PAK Parti Meclisi, PAK 1. Olağan Kongresi sonrası ilk toplantısını 18-19 Kasım günlerinde Diyarbakır’da gerçekleştirdi.
PAK Parti Meclisi Toplantısı Kirmanşan ve Derbendixan’da meydana gelen depremden dolayı yaşamını yitiren Kürtler ve tüm Kürdistan şehitleri için saygı duruşuyla başladı.
Kürdistan’ın dört parçasındaki ve Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendiren PAK Parti Meclisi, PAK’ın 1.Olağan Kongresi’nde alınan karalar ve belirlenen yol haritası doğrultusunda, yeni çalışma programını oluşturduldu.
PAK Parti Meclisi, Doğu ve Güney Kürdistan’da 12 Kasım Gecesi meydana gelen depremde yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet ve aileleri ile halkımıza başsağlığı diledi. Tüm Kürt ve Kürdistanlıları depremzede kardeşlerimize yardım için seferber olmaya çağıran PAK Parti Meclisi, BM, AB ve tüm insani yardım kurum ve kuruluşlarını da deprem mağduru kardeşlerimize yardım için harekete geçmeye çağırdı.
PAK Parti Meclisi Türkiye Devleti’nin Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü ile özgürlük, demokrasi ve adaletin gerçekleştirilmesine dair izlediği öteleme ve çözümsüzlük siyasetini değerlendirdi.
Türkiye Devletinin Kürt karşıtı siyasetini özellikle bağımsızlık referandumu öncesinde daha üst bir boyuta yükselttiğine dikkat çeken PAK Parti Meclisi, “Özellikle de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan 2008’den bu yana izlemiş olduğu siyaseti bir tarafa bırakarak, hem Güney hem de Kuzey ve Rojava Kurdistanı’na karşı daha sert bir tutum içindedir” dedi.
“Bugün birçok siyasi, demokratik, hak ve özgürlük OHAL adı altında ortadan kaldırılmış, ayaklar altına alınmıştır” diyen PAK Parti Meclisi, “AK Parti, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bir bütün olarak Türkiye Devleti şiddeti ve totaliter bir anlayışı esas alan bir siyaset yürütmektedir. Bu da çözümsüzlüğü derinleştiren yanlış bir siyasettir. Ama açıktır ki, Kürt ve Kürdistan sorununa, demokrasi, özgürlük ve adalete bakış açıları itibariyle diğer partilerin de AK Partiden fazla bir farkları yoktur.”
PAK Parti Meclisi, Güney Kürdistan’da yaşanan gelişmeleri de bütün boyutlarıyla ele alıp değerlendirdi.
25 Eylül 2017 Günü gerçekleştirilen Bağımsızlık Referandumu’nun ve elde edilen sonuçların demokratik, meşru ve uluslararası hukuka uygun olduğuna dikkat çeken PAK Parti Meclisi,%72 katılımla ve %93 “Evet” oyuyla ortaya çıkan bu iradeyi hiçbir gücün yok sayamayacağını dile getirdi.
Kerkük’ün işgalini ‘’Irak ve İran Devletlerinin ortak organizasyonu, Türkiye’nin desteği, ABD, İngiltere ve diğer devletlerin göz yumması ve bilgisi dahilinde, iç zaaf ve yanlışlıklar ile ihanetin yol açtığı bir trajedi’’ olarak değerlendiren PAK Parti Meclisi, ‘’Kürdistan’ın Kalbi Kerkük’e ve 140. Madde kapsamındaki diğer bölgelere yapılan bu saldırı ve işgal kabul edilemez ve bir kez daha bu işgali lanetliyoruz’’ dedi.
“Bugün Güney Kürdistan Parlamentosu, Hükümeti ve siyasi partileri hem mevcut kazanımları korumak hem de iç çatışma tehlikesini berteraf edip ulusal birliği sağlamak; uluslararası ilişkileri yeniden verimli hale getirmek, halkımızın yaşamının devamlılığı için tüm sorunlara çözüm geliştirmek, referandumda ortaya çıkan meşru, demokratik iradeyi sahiplenecek bir siyaset izlemek gibi zor, ama zorunlu bir ulusal, tarihsel görev ile karşı karşı karşıyadırlar” diyen PAK Parti Meclisi, “Bizler de tüm Kürt ve Kürdistanlılar olarak, tüm eleştiri, öneri, serzeniş ve duygusal kırılmalarımıza rağmen, Güney Kürdistan’daki kazanımların korunması için halkımızın yanında, olmalı ve desteklemeliyiz” dedi.
Güney Kürdistan Parlamentosu ve Hükümeti’ni, tüm siyasi partileri bütün boyutlarıyla süreci objektif bir araştırma ve değerlendirmeye tabi tutmaya çağıran PAK Parti Meclisi, ‘’Doğru bir tespit yapılmadan doğru bir çözüm de bulunamaz. Bu nedenle, tam bir objektif değerlendirmeyle tüm hata, yanlışlık, eksiklik ve ihanetlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Sorunların çözümü için, çıkarılacak derslerden hareketle, sağlıklı ve gerçekçi bir programın belirlenmesi, gelecek açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır’’ dedi.
