ABD’li askeri komutanlar saldırılarda insansız hava araçların kullanılması konusunda en üst düzeyde uyarıda bulundu. Daha önce IŞİD saldırılarında dron kullanıyordu, ancak şimdiler ise Şii milisler bu araçları kullanmaya başladı.
Drone’larla gerçekleştirilen saldırıları önleyecek bir teknoloji hâlihazırda yok. Ancak ABD’li askeri uzman Brett Velicovich, drone saldırılarıyla ilgili bir teknolojiden varlığından, ülkelerin bu konuda daha çok bilgiye sahip olmaları gerektiğinden ve artık kullanmaları gerektiğinden bahsetti.
Daha önce ABD istihbaratı ile özel harekâtta görev yapmış eski bir asker olan Brett Velicovich, aynı zamanda insansız hava araçları konusunda uzman.
Daha önce Irak, Afganistan ve başka ülkelerde görev yapmış tecrübe sahibi bir isim olan Brett Velicovich, Rûdaw Washington muhabiri Roj Eli Zalla ile yaptığı özel söyleşide, Erbil Havalimanına yapılan drone saldırılarına ilişkin detaylara, saldırıda hangi araçların kullanıldığına ve hangi uzaklıkta yapıldığına dair değerlendirmelerde bulundu.
Rûdaw: İlk olarak sizin ve ekibinizin çalışmasından bahsetmek istiyorum. İşinizle ilgili bize ne söylemek istersiniz?
Brett Velicovich: Öncelikle bu fırsatı verdiğiniz için teşekkürler. Ben bir drone teknolojisi uzmanıyım ve uzmanlığım da ABD Ordusu Özel Harekat Birimleri ile olan deneyimime dayanmaktadır. Irak, Afganistan ve Kuzey Afrika gibi dünyanın değişik ülkelerinde görev yaptım. Görevim ABD’nin ulusal çıkarlarına tehdit oluşturan IŞİD, El Kaide ve diğer terör örgütlerine karşı operasyon düzenlemekti. Benim işim, teröristleri tespit edip ortadan kaldırmak için drone teknolojisini kullanmaktı.
Rûdaw: Siz ve ekibiniz çalışmanız sırasında Ebu Bekir Bağdadi gibi üst düzey yetkilileri bulmaya çalışıyordunuz, onları bulmakta ne kadar başarılı oldunuz?
Brett Velicovich: Peşinde olduklarımızın çoğu yüksek rütbeli teröristlerdi. Hepsi örgütlerin ilk onu arasında yer alıyordu. IŞİD ve El Kaide gibi örgütlerden bahsediyorum. ABD güçlerine ve hükümetine karşı olan Ebu Abdullah Şafii Ansarul İslam gibi El Kaide’ye yakın şahıs ve grupların faaliyetlerini odaklanıyorduk.
Rûdaw: Ebu Bekir Bağdadi ve diğer yüksek rütbeli şahıslara yakınlaşabildiniz mi?
Brett Velicovich: Evet, bu konuda da bir kitap yazdım ve orada bu konuya değindim. Ekibimizin en başlıca görevlerinden biri de IŞİD’in başı olan şahsı yani Ebu Ömer Bağdadi’yi bulmaktı. Tikrit’in kuzeyinde kendisini bulduk. Zarkawi’nin yerine geçen Ebu Eyyüb El Mısri ile birlikte bir tuvalette saklanıyorlardı. İlginç olan durum şuydu; bu iki şahsı yakalamak için kullandığımız kişi Ebu Bekir Bağdadi’ydi. Çünkü Bağdadi’nin hataları bizi birinci ve ikinci aranan şahsa götürdü. O dönem Bağdadi listede üçüncü sıradaydı. IŞİD o dönem daha yeni örgütlenmeye başlamıştı. Diğer iki lidere ulaşması için kendisini kullandık. Daha sonra onu da yok ettik. Bütün gözler Ebu Bekir Bağdadi’nin üzerindeydi. Irak’ın özgürleştirilmesinden sonra ABD askerlerinin çekilmesi sürecine denk gelmişti. Siyasi nedenlerden dolayı Bağdadi’yi öldürme fırsatını kaçırdık. Ancak bizden sonra giden bir ekip yerini tespit edip öldürdü. Çalışmalar birer halka gibi, ortaya çıkan her lideri ABD göz ardı etmez. Nerede olurlarsa olsunlar onları bulur.
