Kürt partilerinden Hifzullah Kutum’un tutuklanmasına tepki

Kürt parti ve kurumları, akademisyen Hifzullah Kutum’un ‘Kürdistan’ paylaşımı nedeniyle tutuklanmasına tepki gösterdi.

07.11.2021, Paz - 07:37

Kürt partilerinden Hifzullah Kutum’un tutuklanmasına tepki
Haberi Paylaş

Geçtiğimiz gün gözaltına alınan Elazığ Fırat Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü araştırma görevlisi Hifzullah Kutum dün akşam 'örgüt propagandası' suçlamasıyla tutuklandı.

Hifzullah Kutum eylül ayında Twitter hesabından, ölümsüz lider Mele Mustafa Barzani öncülüğünde başlayan Büyük Eylül Devrimi’nin 60’ıncı yıldönümünde, “Şoreşa Îlonê hemû Kurdan pîroz be, Bijî Kurdistan” (Eylül Devrimi tüm Kürtlere kutlu olsun. Yaşasın Kürdistan) paylaşımı yaptığı gerekçesiyle, önce Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından kendisine soruşturma cezası verildi.

Kutum cuma günü de hem görevinden uzaklaştırıldı hem de İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından gözaltına alınmıştı. Son olarak Kutum dün akşam saatlerinde nöbetçi mahkeme tarafından ‘örgüt propagandası’ yapma suçundan tutuklandı.

K24’e Cesim İlhan'a konuşan Kürt parti ve kurumlarının liderleri Hifzullah Kutum’un tutuklanmasına tepki gösterdi.

Özcelik: Kürdistan Kürtlerin binlerce yıldır yaşadığı bir ülkedir

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, “Kürdistan; coğrafik, tarihsel bir gerçeklik ve Kürt halkının binlerce yıldır üzerinde yaşadığı bir ülkedir” diyerek şunları söyledi:

“Öncelikle Kürdistan isminin kullanılmasının, temel insani bir hak olan düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınması lazım. Selçuklu Sultanı, Osmanlı İmparatorluğu, İttihat Terakki, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş süreci, Mustafa Kemal’in yazışmalarında ve İlk TBMM'de Kürdistan ismi resmi belgelerde mevcuttur. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerine Kürdistan denildiğini biliyoruz’ demişti. Peki, tüm Osmanlı ve Türk devleti yöneticilerine yasak olmayan Kürdistan söylemi, neden bugün Kürt siyasetçi, aydın, akademisyen, esnaf, yazar ve sanatçısına yasaktır?”

Pirani: Kürtler milli, dini hassasiyetleri, aklı ve vicdanı, inkar ve zulmü asla kabul etmedi ve etmeyecek

Kürdistan İslami Hareketi (AZADİ) Genel Sekreteri Metin Pirani, “Kürdistan ifadesini sadece Kürtler değil tarihçiler, sosyologlar hatta başbakanlık yapanlar bile kullanmışlardır” dedi:

“Esasında bu tür ifade ve paylaşımlar suç teşkil etmemektedir. Öyle görünüyor ki keyfi bir uygulama söz konusu. Çünkü bu tür ifadeleri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dile getirmiştir. Geçen hafta Siirt'te benzer bir durum söz konusuydu ve buradaki diyalog bir süre Türkiye ve Kürdistan gündeminde yer aldı. Biliyorsunuz Cemil Taşkesen adında bir Kürt, bir Türk siyasi parti genel başkanına ‘Burası Kürdistan’dır’ dediği için gözaltı sonrası tutuklanma yaşanmadı. Bir kez daha anlaşılıyor ki Hifzullah Kutum’a karşı keyfi bir tutuklama söz konusudur. İsmail Beşikçi hoca Kürdistan ifadesinden dolayı yıllarca mahkum edildi. Ancak Türkiye bu ve benzeri mahkumiyetlerin utancını yaşamaktadır. Çünkü bilim mahkum edilemez. Bugün de yine bir akademisyen bir bilim insanı tutuklanmıştır. Bu tutumu kabul etmiyor ve Hifzullah kardeşimizin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.

Kürtler milli, dini hassasiyetleri, aklı ve vicdanı, inkar ve zulmü asla kabul etmedi ve etmeyecek. Şeyh Said de itiraz etti, Said-i Kurdi de itiraz etti, Seyit Rıza da... Öncesinde ve sonrasında da. Bugün de bu böyledir. Artık Türk devleti bu türden yaklaşımlardan vazgeçmeli. En azından İran, Irak ve Suriye devletlerinin olgunluğuna ulaşmalıdır. Çünkü bu ülkelerde bile Kürdistan kelimesine karşı böylesi bir düşmanlık göremezsiniz. 21. Yüzyılda olgun bir devlete yakışır hareket edebilmelidir.”