PAK Parti Meclisi ‘’Yaşanan bu son kırılma ve geri çekilmenin geçici bir geri çekilme olduğuna inanıyoruz. Tarihi boyunca Enfali, Halepçe’yi, nice katliam, iç çatışma, yenilgi ve ihanetleri yaşamış olan Güney Kürdistan halkının bu zorlu süreci atlatacağına olan inancımız tamdır. Hiçbir güç Kürdistan’ın kalbi olan Kerkük’ü Kürdistan’dan söküp alamayacak, 25 Eylül referandumunu ve sonuçlarını yok sayamayacaktır. Güney Kürdistan’da pêşmerge güçleri, siyasal partiler ve halkımızın birliği sayesinde bu badire de atlatılacak; Kerkük işgalden kurtarılacak, halkımızın en doğal hakkı olan bağımsızlık, uygun koşullarda mutlaka ilan edilecektir’’ dedi.
Türkiye Devleti’nin Güney Kürdistan halkına karşı izlemiş olduğu tutumun düşmanca bir boyutta seyrettiğini belirten PAK Parti Meclisi, Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın daha önce yapmış olduğu bir açıklamada, “Kuzey Irak’ta yapılan hatanın, Kuzey Suriye’de tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz’’ dediğini, Erdoğan’ın bu söyleminin gerçek anlamının, Bağımsızlık Referandumu sürecinde ve Kerkük işgaliyle birlikte daha bir netleştiğine dikkat çekmiştir. “Türkiye Devleti, eline geçen bu fırsatı değerlendirerek, ‘Kuzey Irak’ta yapılan hatayı’ telefi etmek üzere, Güney Kürdistan’daki tüm kazanımları ortadan kaldıracak her türlü saldırıya kayıtsız-şartsız destek vereceğini göstermiştir”, dedi.
“Türkiye Devleti sadece Güney ve Rojava Kürdistanı’nda değil, Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de de Kürt ve Kürdistan halkının tüm kazanımlarını ortadan kaldırmayı, özgürlük taleplerini boğmayı esas alan inkâr, imha ve şiddet siyasetini tüm araç ve yöntemleri kullanmak suretiyle, uygulamaya koymuş bulunmaktadır” diyen PAK Parti Meclisi, “2015 Temmuz’undan bu yana tekrar başlayan çatışma ve şiddet siyasetini, OHAL ile bütünleştiren Türkiye Devleti, tüm sivil, siyasi, demokratik araç ve mücadele alanlarını yasaklama ve saldırılar ile ortadan kaldırmaya çalışmaktadır” dedi.
PAK Parti Meclisi, Rojava Kürdistanı’nda elde edilebilecek her türlü kazanıma şimdiden engel olmak için, İdib’i, Cerablus’u işgal eden, Afrin’e saldırı hazırlığında bulunan Türkiye Devleti’nin bu siyasetinin beyhude bir girişim olduğunu ve bu girişimleri protesto ettiğini açıkladı.
PAK Parti Meclisi, “Türkiye Devleti’ni bu şiddet, çözümsüzlük ve Kürt Karşıtı siyasetten vazgeçmeye, OHAL’e son vermeye; Kürt ve Kürdistan sorununun siyasal çözümüne, özgürlük, demokrasi ve adalete kapı aralayacak gerçek bir çözüm sürecini başlatmaya çağırmaktadır. Bunun da ilk adımı şiddete son vermek ve Kuzey Kürdistan’daki tüm Kürt partilerini muhatap alan siyasal çözüm amaçlı görüşmelere başlamaktan geçer” dedi.
PAK Parti Meclisi, PKK’yi de Kuzey Kürdistan’da silahları susturmaya çağırdı.
“Güney Kürdistan’da yaşanan kırılmanın da bir kez daha gösterdiği gibi, iç birliği bozmaya yönelik her türlü siyaset ve ihanet girişimi sömürgeci, işgalci güçlerin en önemli dayanaklarından birini oluşturmaktadır” diyen PAK Parti Meclisi, “Bu tecrübeden de ders çıkararak, Rojava Kürdistanı’nda TEVDEM, ENKS ve tüm Kürt partilerini bir kez daha ortak bir askeri, siyasi, ekonomik yönetim oluşturmaya çağırıyoruz. Bu yolda özellikle de TEVDEM ve PYD’nin Hewlêr ve Dihok Mutabakatları’nın gereklerini yerine getirmesi büyük önem taşımaktadır. Gerek bölge devletlerinin Kürtlerin özgürlük mücadelesini boğmaya yönelik her türlü planlarına, gerekse de uluslararası aktörlerin halkımıza yönelik saldırılara sessiz kalma siyasetlerine karşı en büyük direniş gücümüz iç birliğimizdir” dedi.