Rûdaw: Geçmiş yıllarda drone kullanarak Somali hükümetine de yardım ettiğinizi biliyorum, bu konuda sizden daha fazlasını duymak istiyorum.
Brett Velicovich: Evet, mutlu olduğum çalışmalarımdan biri de insani yardım ve bir topluma, halka verdiğim destektir. İşim olmadığı zamanlarda drone teknolojilerini kullanan yardım kuruluşlarına destek verdim. Dünyadaki bütün ülkeler ve örgütler drone uzmanlarının tecrübelerinden yararlanabilirler. Ben askeri alandan özel sektöre geçiş yaptım. Somali hükümeti ile daha önce yerleştirilmiş patlayıcıları drone’la tespit etme çalışmasına katıldım. O dönem Somali hükümetinin El Şebab adlı terör örgütü ile büyük sorunları vardı. El Şebab örgütü bütün kontrol noktalarından Somali güçlerine saldırı düzenliyordu. Somali’ye gittim ve kendilerine drone teknolojisinden nasıl yararlanabileceklerini öğrettim. Bahsettiğim drone’lar da Amazon sitesinde satılanlardı. Bu sayede güvenlik güçleri bir bölgeden diğer bölgeye geçiş yaptıkları sırada ve El Şebab grubunun saldırılarından, yerleştirdikleri patlayıcılardan kendilerini korumak için nasıl çalışacağıyla ilgili eğitim verdim. ABD Dışişleri Bakanlığıyla koordineli bir şekilde Somali’deki güçleri bu konuda eğitmek için ülkede çok uzun bir süre kaldım. Somali’de hala ekibimizin öğrettiği teknoloji kullanılıyor.
Rûdaw: Siz drone’ların iyi yönlerinden bahsediyorsunuz, ancak son zamanlarda özellikle Irak’ta drone’ların ABD güçlerine karşı saldırılarda kullanıldığına şahit olduk. Bu gelişmelerden haberdar olduğunuzdan eminim. Irak’ta yapılan saldırılara ilişkin ne söylemek istersiniz? Genelde ucuz drone’lar kullanılıyor. Ucuz bir drone alıp bomba yerleştirip saldırı gerçekleştirmek sahiden bu kadar kolay mı?
Brett Velicovich: Maalesef günümüzde bu çok kolay. Bu nedenle de her gün insanların kolayca ulaşabildiği drone’lar her geçen gün daha da gelişiyor. Şimdi öyle şeyler var ki, keşke orduda olduğum zamanlar elimizin altına olsaydı diyorum. Afganistan dağlarıyla, Irak ve Suriye sınırlarında kullandığımız drone’lara yüz binlerce dolar ödüyorduk, şimdiler de ise birkaç yüz dolara Amazon’dan sahip olabiliyorsunuz. Drone teknolojisi hızla gelişiyor. Farklı amaçlar için drone kullanmak zor bir durum değil. Zor olanı drone’da kullanılan patlayıcı maddesidir. Ancak terör gruplarının patlayıcı bulmaları o kadar da zor değil. Onlar bizim Irak ve Afganistan’da drone teknolojisiyle neler yaptığımızı biliyorlar. IŞİD gibi bir grubun drone’larda değişiklik yapması uzak bir ihtimal değil. Üzerine patlayıcı yerleştirip hava silahı olarak kullanabilirler. Drone teknolojisi hızla gelişiyor ve hızlı havalanabiliyor. GPS sistemleri ve kameraları daha da gelişmiştir. Her geçen yıl uçma kapasiteleri daha da ilerliyor ve daha uzak mesafelere uçabiliyorlar. Bu nedenle kötü amaçlarla kullanılması olasıdır. Bunun örneklerini dünyada çok gördük. Örneğin Venezuela bunlardan biri. Venezuela Başkanı konuşma yaptığı sırada az daha drone’lu saldırıyla hayatını kaybediyordu. Irak’ta ABD güçlerine karşı drone’la saldırı yapıldığına şahit olduk. Son zamanlarda da Erbil Havalimanına drone’la saldırı düzenlendi. Ben fotoğrafları inceledim, kullanılan dron her yerde bulunan bir türden ve herkes kolayca ulaşabilir. Bu insanlar tarafından ilginç karşılanıyor. Birçok insan bunun sadece devletlerin imkanı dahilinde olan bir teknoloji olduğunu zannediyor. Ancak drone sahibi herkes onu saldırı amaçlı da kullanabilir. Bunu dünyanın her yerinde gördük. Yemen’de gördük. Havalimanlarına karşı saldırılarda kullanıldığını gördük. Bu çok önemli bir konu ve Amerika’da drone’la mücadele için bir metot geliştirilmesi için çalışılıyor.
