HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısı yaptığı PKK'lilerin nasıl silah bırakacağına dair kendi görüşlerini paylaştı.
Yapıcıoğlu muhtemelen Kürdistan Bölgesi’nde ya da Irak topraklarında bir kamp kurulabileceğini, kanlı eylemlere karışmamış PKK mensuplarının bu kampta tutulabileceğini, önde gelen PKK liderlerinin ise Avrupa ülkelerine gidebileceğini söyledi.
Yapıcıoğlu bu arada devletin de bu kişilerin Türkiye'ye dönebilmesi için yasal düzenlemeler yapabileceğini sözlerine ekledi.
Zekeriya Yapıcıoğlu Rûdaw TV'de Dilbixwîn Dara’nın sorularına cevapladı.
Rûdaw: Çözüm süreci diye bir süreç olacak mı?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Abdullah Öcalan ile Türkiye istihbaratı arasında yaklaşık 1 yıldır görüşmeler var. Öyle görünüyor ki bir aşamaya da ulaşmış.
Rûdaw: PKK'nin silahı bırakması sonrasında ne tür değişiklikler olacak?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Hükümet diyor ki eğer PKK silah bırakırsa bazı adımlar atılacak. O adımların ne olacağını bugüne kadar belli olmadı. Şunu söyleyebilirim, bunu birçok AK Parti yöneticisi de DEM Parti yöneticisi de hatta İmralı'ya gidenler de bilmiyor. Neden? Çünkü 10 yıl önce bir süreç başladı. O süreç olumsuz sonuçlandı. Bana gör, benim kanaatime göre Kürtlerin bazı talepleri konusunda hükümet PKK ile pazarlık yaptı; yani silah bırakmak için bazı adımların atılması şart koşuldu. PKK bütün Kürtlerin temsilcisi olarak hareket ettiği için herkes adına pazarlık yapmak istediği için kendisi biraz ağırdan aldı ve süreç sonuçlanmadı. Sanırım bu yanlışlıktan ders alındı. Devlet Kürt vatandaşlarımın talepleri dilekleri varsa muhatap onlardır diyor. Bu konuda adım atacak olan merci de devlet ve hükümet. Devler ne gerekiyorsa biz yaparız ancak biz sizinle kesinlikle pazarlık yapmayız diyor. Öyle görünüyor ki PKK de DEM de bunu kabul etmiş. PKK pazarlıksız silah bıraktığında hangi adımlar gerekiyorsa onları atacağız deniliyor.
Rûdaw: Türkler adım atmaya hazır mı?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Yani biz hazırız diyorlar. Fakat o adamların ne olduğunu hiç kimse bilmiyor. Kaç adımdır, hangi adımlardır kimse bilmiyor.
Rûdaw: Kürtler ne istiyor Türkiye'den?
Zekeriya Yapıcıoğlu: İnanıyorum birçok alanda adımlar atılacak bunun detaylarını bilmiyoruz. Kürtler ne istiyor? Buradaki durum Suriye'deki durum ile İran'daki durum birbirinden farklı. Bana göre Türkiye'deki Kürtlerin yüzde 90'dan fazlası birlikte ve onurlu bir yaşam istiyorlar. Yüz yıl önce Cumhuriyet kurulduğunda diyoruz ki Kürtler ve Türkler birlikteydiler. Birinci Dünya Savaşı'nda her cephede birlikte savaştılar. 500 yıl hatta 1000 yıl öncesine gitsek yine birlikte olduklarını görürüz. O yüzden diyoruz Kürtler de bu devletin kurucuları arasındadır. Kürtler de bu devletin sahibidir. Kürtler de diyor ki biz de bu memleketin sahibiyiz. Sadece Hakkari'nin, Şırnak'ın, Diyarbakır’ın değil memleketin tamamının sahibiyiz, birlikte bu cumhuriyeti kurduk diyorlar. Bu devletin de hepimizin devleti olmasını istiyoruz diyorlar. 1925'lerden sonra Kürtlerin varlığı inkar edilmeye başlandı, dilleri yasaklandı, çok zulümler, katliamlar yaşandı. Bundan dolayı Kürtler küskün, kalpleri kırılmış. 25 Ekim'de Sayın Bahçeli parlamentoda çağrı yaptığında, Öcalan gelip PKK'ye silahları bırak çağrısı yapsın dediğinde kimse Devlet Bahçeli gibi bir şahsiyetin böyle bir çağrı yapacağına inanmıyordu. Ondan sonra Özgür Özel dedi ki ben el yükseltiyorum, Kürtler için devlet istiyorum, Kürtler de bu devletin sahibi olun dedi. Doğrusu başlangıçta biz de bu devletin sahibiydik ancak Kürtler adım adım devletten uzaklaştırıldı.
Rûdaw: Yani Kürtler devletten kopmak ayrılmak istemiyorlar mı? Türkler bundan korkuyor. Türkiye'yi parçalamak istediğinizi söylüyorlar.