İran’ın Kürtlere yönelik özel saldırılarına dikkat çeken PAK Parti Meclisi, “Ortadoğu’nun büyük alt üst oluşlara gebe olduğu bir süreçte, Doğu Kürdistan’da halkımızın yürüttüğü özgürlük mücadelesinin de temel garantörü iç birliktir. Siyaseten tek partide birleşebilenler birleşmeli, tek partide birleşemeyenler de ulusal demokratik ittifaklarını bir an evvel oluşturmalıdırlar” dedi.
Dört parça Kürdistan’da yaşanan gelişmelerin de bir kez daha gösterdiği gibi, gerçek ulusal-demokratik nitelik ve bileşimiyle bir ‘’Ulusal Kongre’’nin henüz koşulları yoktur. Ulusal Kongre gibi değerli ve anlamlı bir kurumu, olur olmaz zamanlarda gündemleşetirmek ya da böylesi bir kurumun gerçek niteliğini zedeleyecek her adım, ‘’Ulusal Kongre’’ye giden yola döşenen bir engel işlevini görecektir. Ama tek tek parçalarda ulusal-demokratik amaç ve prensipler üzerinden işbirliği ve ittifakların örgütlendirilmesi ve bu temelde parçalar arası Ulusal Demokratik Koordinasyon’un sağlanması daha gerçekleşebilir ve gerekli bir ihtiyacı ifade etmektedir.
Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de 2019 Yılı içinde yapılacak olan Yerel Yönetimler, Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikkat çeken PAK Parti Meclisi, “Hazırlıksız yakalanmamak için, bugünden mümkün olan en geniş ulusal demokratik potansiyelin iş birliği ve ittifakını hedefleyen bir diyalogun geliştirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. ” dedi.
Temmuz 2015’te tekrar başlayan çatışmalı sürece karşı tutum alan, PAK’ın da içinde bulunduğu Kürdistani parti ve hareketlerin iş birliğine büyük önem veren PAK Parti Meclisi, bu iş birliğinin Bağımsızlık Referandumunu Destekleme İnisiyatifiyle daha bir üst aşamaya vardığına dikkat çekti. “Kuzey Kürdistan’da siyasal partilerin öncülüğünde en geniş toplum kesimlerinin örgütlenmesi bugün de temel bir ihtiyaç olarak gündemde durmaktadır” diyen PAK Parti Meclisi, “PAK ulusal-demokratik iş birliği ve ittifakların, aşamalı olarak, kaldırabileceği yükü yüklenen bir anlayışla gerçekleştirilmesinden yanadır. Kağıt üstünde kalan ittifaklar yerine, birlikte iş yapmayı esas alan işbirliği ve ittifaklar geliştirilmelidir” dedi.
Sonuç olarak PAK Parti Meclisi, “Temmuz 2015’te tekrar başlayan çatışmalar, başarısız darbe girişimi ve OHAL ile birlikte Kuzey Kürdistan’da siyasal, sivil, demokratik, kitlesel mücadelede gözle görülür bir kırılma ve gerileme söz konusudur. Bu kırılma Güney Kürdistan’a fiili desteklerin alabildiğine az ve cılız olmasında da somut bir şekilde kendini dışa vurmuştur. Türkiye Devleti’nin hedeflediği de zaten buydu. Özgürlük mücadelemizin birçok kazanımının da ortadan kaldırılmasına yol açan bu yeni sürece uygun araç, yol ve yöntemlerin geliştirilmesi, yeniden toparlanma ve diriliş için büyük önem taşımaktadır. Kuzey Kürdistan’da yeniden inşa ve çok renkli bir siyasal yaşam için, iki temel araca ihtiyaç vardır. Birincisi ulusal-demokratik iş birliği ve ittifaklardır. İkincisi de çalışmayı esas alan, güçlü, kitlesel, ulusal, özgürlükçü, demokrat, Kürdistani bir partidir.
PAK her iki ihtiyacın örgütlendirilmesini en başat prensipleri olarak görmektedir. Ve bu fikirle, kuruluşundan bu yana birbirine yakın program ve perspektiflere sahip olan parti, grup ve kadroların birliğini savunan PAK, ne yazık ki bu yolda ilgili taraflardan gerekli karşılığı bulamamıştır. PAK bu siyasetinde kararlı bir şekilde yola devam edecektir. Ama PAK Parti Meclisi, bu perspektife sahip tüm kadroları bu realiteyi de dikkate alarak, daha güçlü ulusal, özgürlükçü, demokrat, Kürdistani bir parti yolunda her türlü fedakarlığa hazır olan PAK ile bütünleşmeye, PAK’ı sahiplenmeye ; bu yolla adım adım kitlesel, daha güçlü bir partiyi hep birlikte yaratmaya çağırıyor” dedi.
Yeni Merkez Yürütme Kurulu (MYK)’nun da seçildiği PAK Parti Meclisi toplantısında, daha güçlü, kurumsal bir çalışma için diğer gerekli görev bölüşümleri de yapıldı. 21.11.2017