Rûdaw: Drone’a karşı geliştirilen teknolojilerden bahsetmeden önce, Erbil’deki saldırıda kullanılan dronun fotoğrafından bahsettiniz, fotoğrafı gördüğünüzde nasıl bir sonuca vardınız? Uçuş menzili kaç ve fiyatı ne kadar?
Brett Velicovich: Birincisi, fotoğrafları gördüğümde ilk not ettiğim şey drone’un “enterprise drone” olmasıydı. Bunlar ticari çeşit drone’lardır ve farklı firmalar tarafından üretiliyor. Özellikle de Çin’li firmalar, onlar daha çok belirli bir alanda çalışıyorlar. Yani söz konusu firmalar drone’ları belirli amaçlarla üretiyorlar. Örneğin ABD’nin Solar Panel şirketi Solar Panel çiftliklerinin korunması için üzerinde gelişmiş bir kamerası olan bir drone’un üretilmesini isteyebilir. Bu tür drone’lar biraz pahalıya mal olabilir. Fiyatları 3 ile 5 bin dolar arasında değişiyor. Belirli fonksiyonları olması için üretilir. Örneğin uzun menzilli bir uçuş gerçekleştirmesi için kullanılabilir. Ya da belirli ölçüde bir ağırlık taşıması için ya da hassas bir cihazın taşınmasında kullanılır. Bu, standart ve ticari bir drone çeşididir. Bir yük taşıyabilir şekilde üretilir. Patlayıcı taşıyabilir ya da başka her hangi bir nesneyi. Bu tür drone’lar 5 ile 6 kilo ağırlığında bir yük taşıyabilir. Bu ağırlıkta bir yük taşıdığında uçuş menzili düşebiliyor. Bu da söz konusu saldırının 10 milden uzaklıkta yapılmadığını gösteriyor. Drone’u gönderen şahıs yakın bir konumdan saldırıyı gerçekleştirmiştir. Çünkü o drone uzağa uçamaz. Uçaklar gibi uzun mesafeler uçabilen drone'ların kendi yedek kanatları vardır. Ama yanlarında küçük pervaneleri olan dronlar değil ve bunlara kuadkopter deniyor. Pervaneleri olmayan dronlar 10 milden fazla uçamaz. Bazıları 4-5 mil uçabilir. Bu yüzden ilk fark ettiğim şey, drone'u kontrol eden kişinin çok yakın mesafede olduğu ve hatta saldırılan yeri gören bir yerde olduğudur. Drone'nun vurulduğunu da fark ettim. Havalimanı çevresinde drone karşıtı teknoloji kullanılmış olabilir. Nöbetçiler de ne tür bir drone olduğunu, düşürülmeden önce biliyor olabilirler. Ancak bu tip Drone’lar, özellikle Erbil Havalimanı'nda gerçekleştirilen saldırıda kullanılanların bir diğer özeliği de, hava savunma sistemini kolaylıkla geçebilmeleridir. Bu tehlikelidir çünkü hava savunma sistemleri savaş uçakları ve büyük füzelerle gerçekleştirilecek saldırıları izlemek için tasarlanmıştır. Bir drone bu savunmayı geçebilirse, onu tespit etmek çok zordur. Bu, özellikle geceleri drone'u görmenin zor olduğunu bildikleri için saldırıyı gerçekleştirenler için akıllıca bir hareket. Dolayısıyla bu olaylardan öğreneceğimiz çok şey var. İlginç bir şekilde, son zamanlarda Irak'ta gördüğüm tüm drone saldırılarının her biri farklı tipte drone ile yapılmış gibi görünüyor. Saldırgan kim olursa olsun, yetenekli görünüyor ve hangi saldırı için hangi drone'u kullanacağını biliyor.