Zekeriya Yapıcıoğlu: Şahsen bizim bölmeye niyetimiz yok. İnanıyorum ki Türkiye’deki Kürtlerin yüzde 90’ı da birlikte, eşit, onurlu bir yaşam istiyorlar. Kimsenin hükümran ve hizmetçi olmadığı onurlu bir yaşam istiyorlar.
Rûdaw: Siz Türkiye'de bir Kürdistan coğrafyası var diyebiliyor musunuz?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Evet söylüyoruz. 10 gün önce Diyarbakır'da bir çalıştayımız vardı ve dedik ki Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bölgenin ismi Kürdistan'dır. Bunu söylediğimizde bizim ülkeden bir toprak parçası, ayrı bağımsız bir devleti kurmak istediğimizi söylüyorlar. Biz de hayır öyle bir niyetimizin olmadığını, coğrafyanın adının Kürdistan olduğunu söylüyoruz. Cumhuriyetin başlangıç yıllarında Meclis tutanaklarında da Kürdistan kelimesi geçiyor.
Rûdaw: DEM Parti bu sürecinin başarılı geçmesi için birçok parti ile görüşmeler yaptı. Size de geldi mi?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Hayır gelmedi.
Rûdaw: Kapınız mı kapalıydı?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Hayır kapımız hiç kimseye kapalı değil. Sadece DEM Parti’ye değil herkese söylüyoruz, kim bizimle görüşmek isterse kapımız açık. Kapımız kimseye kapalı değil.
Rûdaw: Size göre silah bırakmanın mekanizması nasıl olacak binlerce PKK gerillası silahlarını nereye nasıl bırakacak?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Yaklaşık 1 yıldır Türkiye istihbaratı ile Öcalan görüşüyor, konuşuyor. Hatta Öcalan gidip gelen heyetlere de gerektiği kadar bilgi veriyor, malumat veriyor. Ben bu konunun da konuşulduğunu düşünüyorum. Mutlaka o da sormuştur. Silah bırakılsın da nereye bırakırılsın, silah bırakanlar nereye gidecek? Mutlaka bunun üzerine konuşulmuştur. Bir sistem de kurulmuş olabilir. Bu sadece Türkiye ile PKK arasındaki bir mesele de değil. Yalnız bu mesele sadece iki tarafı ilgilendiren bir mesele değil. İnanıyorum ki bazı uluslararası aktörler de bu sürecin içinde yer alıyor. Eğer silahlar bırakılırsa bunun Irak'a da tesiri olacak. Bu sorun çözülürse bunun Irak Kürdistan Bölgesi’ne de tesiri olacak. Suriyeli Kürtler üzerinde de bir tesiri olacak. Yani bütün bölgeyi etkileyecek. İran üzerinde de Irak üzerinde de etkisi olacak. Bu nedenle inanıyorum ki bunun için bir yol bulunmuştur. Diyelim ki Irak topraklarında ya da Kürdistan Bölgesi topraklarında bir kamp kurulacak ama idaresinin PKK’de olamayacak bu kampın. Böyle bir kamp düşünülmüş olabilir. Ancak silahsız olarak bulunacakları bir kamp olacak. PKK üst düzey yöneticilerinin bazıları Avrupa'ya gönderilir, bazı Avrupa ülkeleri onları alabilir. Bu da mümkündür. Muhakkak Amerika da bu işin içindedir. Çünkü onların da Suriye ve Rojava üzerinde hesapları var, bütün bölge üzerinden hesapları var. Elbette bu konuşulmuştur ancak ayrıntıları belli değil, paylaşılmamış. Eğer fikrimizi sorarlarsa biz de fikirlerimizi önerilerimizi sunabiliriz. Yani PKK mensupları bir kampta kalabilir evet, ama sonsuza kadar değil. Türkiye'nin bir yasa hazırlık yapmasına kadar. Fiilen kan dökmemiş kişilerin önü açılabilir Türkiye dönmeleri için ama diğer kalanlar için de çözüm bulunur.
Rûdaw: Rojava Kürtleri HÜDA PAR’ı çok iyi tanıyor. Nasıl çok iyi tanıyor, Gazze için düzenledikleri büyük mitinglerden tanıyor. Ve diyorlar ki neden acaba Kürtler için de böyle büyük destekleri yok?
Zekeriya Yapıcıoğlu: Destek sadece miting düzenlemek midir? İktidar orada PYD’nin eline geçtiğinde yüz binlerce Kürt kaçtı oradan. Kim onlara yardım etti? SDG iktidar olduktan sonra 250 bin Kürt Kürdistan Bölgesi’nde yok mu, 500 bine yakını Türkiye'de değil mi? Bunlar neden geri dönmüyor? PKK ile DAİŞ arasındaki savaştan kaçanlara da PKK'den kaçanlar da yardım eden bir tek bizdik.