PSK tarafından gönderilen PKK-KCK Yöneticilerine Açık Mektup başlıklı çağrıda şu ifadelere yer veriliyor...
Sayın yöneticiler,
Bildiğiniz gibi, 15 Temmuz darbe girişiminin engellenmesinden sonra AK Parti hükümeti, “derbecilerle mücadele” ve “devleti paralel yapıdan temizleme” gerekçesiyle OHAL ilan etti. OHAL sürecinde çıkarttığı Kanun Hükmünde Kararnameler ile “Fetöcü” olmayan muhalifleri de aynı torbaya doldurarak görevden aldı, işlerine son verdi, tutukladı ve hapse koydu.
AK Parti hükümeti, “şerden hayır çıkartmak” adına, darbeleri bir bütün olarak toplumun gündemin çıkartacak köklü değişimleri gerçekleştirmek, demokratik adımlar atmak yerine, Kürdistan’da yeni karakollar yapılacağı müjdesini veriyor.
“Bölücü teröre destek oldukları” gerekçesiyle büyük çoğunluğu Kuzey Kürdistan’da görevli, demokratik hak ve özgürlükler ile mesleki çıkarları için eylem yapan 11 bini aşkın öğretmeni görevden alıyor.
AK Parti hükümeti yetkilileri, devleti “bölücü teröre destek verenlerden temizlemek” gerekcesiyle başta İçişler Bakanlığı olmak üzere tüm devlet kurumlarında benzeri çalışmalar yaptıklarını açıklamaktan geri kalmıyorlar.
TC İçişler Bakanı, “ya herro ya merro” gibi söylemler eşliğinde “belediyeleri Kandil’in emrinden kurtarmak amacıyla” Kuzey Kürdistan’da 24 belediyeye, vali yardımcıları ve kaymakamları kayyum olarak atıyor.
Sayın yöneticiler,
AK parti hükümetinin sözkonusu uygulamalarının ciddi bir mağduriyet yarattığı bir gerçek ve öyle anlaşılıyor ki bu mağduriyet artarak devam edecek.
Devletin bu tür uygulamalarına karşı direnmek demokratik bir haktır. Baskı ve haksızlıklara karşı direnmenin en uygun ve sonuç alıcı biçimi ise, meşru, legal ve sivil alanda kalarak yapılanıdır, sivil itaatsizlik gibi gibi çağdaş yöntemlerle yürütülen mücadeledir.
Bu tür mücadelenin önündeki tek engel devlet baskısı değildir,onun kadar yürüttüğünüz silahlı mücadele, sivil alanlarda, sivillerin de zarar gördüğü bombalı araçlarla saldırılarlar da engeldir.
Silahlı mücadele ve böylesi eylemleriniz devam ettiği müddetçe, legal alanda güçlü demokratik direnişleri hayata geçirmek mümkün değildir. Oysa başta söylediğim gibi, AK Partı hükümetine geri adım attırmak, legal ve meşru alanda, sivil toplumun harekete geçirilmesiyle mümkündür.
Sayın yöneticiler,
15 Temmuz darbe girişiminin engellenmesi ve sonrasında, legal , sivil ve demokratik mücadele ile sonuç almanın mümkün olduğu açıkça bir kez daha anlaşıldı.
Partim adına sizden bu dönemde legal ve sivil siyasetin önünün açılması, demokratik mücadelenin güçlendirilmesi için, bu kez başta Kürdistanlı yurtsever olmak üzere, tüm sağduyulu ve duyarlı çevrelerin talebine kulak vermenizi, koşulsuz ateş kes ilan etmenizi istiyorum.
İlan etmeniz halinde, ateşkes sadece demokratik mücadeleyi güçledirmeyecek, aynı zamanda devletin askeri operasyonlarını sürdürmesini gereksiz hale getirecektir.
Tarafınıza onlarca kez yapılan bu çağrımızın kabul edilmesi dileği ile...
Mesud TEK / PSK-Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkanı
