HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Diyarbakır\'da 4 kişinin öldüğü saldırı ve koalisyona yönelik açıklamalarda bulunurken, \"
HDP ile yan yana gelmeyiz,\" açıklamasını yapan MHP\'ye, \"
Birileri biz HDP\'yle yan yana gelmeyiz, yan yana durmayız falan diyor. Sizin HDP ile yan yana durmanız size ancak şeref kazandırır. Bizimle yan yana duranlar onurlu, şerefli duruşumuzdan biraz nasiplenmiş olurlar. Kimse HDP\'ye saldırmasın,” şeklinde sert bir yanıt vermişti.
MHP\'li Yusuf Halaçoğlu’nun \"Dünya tersine döner, HDP ile bir araya gelinmez\" şeklindeki sözlerinin ardından bugün bir açıklama yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın oldukça şoven açıklamalar yaptı.
Semih Yalçın, HDP’li siyasetçileri kastederek, “Bunların ellerinde askerimizin, polisimizin, sivil vatandaşlarımızın, en çok da Kürt kökenli vatandaşlarımızın kanı vardır. Zulümle, baskıyla cinayetle, terörle doğu ve güneydoğuyu boğan, kundaktaki bebeklere kurşun sıkacak kadar canavarlaşan bir örgütün siyasi kanadının şereften söz etmesi gülünçtür. Siyaset bir tarla, şeref de burada yetişen bir sebze olsa Demirtaş’a onun sapları bile düşmez,\" dedi.
HDP’yi, PKK’nin siyasi kanadı olarak tanımlayan ve MHP’nin adını kullanacak cesarete sahip olmadıklarını ileri süren Semih Yalçın, “MHP yılanla aynı torbaya girmez,” dedi.
Her söyleminde bolca kin, nefret ve ırkçılık barındıran Semih Yalçın, HDP’lileri PKK ile özdeşleştirerek, AKP sözcülerinin ‘HDP, PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunsun,’ çağrısının anlamsız olduğunu, PKK’nin istediklerini almadıkça hiçbir zaman silah bırakmayacağını ileri sürdü ve Kandil’in Türk demokrasisinin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı tutulduğunu belirtti.
Semih Yalçın, 2008 yılında mayına basarak şehit düşen PKK gerillası Apê Huseyin kod adlı Kadri Çelik’in kızı HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan’ın seçim meydanındaki konuşmasına atıfta bulunan Semih Yalçın şunları söyledi:
“Şimdiden bunun işaretleri alınmaktadır. Nitekim HDP’nin seçim kutlamalarında konuşan PKK’lı Burcu Çelik Özkan bismillah demeden ilk siyasi kurşunu atmıştır. Özkan, köy korucularını sert bir dille eleştirerek ’Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz’ diyebilecek cüreti kendinde bulabilmiştir. Bu dil, tehlikeli ve onursuz bir dildir. Bu üslup; HDP’nin hala Kandil’e ve silahlı mücadeleye yaslandığını, kaleşnikofa güvendiğini göstermektedir. Böylece HDP asıl niyetini; demokrat, uzlaşmacı ve yapıcı görüntüsünün arkasında nasıl bir canavar gizlediğini, kuzu postuna bürünmüş sırtlan olduğunu ele vermiştir. Bu konuda sureta özür dilenmesi ise zevahiri kurtarmak içindir. Hem Demirtaş’ın hem de Özkan’ın sözleri; şımarıklığın, ne oldum delisi olmanın göstergesidir. Bu tehlikeli çıkışlar, aynı zamanda gizledikleri terörist potansiyelin yanardağ gibi için için kaynamakta olduğu gerçeğini su yüzüne çıkarmıştır. ”
Semih Yalçın, \"PKK’nın siyasi kanadına verilen oyların çoğunluğu korku ve sinmişlikten, önemli bir kısmı da sırf AKP’yi iktidardan göndermek isteyenlerle Tayyip Erdoğan’dan iğrenen bir kısım vatandaşımızın bu örgütü tercih etmesindendir. Ne var ki bu şekilde HDP’ye oy verenler; eli kanlı örgütün 1984 yılından bu yana işlediği cinayetlere, devlete verdiği zararlara zımnen onay vermişler, vebal altında kalmışlardır. Bununla birlikte Türkiye’de ne kadar zararlı ve marjinal aşırı sol örgüt ve parti varsa seçimlerde HDP ile yan yana gelmiş aynı safta yer almıştır. Demirtaş’ın seçim gecesi teşekkür ettiği ve isimlerini tek tek saydığı örgütlerin listesine bakıldığında bütün muzır ve bölücü örgütlerin orada toplandığı görülecektir. İşte bunlarla yan yana gelmek ne kadar şerefliyse Selahattin Demirtaş ve Burcu Çelik Özkan’la yan yana gelmek de o kadar onurludur,\" dedi.
Semih Yalçın şoven ve faşist söylemini, \"Bölücü terör örgütünün elebaşı olan İmralı canisi hapse zevk için konulmamıştır. Sebebi bellidir. 30 bin kişinin katilini, kundaktaki bebekleri kurşunlatan bir caniyi kendine önder yapan bir örgütün ne mal olduğu ortadadır. Mesele budur. Ey PKK’nın siyasi kanadı! Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Kimin memleketinden kimi kovuyorsunuz? Haddinizi ve yerinizi bilin!\" sözleriyle noktaladı.