31 Mart 2019 yerel seçimlerine katılma hakkını kazanmış Kürdistani bir partinin olmayışı, hepimiz için büyük bir eksikliktir. Seçimlere katılma hakkını kazanmış Kürdistani bir partinin oluşturulması ihtiyacının, önümüzdeki yıllarda sıcak bir gündemle kendisini dayatacağını söyleyebiliriz.
31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimler yapılacak.
2019 yerel seçimlerinde alacağımız tutum, elbette ki genel olarak seçimlere bakış açımız ve özelde de 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri ile 24 Haziran 2018 seçimlerinde sergilediğimiz tutumlardan bağımsız olarak ele alınamaz.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde alacağımız tutumun daha iyi anlaşılabilmesi için, PAK’ın kuruluşundan bu yana gündeme gelen seçimlere dair siyasetini kısaca ele almakta yarar görüyorum.
Seçim siyasetimizin seyri
7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP, seçim ittifakına katılması için PAK’a bir teklif getirdi. PAK, ittifak için, en temel ulusal demokratik hak ve özgürlükleri içeren bir asgari siyasi prensipler mektubunu HDP’ye sundu. Ama HDP bu siyasi prensipler temelinde bir seçim ittifakına olumlu yanıt vermedi. PAK da, sadece birkaç parlamenterlik için siyasal prensiplerinden feragat edemeyeceğini belirterek, HDP ile herhangi bir seçim ittifakına girmedi.
24 Haziran 2018 seçimlerinde, bu kez PAK, 4 Kürdistani parti ve hareketle birlikte Kürdistani Seçim İttifakı’nı oluşturdu. Kürdistani Seçim İttifakı, asgari siyasi prensipleri içeren bir mektup ile HDP ve HÜDAPAR’a seçim ittifakı teklifi götürdü.
Kürdistani Seçim İttifakı, HDP’nin kendisini ‘Türkiye Partisi’, HÜDAPAR’ın kendisini ‘İslami Parti’ olarak nitelendirdiğini bilerek; siyasi prensiplere dayalı seçim ittifakı teklifini bu iki partiye götürdü.
Bu gerçeklikten hareketle, hiçbir açıklamamızda HDP ve HÜDAPAR’ı ‘Kürdistani parti’ olarak tanımlamadık; zaten onlar da kendilerini bu şekilde tanımlamıyorlar.
Kürdistani Seçim İttifakı’nın bu iki partiye götürdüğü seçim ittifakı teklifi, bu partilerin Kürtlere, Kürdistan’a dair kimi söylemlerine ne denli bağlı olduklarını tartışmasız bir şekilde gözler önüne seren bir turnusol kağıdı görevini gördü.
HÜDAPAR zaten bugüne kadar kendilerine sunulan yazılı seçim ittifakı teklifiyle ilgili olarak Kürdistani Seçim İttifak’ına herhangi bir yazılı cevap bile vermedi.
HDP ise hem ’Bu talepler zaten programımızda var’ diyerek Kürdistani Seçim İttifakı ile 6 maddelik bir deklarasyonda anlaştı, hem de bu maddelere kendi seçim deklarasyonunda yer vermeyerek yapılan tüm görüşmeleri yok saydı. Ve üstelik gerçekleri ters yüz ederek, ’milletvekilliği pazarlığı yüzünden anlaşamadık’ gibi, gerçekle hiçbir alakası olmayan yalan, yanlış beyanlarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştı.
Aynı dönemde KCK yöneticisi Mustafa Karasu da HDP’nin Kürdistani partilerle ittifak girişiminin gerçekleşmemesi için kimi açıklamalarda bulundu.
Bizler, Kürdistani Seçim İttifakı partileri olarak, siyasi prensipler temelinde bir seçim ittifakına yanaşmayan HDP’nin, 19 Mayıs 2018 günü, son anda bile, ‘gelin seçim listelerinde sizlere yer verelim’ teklifini, hiçbir tartışma ve ‘pazarlığa’ girmeden reddettik.
