Kürdistan İttifak Çalışma Grubu’nun açıklamasında, “Sivillere dönük hiçbir saldırının izahatı yoktur, aleni bir insanlık suçudur. Bu tür saldırıları reddettiğimizi ifade etmek isteriz” ifadeleri kullanıldı.
Saldırı ile ilgili yapılan açıklamaların “olayın akıbetini açığa kavuşturmak yerine, daha çok soru işareti doğurduğu belirtilen metinde şöyle denildi:
"Pazar günü (13.11.2022) Taksim İstiklal caddesinde gerçekleşen bombalı saldırı sonrası altı vatandaşımız yaşamını yitirmiş, onlarca kişi de yaralanmıştır.
Öncelikle yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır, yaralılara acil şifalar, halkımıza başsağlığı diliyoruz. Tedhişî her girişimden medet umanları lanetliyoruz.
Sivillere dönük hiçbir saldırının izahatı yoktur, aleni bir insanlık suçudur. Bu tür saldırıları reddettiğimizi ifade etmek isteriz.
Saldırı sonrası ilgili resmî kurumlar kamuoyunu bilgilendirmediği gibi, bilgi alma araçlarından olan sosyal medyayı kapatmış, uzun bir süre erişime açmamıştır.
Daha sonra yapılan açıklamalar ise olayın akıbetini açığa kavuşturmak yerine, daha çok soru işareti doğurmuştur. Ülkenin en büyük şehrinde, en kalabalık noktasında patlamalar olurken, İçişleri Bakanı İdlib’te okul ve briket ev açılışı yapmaktaydı.
“Efrîn Türkiye ve onun denetiminde olan örgütler tarafından yönetilmektedir”
Talimatın Kobanê’den alındığı, tutuklanan kadının Efrîn’den geçtiği, emrin ABD’den verildiği ifade edilmiştir. Efrîn uzun süredir Türkiye ve onun denetiminde olan örgütler tarafından yönetilmektedir.
Seçim sürecinde olduğumuz bir zaman diliminde, toplumun güven duyacağı bir alan, mekanizma kalmadığı aşikârdır. Kimse bir daha böylesi bir süreç yaşamak istememektedir. Daha önce de defaatle ifade ettiğimiz üzere, seçimler güvenli bir iklimde gerçekleşmelidir.
“Rojava tekrardan hedef yapılmıştır”
Yapılan çelişkili ve toplumun bilgi alma hakkını görmezden gelen söylemler sonrası algı operasyonları yoğunluk kazanmış, Rojava’ya dönük bir saldırının meşrulaştırılma çabası ve HDP’nin kriminalize edilmesi, kapatılmasına dönük ifadeler yoğun şekilde işlenip dolaşıma sokulmuştur. Birbirinin kopyası köşe yazıları ve manşetler hızlıca servis edilmiştir. Bilinçli olarak HDP’ye karşı bir karalama kampanyası yürütülmüş, Rojava tekrardan hedef yapılmıştır. Kutuplaştırma siyasetine hizmet eden bu politika ve manipülasyonları kınıyoruz.
Bizler Kürdistanî İttifak olarak;
Toplum ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesi olaylarda çözümün ağaçları kökünden sökmek olmadığını biliyoruz. Sorun, bu ülkede demokrasinin, hukukun, temel hakların ve adaletin kökünden kazınmış olmasıdır.
Kamuoyu, birçok olayın sonucundan yola çıkarak, haklı olarak resmî açıklamalara güvenmemektedir. Şeffaf şekilde açıklama ve soruşturma süreci talep etmektedir.
Siyasetsizliğin hizmetine girmiş olan siyaset ve yönetimi kabul etmediğini ifade etmektedir. Bu konuda hem demokratik hem de uluslararası kamuoyu üzerine düşeni yapmalı, gerçeğin yerini bulması sağlanmalıdır.”