Rûdaw: Bu ilginç bir konu ki drone yüklü olduğu yada ağır bir şey taşıdığında uçuş mesafesi kısa olur diyorsunuz. Saldırıda kullanılan done kuadkopter türü ve dört pervaneli. Bu türün uçuş mesafesi uzak değil. Fakat, daha çok bahsedilen şey bu drone’ların Kürdistan asayiş güçlerinin kontrolü dışındaki bölgelerden yönlendirildiğidir. Ama siz, kuadkopterin üzerindeki yük nedeniyle uzak mesafe uçuş yapamadığını ve kullanan kişinin de hedefe yakın olduğunu belirtiyorsunuz, öyle değil mi?
Brett Velicovich: Evet, kuadkopter dronları çok sınırlı mesafelerde uçabilir. Husilerin Yemen veya Suudi güçlerine saldırmak için kullandıkları dronelara “Qasif One” drone denir ve İran drone’larıdır. Bu drone tipinin kendi yedek kanatları vardır ve yüzlerce kilometreye kadar uçabilir. Çok, çok uçabilir. Petrol boru hatlarına veya Suudi havaalanlarına saldırırken bu tür saldırılar için dörtlü helikopterler kullanıldı. Bu yüzden kuadkopteri gördüğümde aklıma gelen ilk şey, saldırıyı yönlendiren kişinin hedefe çok yakın olduğuydu. Bu bilginin iyi yanı, drone karşıtı teknoloji uzmanları bunu bildiğinde saldırganın yerini de tam olarak belirleyebilmeleridir. Özellikle eğer oraya yakın iseler, kolaylıkla drone karşıtı teknolojiyi saldırıyı önlemek için kullanabilirler. Bu teknoloji oraya ulaşmazsa, saldırılar devam eder. Bu saldırıları durdurabilecek bir teknoloji var. Tek soru, bu saldırıları durdurmak için güvenilir mi ve hava savunma sisteminin bir parçası olarak kullanılıyor mu?
Rûdaw: Saldırılarda kullanılan drone’lardan bahsettiniz. Erbil’deki saldırıda kullanılan drone’u da gördünüz, fiyatından bahsettiniz. Peki, Irak’ta kullanılan drone’ların fiyatı nedir?