Şimdi, 31 Mart yerel seçimlerine giderken, elbette ki bütün bu yaşananları yok sayamayız.
Siyaseti bir kan davası, düşmanlık temelinde karşıtlık olarak gören yaklaşımlardan, anlayışlardan farklı düşünüyoruz tabii ki. Ama, siyasi prensipleri, milli değer ve çıkarları bir tarafa bırakarak, seçim ittifaklarını salt ‘bir milletvekilliği, bir belediye başkanlığı’ kapma derekesine indirgemeye çalışan yaklaşımlarla da farklı düşündüğümüzü özellikle belirtmek istiyorum.
Kürdistani partiler arasında boy veren görüş farklılıkları
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde alınacak tutum için bir araya gelen 5 Kürdistani parti ve hareket(PAK, PSK, PDK, PDKT, Azadi Hareketi), yapılan birkaç toplantı sonucunda ne yazık ki ortak bir siyasette mutabakata varamadılar. Görüşmelerde farklı farklı görüşler ortaya çıktı.
Söz konusu toplantılarda; siyasi partiler, STK’lar ve toplumun en geniş kesimlerinden şahsiyetlerin oluşturacakları ‘Yurtsever, Demokrat, Bağımsız Adaylar Platformu’nu oluşturarak bağımsız adaylarla seçimlere katılma yönünde görüş dile getirenler oldu.
Parlamento ve belediye seçimlerinde siyasi prensiplere dayalı ittifakın şart olmadığını, elde edilecek kimi partisel çıkarlar esas alınarak her parti ile ittifaklar geliştirilebileceğini dile getirenler oldu.
24 Haziran seçimlerinde izlenen siyasetin devam ettirilmesini ve bu temelde HDP ile tekrar görüşülebileceğini belirtenler oldu.
Oluşan bu tablo karşısında izlenecek yol haritası için 5 Kürdistani parti ve hareket daha bir karara varamamışken, HDP Eş Genel Başkanları’nın görüşme talepleri tek tek Kürdistani partilere ulaştırıldı.
Bu temelde, 20 ve 27 Ekim tarihlerinde HDP ve bazı Kürdistani partilerin katılımıyla yerel seçimlerde ittifakın görüşüldüğü 2 toplantı gerçekleştirildi.
PAK ve PSK söz konusu toplantılara katılmazlarken, PDK, PDKT ve Azadi Hareketi, bu toplantılara katıldılar ve HDP ile 31 Mart 2019 yerel seçimleri için ittifakı içeren görüşmeleri sürdürme kararı aldılar.
PAK ve PSK ise ayrı ayrı aldıkları kararlarla, mutabakat sağlanabilecek siyasi partiler, STK’lar ve şahsiyetlerle birlikte yerel bağımsız adaylar platformlarını oluşturarak, 31 Mart 2019 yerel seçimlerine bağımsız adaylarla katılma yönünde bir tutum aldılar.
PAK ve PSK, bu siyasete uygun bir yol haritası oluşturmak amacıyla, 11 Kasım 2018 günü çok sayıda Kürdistani siyasetçi ve aydının katıldığı, ‘ Yerel Seçimlerde Ulusal Demokratik Alternatif’ şiarıyla ‘Yerel Seçimler Çalıştayı’ ile ilk adımı attılar.
PAK, 24 Haziran 2018 seçimlerinden önce, HDP ve HÜDAPAR ile siyasi prensiplere dayalı seçim ittifakı girişiminin doğru bir girişim olduğuna inanmaktadır. Aynı şekilde, siyasi prensipler temelinde bir ittifak sağlanamadığında, salt birkaç milletvekilliği için HDP ile seçim ittifakı yapılmamasının da doğru ve ilkeli bir tutum olduğunun bilincindedir.
