ABD’den, İran ambargosunu delen ülkelere ceza sinyali

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İran'a yeniden uluslararası yaptırımların uygulanmasına yönelik ‘snapback’ adlı mekanizmayı aktifleştirmeye yönelik çabalarının etrafındaki siyasi düğüm, iki nokta çevresinde dönüyor. Birincisi, nükleer anlaşmadan çekilmesine rağmen Washington'a mekanizmanın aktifleştirilmesi için talep hakkı veren güçlü bir yasal dayanağın olması, ikincisi, dünyanın bu mekanizmayı önümüzdeki Kasım ayında yapılması planlanan seçimleri kimin kazanacağını öğrenmek ve buna göre ilerlemek için Washington'a dayatmaya çalıştığı bekleme durumunun dahi ötesine geçilmesi.

21.08.2020, Cum - 10:36

ABD’den, İran ambargosunu delen ülkelere ceza sinyali
Haberi Paylaş

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ülkesinin bu yaptırımları yeniden uygulama imkanı ve hakkı olduğunu vurgularken Twitter hesabından, nadir görülebilecek bir şekilde eski Başkan Barack Obama yönetimi hakkında olumlu ifadeler kullandığı şu tweeti yazdı:

“Önceki yönetim, ABD’nin İran'a yeniden yaptırım uygulayabilmesi konusunda hiçbir şüphe yer bırakmadı. Yapmak istediğimiz şey bu. Başkan Trump'ın da dediği gibi: ‘Sonunda daha fazla şiddet, terör ve nükleer silahlara sahip bir İran’ın olacağı bir yolda ilerlemeyeceğiz.’”

Pompeo, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanan yaptırımların uygulamasını reddetmeleri halinde, ülkesinin Rusya ve Çin'i tereddüt etmeden cezalandırmaya hazır olduğunu da açıkça söyledi. Bir televizyon kanalında verdiği röportajda Pompeo, “Hiç şüphesiz. Bunu zaten yaptık. Mevcut ABD yaptırımlarını ihlal eden herhangi bir ülkeyi bundan sorumlu tutuyoruz. Daha geniş BMGK yaptırımları için de aynısını yapacağız” ifadelerini kullandı.

Başkan Trump'ın isteği üzerine söz konusu mekanizmayı aktifleştirmek için New York'ta iki gün geçirecek ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi salonlarında destek arayacak olan Pompeo, İran dosyasını görüşmek üzere BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya geldi.

Bununla birlikte başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerin, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi nedeniyle İran’a yeniden yaptırımlar uygulanmasını talep etme hakkını kaybettiği yönündeki iddialarına öfkeli olan Washington, eğer kendisi dahil olmasaydı ne bu anlaşmanın ne de bu anlaşma için yapılan müzakerelerin gerçekleşmeyeceğini öne sürerek, karar verici ve dolayısıyla ‘doğan bu çocuğun annesi’ olduğunu iddia ediyor. Dahası, Dışişleri Bakanlığı'ndaki hukuk danışmanları nükleer anlaşmanın BMGK karar mekanizması dahilinde onaylandığına işaret ediyorlar. Bu da onlara göre Washington’ın anlaşma ile bağlantılı olduğu ve orijinal anlaşmanın bir parçası olduğu için de snapback mekanizmasını harekete geçirme yetkisine sahip olduğu anlamına geliyor. Bununla birlikte anlaşmada, imzalayan taraflardan birinin anlaşmadan çekilmesi halinde ayrıcalıklarını kaybedip kaybetmeyeceği konusunda herhangi bir ifade yer almıyor.

Pompeo, aslında tüm Avrupa ülkelerinin içten içe İran’a uygulanan silah ambargosunun sürmesini istediklerini, ancak İran'ın bu silahlara sahip olmasını istemediklerini söylemelerinin tam bir talihsizlik olduğunu, fakat ahlaki açıdan doğru olanın bu olduğu düşüncesiyle bu ‘saçma’ anlaşmayı korumaya çalıştıklarını ve ambargoyu uzatmayı reddettiklerini söyledi. Trump yönetiminin Avrupalıların kendisini desteklesin veya desteklemesin ‘doğru olanı yapacağını’ belirten Pompeo, “Bu durum ABD’nin ve hepimizin güvenliğini korumamıza asla engel olmayacak” dedi.

Trump yönetimi, başkanlık seçimleri yaklaşırken sadece ABD’nin değil, tablo netleşene ve Beyaz Saray’ya kimin gireceği öğrenilene kadar önemli kararlar almamayı tercih eden diğer ülkelerin de harekete geçmeden önce beklemede olduklarının farkında.

Öte yandan nüfuz sahibi biri olarak bilinen Demokrat Senatör Chris Van Hollen, ister düşman ister müttefik olsun diğer tarafların benimsediği bir stratejinin söz konusu olduğunu belirtti.

Senatör Van Hollen şunları söyledi:

“Ancak Obama döneminde İran'ı müzakere masasına getiren başarılı çaba, hedeflerimize ulaşmak için Avrupa Birliği (AB) ile koordineli ve ortak bir şekilde, ekonomik gücümüzü de kullanarak daha etkili bir baskının uygulanabileceğini gösteriyor.”

Önümüzdeki dönemde İran dosyasına yeni ve farklı bir yaklaşım olacağını düşünen Demokrat Senatör, “Açıkçası, eğer her iki önemli yapı da birlikte çalışırsa bir dalgalanma etkisine sahip olacaktır” ifadelerini kullandı.

Ancak Trump, taraftarlarına ve seçmenlerine daha fazla dış politika başarısı sunmak ve bunu, Demokrat rakibi Joe Biden ile yarışında diğer başarılarının yanına eklemek istiyor. Buna karşın Biden, Trump'ın tüm şüphelerine rağmen anketlerdeki liderliğini sürdürmeye çalışırken, başkan yardımcılığı adaylığını kabul eden ve güçlü diliyle tanınan Kamala Harris ise Trump'la mücadeleyi bizzat üstlenme sözü veriyor.

Şarkul Avsat
Bu haber toplam: 4234 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:15:16
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x