Brett Velicovich: Elbette drone’ların fiyatı gelişmişlik düzeylerine göre değişiyor. 5 bin dolardan 30-40 bin dolara kadar fiyat biçiliyor. Bu da sensur ve kamera kalitesine göre değişiyor. Sadece kontrol edilen bilen GPS’li ve birşeyler taşıyabilen cinsten ise daha ucuzdur. Patlayıcı ile birlikte fiyatı bin dolardan daha azdır. Fakat, kameralı ise ve hedefini görüp çekim yapmasını istiyorsanız, sensur ve kamera için daha fazla bir gider gerekiyor. Özellikle eğer kamera gece görüşlü olursa daha pahalıdır. Sadece kameranın fiyatı 20 bin dolar kadar olabilir. Sanırım saldırılarda kullanılan drone’lara çok basit bir kamera yerleştirilmiş ki bunun da fiyatı ucuzdur. Drone yarışmaları nedeniyle üretilen kameraların fiyatı 30-40 doları buluyor ve çok ilginç bir şekilde net çekim yapabiliyor. Drone’u gördükten sonra operasyonun toplam giderinin 2 bin dolardan daha az olduğunu anladım. Düşünün ki böyle bir drone ne kadar zararlı olabilir. Küçük ve bin dolarlık ucuz bir drone ve biraz patlayıcı ile oradaki yüz binlerce dolarlık askeri techizata, cephaneye zarar verebilirsiniz, büyük bir ekonomik zarar. Bu nedenle ABD bir çözüm bulmak için çabalıyor. Yada eğer böyle bir saldırı Amerika’da olsa, sadece bazı insanların yaralanması ile sonuçlanmaz; belki de büyük ekonomik zararlara, havalimanlarının kapanmasına ve düşünemeyeceğiniz bir çok şeye de yol açabilir. Gökyüzüne bakıp üzerinizde neyin uçtuğunu bilmemenin korkusu da çabası. Bu drone’ların çoğu gözle görülebilir yükseklikte uçuyor. Suriye ve Irak’ta çekilen videolara bakıyorum, insanlar drone’ların gökyüzünde uçtuklarını görüyor. Kolayca görülebiliyorlar, hatta düşümek için ateş ediyorlar ve belki de düşürebiliyorlar. Ama burada drone karşı teknolojinin faydası var. Çünkü gözle görülmeseler bile çok uzak mesafeden drone’ları tespit edebilir.
Rûdaw: Online alış-veriş yapılan Amazon sitesi üzerinden bu drone’ların ucuza satıldığı belirtiliyor. Mesela Şii milisler yaygınca drone kullanıyor. Amazon’dan anline alış-veriş yapabileceklerini tahmin etmiyorum ama şunu sormak istiyorum; bu dronların yapımı oldukça kolay ve kendileri de yapabilir. Peki milislerin kullandığı drone’lar nereden geliyor?
Brett Velicovich: Sözlerimin düşmanlara fayda sağlamaması için dikkatli konuşmak istiyorum. Sadece şunu söylüyorum, bu mallar İran hükümetinden Şii milislere geliyor. Dünyada bu malzemeleri bir yerden diğerine aktarma becerisine sahip birçok insan var. İhtiyacınız olan malları ülkenize getirmek zor değil. Kullandıkları dronelar çok basit ve ilkel bir teknoloji. Bu saldırıların tehlikesi de burada. Bu insansız hava araçları, ABD'nin düşmanın eline geçerse bize karşı kullanacakları bahanesiyle satışına abluka koyabileceği bir şey değil. Hayır, bu drone'ların ihracatında herhangi bir kısıtlama yok. Uzun süredir ithalat ve ihracat yapan birçok insan var. Bunları nasıl kullanacağı biliniyor ve Irak'taki Amerikalılardan öğrendiler. Özellikle de Bağdat’ta Amerikan güçlerine saldıran ve sünnilere karşı savaşan Şii milisler. Daha önce bu teknolojiyi görmüşler ve nasıl elde edeceklerini biliyorlar. Maalesef bunun sadece başlangıç olduğuna inanıyorum. Bunun gibi başka saldırılar da göreceğimize inanıyorum. Kendimizi düşmanın yerine koyarsak, silah kullanmaya gerek kalmayacak şekilde saldırılar gerçekleştirebilirler. Bir sürü dron gönderebilir. Bu yeni bir şey. Şimdi bir grup arının birlikte uçup bir araya gelip hep birlikte saldırması gibi düşünün bir grup drone’da bir araya gelip bunu yapabilir. Orduların ve örgütlerin saldırı için bir drone yerine çok sayıda drone kullanmaya başladığını görüyoruz. Bu nedenle, bu tür saldırılara yanıt vermek için bir çözüm düşünülmelidir.