Ama HDP ile ittifak sağlanamayınca, Kürdistani Seçim ittifakı maalesef halkımıza bir B planı, başka bir seçenek sunamadı. Bunu da ciddi bir eksiklik olarak not etmekte yarar vardır.
HDP ile 2019 yerel seçimleri için neden ittifak yolunu seçmedik?
HDP ile 2019 yerel seçimleri için neden ittifak yolunu seçmedik sorusuna çok kısa ana başlıklarla yanıt vermeye çalışacağım.
--Yerel seçimlerde ulusal demokratik bilinç ve anlayışın halkımız nezdinde bilince çıkarılması için, Kürdistan’da yerel iktidarın ilk adım ve deneyiminin örülebilmesi için, program ve siyasi perspektifimiz doğrultusunda halkımıza daha doğru bir çözümün sunulması esastır. Çok renkli, çoğulcu bir siyasetin ülkemizde geliştirilmesi halkımızın geleceği için yaşamsal bir önem taşımaktadır. Bu anlayışla, HDP’ye, HÜDAPAR’a düşmanlık siyaseti gütmeden, yerel seçimlerde halkımıza kendi görüş, öneri ve çözümlerimizi sunmak istiyoruz.
--HDP, 24 Haziran seçimlerinde Kürdistani partilerle 6 maddelik bir deklarasyonda anlaştı ama bu deklarasyonu ve yapılan tüm görüşmeleri yok sayarak, bu 6 maddeyi kendi seçim deklarasyonuna koymadı.
--HDP, 24 Haziranda seçim ittifakının gerçekleşmemesinin sebebi olarak ‘milletvekilliği sayısında anlaşamamak’ gibi gerçekle hiçbir alakası olmayan yalan, yanlış açıklamalarla kamuoyunu manipüle etme ve Kürdistani partileri töhmet altında bırakma yolunu seçti.
--HDP, Kürdistani partilerle 6 maddelik bir deklarasyonda anlaştı, ama hiçbir açıklamasında bu 6 maddede anlaşma sağlandığını kamuoyuna deklere etmedi. Yani bu 6 maddeyi gizledi, yok saydı, şeffaf davranmadı.
Evet HDP’nin, kendileriyle yapılan görüşmeleri yok sayan bir tutum sergilemesi ve bu temel noktaların hiçbiri ile ilgili olarak bugüne kadar ne bizlere ne de Kürdistan kamuoyuna hiçbir izahatta bulunmamış olması; yalan, yanlış açıklamalarla kamuoyunu manipüle etmeye çalışması, HDP ile yeni bir seçim ittifakı girişiminin yapılmamasında en önemli etkenler olmuştur.
HDP, 24 Haziran seçim deklarasyonuna üzerinde mutabakata vardığımız 6 maddeyi koymadı. 23 Mayıs 2018 günü Diyarbakır’da açıklamış olduğu ‘Kürt Sorununa Çözüm Deklarasyon’unda da HDP, Kürtlerin millet olarak, Kürdistan’ın ülke olarak varlığını ve siyasi statü hakkını içeren 6 maddeye yer vermedi; ‘üniter devlet sistemi içinde’ çözüm önerdi. HDP o günden bu yana yaptığı her açıklamasında ‘Demokratik ulus, ortak vatan’ demeye devam etmektedir. HDP Kürt sorununun çözüm adresi olarak da hala sadece PKK’yi, Öcalan’ı adres göstermektedir. HDP demokrat bir ‘Türkiyeli Parti’’ gibi de davranmamakta; Kürtlerin milli ve ülkesel gerçekliğine, Kürdistan’da siyasi statü hakkına kendi program ve deklarasyonlarında yer vermemektedir.
HDP’nin bu siyasal yaklaşımı ve yapılan görüşmelerdeki mutabakatlara bağlı kalmaması, ittifak anlayışı ve ruhuna uygun davranmaması; hem seçimler, hem de Kürt ve Kürdistan sorunu ile ilgili temel siyasal konularda HDP ile herhangi bir ittifakın önündeki en önemli engelleri oluşturmaktadır.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde esas alacağımız parametreler
31 Mart yerel seçimlerine dair siyasetimizi belirlerken şu temel parametreleri esas alacağız:
--Asgari milli, demokratik siyasi prensiplerimizle seçimlere katılım sağlamak.
