Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), yazılı açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“5 Nisan 2015'te İmralı'da Sayın Abdullah Öcalan üzerinde mutlak bir tecrit uygulanmaya başlandı. İktidar ulusal ve uluslararası hukuku askıya aldı. Her otoriter yönetimin yaptığı gibi siyasal talepler ve mücadeleyle meşru zeminlerde baş edemeyince, hukuku ihlal eden ceberut devlet aklına sarıldı. İmralı tecridi, mevcut yasalara ve Anayasa'ya aykırıdır. Hukuk dışı ve insanlık dışıdır. Bu tecrit, hükümlünün, hangi ceza nedeni ile ilgili olursa olsun, 'gayri insani yahut haysiyet kırıcı' bir ceza infazına ve muamelesine tabi tutulamayacağını belirten Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3'üncü Maddesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırıdır. Bugünkü iktidar, mutlak tecrit hukuksuzluğunu derinleştirerek bütün ülkeye yaymaktadır. 2015'ten itibaren şiddete dayanan bu yönetim biçimi, önce Kürtlere yöneldi, sonra tüm Türkiye'ye, Rojava'ya, Ortadoğu'ya yayıldı ve Kürt halkını rencide edecek şekilde sürdürüldü. Mutlak tecridi ve bunun karşısındaki sessizliği kabul etmiyoruz.
Türkiye'de demokrasi ve siyasetin gücünü korumak isteyen bütün siyaset kurumları, insan hakları örgütleri ve sivil toplum örgütlerine çağrı yapıyoruz: Mutlak tecridin bir an evvel sonlandırılması için hep birlikte sesimizi yükseltelim. Hukuk dışı her uygulama, evrensel hukuk ilkelerinin çiğnenmesine yol açmakta, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu yerleştirmektedir. Hukuksuzluğa karşı çıkalım, demokrasi ve barış mücadelesini birlikte kazanalım. Uluslararası kuruluşları, başta CPT olmak üzere, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler'in ilgili kurumlarını da mutlak tecrit karşısında ses yükseltmeye ve göreve çağırıyoruz.”