Rûdaw: Drone karşı teknolojiden bahsedelim. Daha önce bu saldırıların önlenmesi için bu tekbolojinin kullanımından bahsettiniz. Bu teknolojinin yapımı şu an hangi aşamada?
Brett Velicovich: Elbette insansız hava araçlarını durduracak teknoloji var. Edindiğim son bilgilere göre, teknoloji ekipmanı üreten yaklaşık 80 şirket, 200'den fazla farklı tipte anti-drone teknolojisi geliştirmiş durumda. Bir insansız hava aracını vurabilen bir tabancadan tutun bir havalimanının tamamını koruyabilecek bir sisteme kadar geliştirilmiş. Birkaç mil öteden bir drone'un gelişini algılayabiliyor, özellikle ne tür bir drone olduğunu ve ne kadar hızlı olduğunu belirleyip kameraya gösteriyor, hatta drone'nun bir kişi tarafından bireysel amaçlar için mi yoksa saldırı amacı ile mi kaldırıldığını, imha edilmesi gerekiyor mu, bunu dahi anlar. Elbette anti-drone teknolojisi mevcut. Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın diğer ülkelerinde gelişmiş anti-dorn teknolojisi geliştirmiş çok yetenekli kişiler var. Mesele sadece, hükümetleri ve insanları bu teknolojiyi nasıl kullanılacakları konusunda eğitmektir.
Bu teknolojiyle ilgili başka bir noktaya değineceğim. Tek tip teknoloji yeterli değildir. En iyi yol, çeşitli yılların denenmesidir. Bir havaalanında konuşlandırılan bir fabrikaya ait teknoloji ürünü belki de belirli bir frekansa sahip drone’ları belirleme işlevini görebilir. Uzun menzilli ve yedek kanatlı drone’ları tespit etmek için diğer dron karşıtı sistemlerin de konuşlandırılması gerekebilir. kuadkopter için de başka bir sistem. Sistemin çok yönlü olması gerekiyor. Tek başlı bir sistem kurmak çözüm değildir. Ancak bu farklı sistemler birleştiğinde drone'a karşı çok güçlü bir savunma oluşuyor.
İnsanlara bunu öğretmek için uzun zaman harcadım. Ne tür bir teknolojinin mevcut olduğu ve ihtiyaçları nasıl karşıladığı konusunda. Hükümetlerin böyle teknolojinin varlığından haberdar olması gerekiyor. Bu anti-drone sisteminin zayıf noktası, burada Amerika Birleşik Devletleri'nde bile, çalışırken teknolojik sistemin her şeyi her şeyi çökertmesidir etmesidir. Örneğin, anti-drone teknolojisini kurarsanız, drone duracaktır. Drone frekansını karıştırır. Ayrıca varsa telefon ve WFI'yi de devre dışı bırakır. Elimizde bulunan programları da devredışı bırakabilir. Bazı insanlar, teknoloji ve telekomünikasyon altyapısının diğer bölümlerini de kullanılmaz hale getireceğinden endişe duyuyor. Perde arkasında bir çözüm yolu bulmak için birkaç test yapılır. Anti-drone teknolojisi bir havaalanında konuşlandırılabilir, ancak bu teknoloji aniden uçağın gökyüzünde uçmasını durdurursa o zaman ne olacak? Ne yazık ki bir çözüme ulaşmak için hala zamana ihtiyaç var. Teknolojinin de daha fazla ayrıntıya ihtiyacı var. Amerika Birleşik Devletleri'nde teknoloji üretimi devam ediyor ve diğer ülkelerin de aynısını yaptığına inanıyorum. Gerçek şu ki anti-drone teknolojisi hazır ve sadece ülkelerin kullanmasına kalmış bir şey.