--Katılımcı, demokratik, çağdaş, milli prensip ve değerleri sahiplenen ve geliştiren, şeffaf, halk için hizmeti esas alan, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ıyla uyumlu bir belediyecilik yönetimi ve anlayışını hayata geçirmek.
--Kuzey Kürdistan’da çok renkli, çok sesli, çoğulcu siyasetin yaşam bulması için; özgürlük, demokrasi, adalet ve milli demokratik siyaset ve değerlerin geliştirilmesi, farklı siyasal yol ve yöntemlerin topluma sunulabilmesi için, yerel seçimlerin önemli bir fırsat olduğuna inanıyoruz.
Bu anlayışla, ’tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak’ diyen ve 95 yıllık çözümsüzlük siyasetini devam ettiren partiler, Kuzey Kürdistan siyaset arenasından halkın oylarıyla tasfiye edilmelidirler diyoruz.
Yine bu anlayışla, Kürtlerin milli, Kürdistan’ın ülkesel varlığını ve Kürdistan halkının en temel ulusal demokratik hak ve özgürlüklerini, siyasi statü hakkını programlaştırmayan HDP ve HÜDAPAR gibi partilerin dışında; düşmanlık siyasetinden uzak bir yaklaşımla milli, demokratik, çoğulcu, kişilikli siyaset ve duruşu güçlendirmek gerekir diyoruz.
Yerel seçimlere bağımsız, yurtsever adaylarla katılmak
31 Mart 2019 yerel seçimlerine katılma hakkını kazanmış Kürdistani bir partinin olmayışı, hepimiz için büyük bir eksikliktir. Seçimlere katılma hakkını kazanmış Kürdistani bir partinin oluşturulması ihtiyacının, önümüzdeki yıllarda sıcak bir gündemle kendisini dayatacağını söyleyebiliriz.
Zaten Kürtler için anti-demokratik niteliğini hep koruyan seçim sistemindeki ekstra adaletsizliklerden dolayı, bağımsız adaylarla seçimlere katılmanın birçok dezavantajı kendi içinde taşıdığının da farkındayız. Fakat seçim süreçlerini kendi prensiplerimiz doğrultusunda değerlendirebilmek ve halkımıza doğru yolu sunmak da ulusal bir görevdir.
Bu nedenle de PAK, mutabakat sağlayabileceği en geniş siyasi parti, STK ve şahsiyetlerle birlikte, imkanlar, koşullar, dezavantajlar vb. tüm faktörler de dikkate alınarak, mümkün olan yerlerde bağımsız adaylarla seçime katılmayı daha doğru görüyor. İlk aşamada PSK ve PAK ortak bir tutum geliştirdiler. Ama daha geniş kesimlerin sahiplenmeleriyle ortak platformlar yaratılması daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Bu anlayışla, PAK ve PSK son güne kadar da bu perspektifi benimseyen her parti ve kesim ile ittifaka açık olacaklardır.
PAK, seçimler için ittifak sağlayamadığı partilerle diyalog kapılarını açık tutacaktır.
PAK ve PSK, mutabakat sağlayabilecekleri tüm parti, STK ve şahsiyetlerle birlikte 31 Mart yerel seçimleri ile ilgili siyasi prensiplerini ve belediyecilik anlayışını içeren kapsamlı ortak bir deklarasyonun hazırlanması çabası içinde olacaklardır.
Evet, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’ni ulusal-demokratik bir anlayış ve alternatifin sunulacağı bir platforma dönüştürmek için, en geniş yurtsever potansiyelin katılımıyla, Bağımsız, Yurtsever, Demokrat Ortak Adaylar Platformlarını oluşturalım diyoruz.