Mesut Tek: Türkiye’de Kürdistan karşıtı yaklaşım giderek kötüye gidiyor

Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek de akademisyen Hifzullah Kutum’un Kürdistan dediği için tutuklanmasını Türkiye’nin Kürtlere yönelik politikalarının bir devamı olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

“Türkiye’de Kürdistan karşıtı yaklaşım giderek kötüye gidiyor. Birkaç gün önce Siirt’te Meral Akşener’e ‘Burası Kürdistan’dır diyen bir vatandaşın evine baskın yapıldı ve gözaltına alındı. Bugün de bahsettiğiniz akademisyen Eylül Devrimi ile ilgili bir paylaşımdan dolayı önce görevinden uzaklaştırıldı, sonra gözaltına alındı. Bu akademisyen gözaltına alındığı sırada ırkçıların sözlü saldırılarına maruz kaldı, ölüm tehditleri aldı ve beklendiği gibi bugün de tutuklandı. Bütün bunlar öyle kendiliğinden oluşan şeyler değildir. Bu tür şeyler Türkiye’nin kuruluşundan itibaren Kürtlere yönelik politikanın bir devamıdır. Üniversiteler özgür olması gerekirken ne yazık ki tekçi, üniter devlet anlayışının istediği gibi davranıyorlar. Üniversitelerde Kürtler olmadığına dair tezler üretmişler. Genel olarak Türk eğitim sistemi böyledir. Bu tür saldırıların artacağını ön görüyoruz çünkü Kürdistan denildiği için gözaltına alınma ve tutuklanmalar Türkiye’nin yürüttüğü politikaların ta kendisidir.”

Çiftyürek:Kürdistan tabiri üzerinden bilinçli bir sindirme, baskılama politikası izleniyor

Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ise, Kürdistan tabiri üzerinden bilinçli bir baskı politikasının izlendiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:

“Kürdistan tabiri üzerinden sanki bilinçli bir sindirme, baskılama politikası izleniyor. Çünkü Kürdistan diyen sadece Hifzullah Kutum değil, başkaları da ya gözaltına alındı ya baskılandı, baskılanıyor ya da tutuklanıyor. O bakımdan bir araştırma görevlisinin tutuklanmasını kınıyoruz. ‘Kürdistan diyenlerin sonu kabristan olur’ diyenler Türk bayrağı ile Kürdistan bayrağının bir arada bulunmasına baksın. Erdoğan’ın Neçirvan Barzani ve Kürdistan bayrağıyla çekilmiş fotoğraflarına baksın. O nedenle Kürdistan artık hayal de değildir. Kürdistan bir statüye sahiptir, Türk hükümetini, Türk iktidarını Kürdistan kelimesi üzerindeki baskı ve sindirme politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz.”

Epözdemir: Öğretim görevlisinin ‘Kürdistan’ dediği için tutuklanması, işin dehşet boyutudur

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir, “Türk devletinin Kürdistan kelimesine ve terimine karşı bir tedirginliği var. Bu süreç yeni bir durum değil” dedi:

“Sosyolog İsmail Beşikçi Atatürk Üniversitesi'nde öğretim görevlisi iken Kürdistan teriminin tarihsel ve sosyolojik karakteri ve bilimsel izahını da yaparak bu kavramı siyasal bir jargon ya da slogandan ziyade bilimsel bir coğrafi terim olarak dile getirdiği için görevinden alınarak yıllarca cezaevinde tutuldu. Bekir Tank İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde öğretim görevlisi iken öğrencilerine verdiği bir ödevde Kürdistan sözcüğü yer aldığı için görevinden alındı. En son Fırat Üniversitesi'nden öğretim görevlisi Hifzullah Kutum ‘Eylül devrimi tüm Kürtlere ve Kürdistan’a hayırlı olsun’ paylaşımı nedeniyle görevinden alındı ve bugün tutuklandı.”

Epözdemir, “Kuşkusuz ki, Kürt ve Kürdistan sözcüklerini kullandıkları için geçmişten bugüne yüzlerce kişi ve kurum şimdiye dek soruşturmaya, kovuşturmaya tabi tutularak cezalar almıştır. Bilimsel bilgi üreten bir üniversitede bir öğretim görevlisinin ‘Kürdistan’ dediği için tutuklanması, işin dehşet boyutudur. Öyle görünüyor ki üniversiteler Türk egemen sisteminin kontrolüne girmişlerdir. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Üniversiteler özerk olmalı. Ben bu kardeşimizin tutuklanmasını hukuksuz buluyorum, şiddetle de kınıyorum” şeklinde konuştu.

K24
Bu haber toplam: 1587 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:07:42:03
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x