin olduğunu açıklamıştı. Karınca'dan Altan Sancar'ın haberi şu şekilde;
‘Tahliye edilmemesi için gizli bir takvim yürütülüyor’
Konuya ilişkin Gazete Karınca’ya açıklamalarda bulunan Mahsuni Karaman, Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasına gerekçe olarak sunulan tüm konuşmalarının yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu ve tutuklanmaması gerektiğini dile getirdi.
AİHM’e haksız tutuklanma nedeni başvuruda bulunduklarını hatırlatan Karaman, başvurunun yakın zamanda olumlu sonuçlanmasını beklediklerini belirtti.
Mahkemenin Demirtaş’ın kişi özgürlüğü hakkının ihlal edildiği yönünde karar vermesi durumunda, Türkiye’nin uluslararası taahhütleri gereği buna uymak zorunda olduğuna dikkat çeken Karaman, konuya ilişkin bir başka endişelerini ise şu sözlerle dile getirdi:
“Türkiye’nin Demirtaş için ihlal kararı vermesi halinde bu karara uymazlık edeceğini düşünmüyorum. Fakat karşımızda el altından işletilen gizli bir takvim tehlikesinin bulunduğunu belirtmeliyim. AİHM tarafından verilen bir ihlal kararı sonrası Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edilmesi durumunda, kararın fiilen uygulanmamasını sağlamak için bazı kirli ve hukukla bağdaşmayan hazırlıkların yapıldığını düşünüyoruz. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Demirtaş’a tutuksuz yargılandığı bir dosya nedeni ile 4 yıl 8 ay hapis cezası verdi ve bu dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Bu cezanın mahkeme tarafından onanması halinde Demirtaş hükümlü sıfatı kazanacak ve tutuklu olduğu dosyadan tahliye edilse dahi cezaevinde kalmaya devam edecek.”
‘Demirtaş’ı içeride tutma niyetleri var’
Karaman, Demirtaş’a verilen ve İstinaf Mahkemesi’ne gönderilen ceza kararını ‘gizli takvim’ olarak adlandırmalarının nedenini ise şu sözlerle açıklıyor:
“İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş’ın savunma hakkını ayaklar altına alarak, hızlı bir yargılama yapmış gibi görünerek ve avukatların soruşturmanın genişletilmesi redderek Türkiye yargı pratiğinde görülmemiş üst sınırdan ceza verdi. Terörle Mücadele Kanunu’nunda düzenlenen ‘propaganda’ suçlamasının temeli cebir ve şiddetin övülmesidir. Demirtaş’ın cezaya neden olan sözleri ise Fransa’da öldürülen üç Kürt kadın siyasetçi için ‘Kendilerini saygıyla anıyoruz’ demesi ve Kürt sorununun askeri yöntemlerle çözülmesini savunan Bahçeli’ye eleştiri getirmesiydi. Yine verilen 4 yıl 8 aylık ceza görülmemiş bir cezadır.
“Bugüne kadar verilen en ağır cezada bile temel ceza 2 yıl olarak belirlendikten sonra, zincirleme ve basın yayın yolu ile propaganda yapma gibi ağırlaştırıcı unsurlar dahil edilerek 4 yıl 6 ay olmuştur. Ancak ilk defa temel ceza doğrudan 4 yıl 8 ay olarak belirlenmiştir ki bu yargı yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. Tüm bu nedenlerle karşılaştığımız bu hukuksuzluğun arkasında da ileride gelişebilecek tahliye durumuna karşı Demirtaş’ı içeride tutma niyetinin olduğuna dair ciddi şüphelerimiz bulunuyor.”