Sevenine Hoyrat Olana da Sêva Mêxekrêj

Gül yerine şah damarımızı söküp verdik’.. -Andok’un bu bölgesel eleştirel tespiti yerindedir ve terk edilmelidir.-

06.11.2024, Çar - 10:26

Sevenine Hoyrat Olana da Sêva Mêxekrêj
Haberi Paylaş

3 Kasım 2024 Pazar günü Kuzey Yıldızı Vakfı’nın Diyarbakır’da ‘Sêva Mêxekrêj’ hazırlama etkinliğinde bir elmaya ilk kez birkaç karanfil sapladım ama gün yoğunluğundan elmayı karanfille kaplayamadım. Eşsiz bir Kürd geleneği olan Sêva Mêxekrêj sevilene, barışmak istenilene veriliyor. Beni etkileyen tarafı kimin için (anne, bana, kardeş, arkadaş, sevgili) hazırlıyorsanız birkaç saat boyunca ona olan duygunuzla baş başa kalıyorsunuz. Etkileyici bu geleneğin Kürd milletine ait olduğu bilgisi de baş döndürücü... Milletimize ve coğrafyamıza saygıyı ve değerlerini korumak için muhteşem bir sebep daha…

Ertesi günün gecesi yıllar öncesindeki bir olayı anımsadım. ‘Bir Sêva Mêxekrêj de ben hazırlayayım ama yıllardır görmediğim, haberini almadığım biri için olsun!’ dedim. Şöyle:

Yıllar önce bir arkadaşım aradı, birkaç saatliğine gelmek istediğini söyledi. Geldi. Bana yine arkadaşımız olan eşinin yaptıklarından bahsetti. Ben de evin içinde ve dışında olanlara dair sorular sordum. Anlattı. ‘Bunları duyduktan sonra yapmam gereken var, biliyorsun’, dedim, ‘biliyorum’ dedi. Ayrıldık.

İlk uygun zamanda yaşadıkları yere gittim. Benimle görüşmeye gelen arkadaşıma ‘eşinle görüşeceğim, sonrasında bize katılman için seni aramazsam burayı terk edeceğim içindir!’ dedim. Eşine de ‘birlikte zaman geçirelim’ dedim, elbette sevindi.

Bir araya geldiğimizde eşine yaptıklarını anlattım. Hiçbirine itiraz etmedi. ‘Bunlar normal’ dedi. ‘Onun bildiği, görgüsü bu kadar. Beni çok kırıyor.’ dedi. Ben de ‘senin onu incitmelerine direnmesini kabullenemiyorsun’ dedim. ‘Ben böyle yaşayacağım. O bilecek, o değişecek!’ dedi. Ben de eşinin bana anlattığı birkaç boyuttan birinden ‘eşinin gözü önünde üç kişiye aşık gibi davrandığı ve en az iki kişiye de meylettiği’ sonucunu çıkardığımı ancak bu çıkarsamamı eşine söylemediğimi belirttim. Kabul etmedi, ‘böyle davranmam bu demek değildir ve ben eşime aşığım’ dedi. Ben de ‘başkası ya da başkaları varken ya da ikiniz yalnızken şunları şunları yaptın mı, dedin mi?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi. ‘Biri diğerine aşıksa, aşık gibi davranıyorsa bunu anlarız, yaptıkların da aşık olma haline uyuyor. Yoz biri olsan seninle konuşmazdım, yaptıklarının ne anlama geldiğini, yaptıklarının eşinde yaptığı tahribatı bilmiyor, görmüyor olabilir misin?’ dedim. Yine itiraz etti.

Ayrı bir olay için, ‘Onun dalgınlığı yüzünden kendi geçmişinle yüz yüze geldin diye onu hırpalamamalıydın!’ deyince , ‘ciGerden dedim, hak etti!’ dedi. Anladım ki, artık ölçü, zaman ve yer bilmiyordu, sınır tanımıyordu: Tek eşliliğin temellerini, dinamiklerini bilmediğini, sürekli çökerttiğini, her alanının bir mayın haline geldiğini anladım ya da belki de hep böyle yaşadığını düşündüm. Arkadaşım da eşinin yaptıklarının pervasızlığını, hissiyatsızlığını muhtemelen yıllar içinde fark etmeye başladı, huzursuzluğu arttı, itirazları sıklaştı, öfke biriktirdi ve hissettiklerini bana anlatarak anlamak, anlamlandırmak istedi.

‘Anneni, babanı biliriz. Annen ve baban birbirine bunları yapmadı, yapmaz, yapamazlar!’ dedim. ‘Ben annem, babam değilim!’ dedi. Bunu deyince onunla konuşulamayacağını, konuşmaya kapalı olduğunu, durumun ağırlığını ve merhametsizliğini anladım. Bu sözünün üzerine tek bir kelime söylemeden, veda etmeden, sakince, yüzüne hiç bakmadan oradan ayrıldım. Eşini de aramadım. Sonrası mı? Onların akıbeti onları ilgilendirir.

Fotoğraftaki Sêva Mêxekrêj’i o kişinin eşine tekrar tekrar yaptıklarını, bir kez bile duraksamamasını hatırlayarak hazırladım ama ona teslim etmek için değil. Eşi bana anlattığında ve sonra karşısına geçip kendini dinlediğimde etkisi günlerce sürmüştü ve o etki yıllar sonra bugün elma ve karanfil ile ilişki kurdu..

Sêva Mêxekrêj yalnızca yeni başlangıçların ya da kırgınlığı aşarak devam etmek isteyenlerin değil; psikolojik şiddet karşısında direnen sahici duyguların, duyumsamaların da temsili olsun.

Kürd toplumunun en temel eksiklerinden biri de coğrafyamız orijinli bireyin ve toplumun eleştirisinin yapılmamasıdır. Önemseyerek, dikkatleri bu alana da çevirerek sağlıklı birey ve toplum için bilimsel yöntemle çalışmak gerekiyor.

Dinler tarihini, mitolojiyi dikkate alarak günümüze gelirsek; elmaya ilk karanfili batıranın (ve şu anda batıranın) cinsiyetinin, varsıllığının, kariyerinin, yaşının ne önemi var!

 

Salı, Kasım 5, 2024; Kıtılbil

Bu haber toplam: 2382 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:29:44
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x