Rûdaw: Bahsettiğiniz şey drone frekansını durdrumak isterken diğer sistemlerin de durması anlamına geliyor. Fakat daha önce ABD, Irak’ta gerçekleştirilen saldırılara karşı frekans önleme teknolojisi kullandı ve bu telefon şebekelerini de etkiliyordu. Daha sonra bunu anlayan gruplar kablo yolu ile patlamalar yapmaya başladı. Sürekli böyle bir rekabet var. Şunu sormak istiyorum; drone’ların frekanslarını çökertme teknolojisi dışında onları etkisiz hale getirebilecek başka bir sistem var mı? Askeri üsler neden bu dronle’rı bulup etkisiz hale getiremiyor? Bu kadar zor mu?
Brett Velicovich: Aslında insanlar sadece drone’ların hava savunma istemini geçtiğini duyuyor. Düşürdüklerinden hiç söz edilmiyor. Doğrusu çok sayıda drone düşürüldü. Buna bir örnek, Körfez’de Amerikan savaş gemileri üzerinde uçan bir İran insansız hava aracıydı. Anti-drone teknolojisiyle düşürüldü. Çünkü saldırı tehlikesi vardı. Suriye'de başka örnekleri var. Rus hükümeti büyük bir drone sürüsü saldırısına karşılık verdi. 60-70 insansız hava aracıydı ve yüzde 90'ı düşürüldü. Bazen drone’lar hava savunma sistemini delebilir. Bu da, anti-drone teknolojisinin çeşitlendirilmesi ile önlenebilir. Bazen savunma hattından geçen drone’lar, hava savunma sisteminin tespit edemediği belirli frekanslarla çalışır. Çoğu zaman, drone saldırısının başarılı olmasının nedeni, bulunduğu bölgede drone'a karşı teknolojinin olmamasından kaynaklandı. Bu teknolojinin bulunmasının çok yararlı olduğunu gördük. Ama ucuz değil. Düşmanınızın saldırı için sadece birkaç bin dolar harcadığı bir zamanda, anti-drone teknolojisini yerleştirmek için yüz binlerce dolar, hatta milyonlarca dolar gerekiyor. Erbil Havalimanı'nda gördüğümüz saldırı gibi. Bazı insanlar, sistemin tüm maliyetlerine sahip olduğu kadar fayda sağlamadığını söylüyor. Ancak zamanla bu sistemin değeri, drone'un maliyeti gibi düşer. Bence dünya bu sistemi kurmanın önemini daha iyi anlamalı ve bu tür saldırıları önlemek için teknoloji kullanılmalıdır.
Rûdaw: Son sorum; Irak’taki saldırılar nereye doğru gidiyor?
Brett Velicovich: Kanımca dünyanın her yerinde drone üretimi konusunda bir yarış var. Çin hükumeti, Rusya ve İran hükümetleri ile ABD, en iyi drone’u üretmek için bir yarış içerisinde. Öyle bir duruma gelmiş ki sıradan insanlar bile drone satın alabiliyor. İşte Irak'ta ve Suriye'de görüyoruz. Ne yazık ki bu iki ülke, hangi drone teknolojisinin daha başarılı olduğunu test edecek birer meydana dönüştü. Irak'ta İran'ın kendi teknolojisini test ettiğini, hava ve askeri üslere karşı kullandığını görüyoruz. Saldırıda başarılı olursa bunu dünyanın başka yerlerindeki savaşlarda da kullanabilecek mi bunu görmek istiyor. Irak'ta çok zaman geçirdim ve burada drone kullanımında gözlenen ilerlemenin devam edeceğini tahmin ediyorum. Zaman geçtikçe çok daha fazla kişi ve kuruluş bu teknolojiye sahip olabilecek. Dolayısıyla drone savaşı daha kapsamlı hale gelecek.