Kürtlerin dünyada sempatiyle karşılanan ve meşru görülen gücü, daha meşruiyet sorununu aşamamış, "selefçi/cihatçi terör örgütü" iktisapli HTŞ karşısında gerçekliğini, prestijini, strateji hususundaki kafa karışıklığı sebebiyle okuyamadığını gösteriyor. Bunun daha sonra nereye evirileceğini kestirmeyi de halen güçleştirmektedir.
Muhammed Colanî (Ahmet Eş Şahra), El Kaide, İŞİD, El Nusra vs. lider kadrolarındandır.. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, tüm medeni dünya onu ve teşkilatını "Terörist" olarak görüyor!
Ahmet El Şahra bu iktisapli haliyle, çok kimlikli, çok etnisiteli, çok inançlı olan, Arap, Kürt ve Dürzilerin ulusal nitelikte ve çok sayıda azınlık yani milliyet olduğu Suriye'de, "Federasyon, özerklik, ulusların kendi güvenliğini aldığı askeri özerklik ve ademi merkezi bir sistemi kabul etmiyoruz!" demesi, siyasal İslamist ideolojisine uygundur. Zira siyasal İslam'ın fıtratında, teslim alma, teslim olma ve "Darul Harp" vardır.
Bu durum siyasal İslam'ın tecelli olduğu her yerde uygulanan bir haldir. Dolayısıyla Suriye ya da herhangi bir yerde, bu konuda kiritik yapılırken, tarihi gerçeğin farkında olarak hareket etmek, tutum geliştirmek önemlidir!
Bu önemin bilincinde olarak, Suheyda şehri ile Dûrzi Dağı bölgesindeki Durziler, Lübnan, Ürdün ve İsrail'deki nüfuslarını da arkalarina alarak "Federasyon" istemlerini net ortaya koyan en kararlı siyasal ulus olarak beliriyor.
Nusayriler(Arap Alevileri-Şiia), Tersus ve Lazkiye'yi merkez edinmiş, Suriye'nin geneline de dağılmış, şiddete ve tecavüze en açık, tedirgin ve hedefteki savunmasız kesim olarak yaşamaktadır.
Seküler Araplar ve geçmişte ve şimdi Şam'a karşı konumlananlar, çoğunlukla Suriye'nin doğusundakiler, Kürtler ile hareket ediyorlar. Diğer alanda yaşayanlar da Kürt hareketine ve Kürtler ile hareket eden soylularına ümit bağlamaktadırlar.
Kürtler, siyasi olarak heterojen olmalarına rağmen, bu parça Kürdistan'ın en küçük birimidir ve beli bir cağrafyaya yerleşmiş olmalarıyla esas yaklaşımları federasyon olarak formüle eden eğilimleri öne geçmektedir. Kürtlerin siyasal durumu ve yaşananlar dünyanın da dikkatinden kaçmıyor. Ayrıca alanda en zengin petrol, tarım alanlarını, su hattını elinde bulundurmakta ve Amerika'nın başını çektiği Koalisyon güçlerinin desteğini almaktadır. Bütün bu avantajlarının yanı sıra hareket kabiliyeti olan en güçlü askeri gücü ve İŞİD'i yenmiş, esirleri ve tecrübeyi de elinde bulunduran prestije sahiptirler.
Bir de SMO'nun Turkiye ile birlikte kuzeyden Kürtlerin etkin olduğu alanlara müdahale edip, alan kapma savaşı veriyor ki, bunu meşrulaştırmak üzere yaptığı zorlama karşılık bulamamaktadır. Zira ismi ordu, ancak HTŞ gibi terörist bir teşkilat bile SMO'yu "çapulcu-tecavüzcü" diye nitelendiren, kendinden uzak tutmayı yeğliyor.
Şam yönetimi ise tüm esnek görünümüne, tarihi siyasal merkez vs. olmasına rağmen, yoğun ziyaret ve girişimleri ile daha meşruiyet kazanmış değil ve kuvvetle "terörist" damgasını bertaraf etmekte zorlanmaktadır.
Durum bu olunca, Kürtlerin dünyada sempatiyle karşılanan ve meşru görülen gücü, daha meşruiyet sorununu aşamamış, "selefçi/cihatçi terör örgütü" iktisapli HTŞ karşısında gerçekliğini, prestijini, strateji hususundaki kafa karışıklığı sebebiyle okuyamadığını gösteriyor. Bunun daha sonra nereye evirileceğini kestirmeyi de halen güçleştirmektedir.
Bütün bunlara rağmen, Suriye'nin oluşacak sisteminde çok sayıda faktör var. Ancak etkili olan diplomasi ve batı olacağı öne çıkıyor...
Bu hususta, "Uluslar" konusundaki araştırmaları ile önlü olan Azar Gat da, "Siyasal İslam'da özerklik ya da ademi merkeziyetçiliğe yer yoktur!" Bazı zorunlu koşullar istisnadır ve sürdürülebilirliği de eşyanın tabiatına aykırıdır.
İzmirli/ İyonyalı Tarihçi Heredot'un "Dünyanın ilk ulusu Mittani" ve sonra Medlerin evlatları olan Kürtlerin, bugün 70 milyonluk nüfusları ile siyasal strateji hususundaki karmaşıklığı anlamakta güçlük çekmemek elde değil!
Kürtler sahada jeopolitik avantajlar ile çalışır haldedir.
Artık gerisine, sahadaki siyasilerin alabileceği istikamet ve verebileceği kararlar geleceklerine yön verir!