Bir yıl sonra Erdoğan, sandıkta kazandığı zaferden dört gün sonra başkan seçilen Biden'i tebrik etti.
Ofisinden yapılan açıklamaya göre Erdoğan, Biden’ın zaferinin daha dostane ilişkiler için faydalı olacağını ve her iki ülkenin de ortak zorluklar karşısında birlikte çalışabileceklerini umduğunu belirtti.
Erdoğan, "Ülkelerimiz arasındaki güçlü işbirliği ve ittifakın bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de dünya barışına katkıda bulunmaya devam edeceğine inanıyorum" dedi. "Seçim başarınız için sizi tebrik ediyor ve içten dileklerimle Amerika Birleşik Devletleri halkına barış ve refah diliyorum" dedi.
Türkiye, pek çok kişiye göre Başkan Donald Trump karşısında Biden'in seçilmesinden en az fayda görmesini beklediği ülkeler arasında yer alıyor. Gözlemciler, Erdoğan'ın yavaş davranmasını her iki lider için bahse girdiği şeklinde yorumladılar, ancak bu kutlaması Trump'ın ABD seçim sonuçlarına meydan okuma çabalarının başarılı olacağına artık inanmadığını gösteriyordu.
Biden Erdoğan’ı Başkan Barack Obama’nın başkan yardımcısı olduğu dönemden beri tanıyor. 2016’daki başarısız darbenin ardından Türkiye'yi ziyaret eden en yüksek rütbeli ABD'li yetkili oldu ve Amerika'nın Türkiye'ye desteğini göstermek için empatik bir konuşma yaptı. Özellikle Obama yönetiminin son iki yılında, Obama ile Erdoğan arasındaki ilişkilerin kötüleşmesi nedeniyle Biden Erdoğan ile ilişkileri yürüten kişi oldu.
Trump yönetimi sırasında, Biden Türkiye’ye ilişkin tutumunda yeni bir muhalif tavır alırken; aday olunca Türkiye’nin Suriye, Doğu Akdeniz ve Güney Kafkasya’daki eylemlerini kınadı.
Ocak 2020’de New York Times’e verdiği bir röportajda Erdoğan’ı seçimlerde yenmek için Türk muhalefetini destekleyeceğini söylemesi ve Erdoğan’ı bir otokrat olarak adlandırmasını müteakip ona yönelik hiddet daha da derinleşti.
Siyasi yelpazenin tüm taraflarındaki Türkler, bu sözleri Türk siyasetine müdahale olarak algılayarak reddettiler.
Şimdi Biden, başkan seçildiğine göre Türkiye, Trump yönetiminden kesinlikle daha az dostane olacak bir yönetimle karşı karşıya.
Biden henüz dış politika görevlerinden hiçbirine aday göstermedi. Ancak, Demokratların başkan adayı olarak gösterilmesini takip eden aylarda, Biden başkanlığında görev alabilecek danışmanları ile ilgili raporlar yayınlanmaya başladı.
Eski Pentagon politika şefi Michele Flournoy, eski ulusal güvenlik danışmanı Susan Rice ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken de dahil olmak üzere Biden’ın kampanyasına dahil olanların çoğu Obama yönetiminden geliyor. Politico'ya göre, bu eski yetkililerin üçü de Biden kabinesindeki üst düzey görevler için değerlendiriliyor.
Hâlihazırda kabinede bazı pozisyonlara gelebilecekleri değerlendirilen bazı yetkililer, son yıllarda makaleler, açıklamalar ve röportajlar yoluyla Türkiye hakkındaki görüşlerini paylaştılar.
Dışişleri Bakanlığı'na getirilecek isimler arasında gösterilen Rice Türkiye'yi, Trump'ın geçen Ekim ayında ABD birliklerini geri çekmesinin ardından, Amerika'nın Suriyeli Kürt müttefiklerini öldürmek isteyen "aç bir kurt" olarak nitelendirdi.
Uzun süredir Biden’in yardımcılığını yapan ve ulusal güvenlik danışmanı olacağı belirtilen Blinken, 2017 yılında New York Times gazetesinde, Türkiye'nin itirazlarına karşı ABD’den Kürtleri silahlandırmaya devam etmeye teşvik eden bir köşe yazısı yazdı.
Türkiye’nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi satın almasına Biden kampında da topyekün itirazlar oldu. Washington, bu füzelerden alması durumunda Ankara’ya daha fazla ekonomik ve siyasi misilleme tehdidinde bulundu.
Obama döneminde Pentagon’da görev yapan ve Biden yönetiminde yeni bir görev alacağına inanılan Brian McKeon, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'ne Türkiye'nin “kötü bahis oynadığını” söyledi.
Aynı toplantıda bir konuşma yapmak üzere davet edilen dönemin Başkan Yardımcısı Biden'ın eski danışmanlarından Julianne Smith, kararın Türkiye'yi NATO'nun birlikte çalışabilirliğini baltalamaması için yalnızca daha izole bırakacağını söyledi.
Biden, cumhuriyetçilerin elinde bulunan Senato çoğunluğuyla göreve gelebilir, ancak Erdoğan'ın Kongre'deki algısı en iyi ihtimalle donuk durumda. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyini işgali ve S-400’lerden satın almasına muhalefet, Trump’ın Erdoğan’a karşı harekete geçmeyi reddetmesinden bıkmış birçok senatörde nadir görülen ortak anlaşma noktalarından birini oluşturuyor.
Türk medyasında yer alan bazı hükümet yanlısı köşe yazarları, Türkiye’nin tutumunun kim başkan olursa olsun değişmeyeceği yorumunu yaptı. Biden seçimi kazanmadan önce bizzat Erdoğan meydan okurcasına ABD'den istiyorsa Türkiye'ye yaptırım uygulayabileceğini, bundan korkmadıklarını söyledi. Seçimlerden bir hafta önce AKP üyelerine yaptığı konuşmada Erdoğan, "ABD kiminle uğraştığını bilmiyor. Ne ise yaptırımlarınızı şimdiden uygulayın” dedi.
Bu kabadayılığın arkasında, Biden'in Türkiye'nin krizdeki ekonomisine kritik bir darbe indireceğine dair büyük endişeler var. Dolar, geçen yıl Türk lirası karşısında istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etti.
Cumartesi günü Erdoğan, Türkiye merkez bankası başkanını görevden aldı ve bir gün sonra damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, siyasi açıdan utanç verici bir tavırla istifa etti. Albayrak, Trump'ın damadı Jared Kushner aracılığıyla Trump ailesiyle olan yakın bağlar kuran isim olarak da tanınıyordu.
Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) Türkiye programı kıdemli direktörü Aykan Erdemir, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik mücadelenin Erdoğan’ı Biden yönetimine düşmanlık etmekten kaçınmak için bir yol aramaya iteceğini söyledi.
Erdemir, "Erdoğan, Biden’ın seçim zaferinin Türkiye’nin ülke riskini artırdığını biliyor, çünkü küresel yatırımcıların çoğu önümüzdeki dört yıl içinde Washington ile Ankara arasında sert bir ilişki bekliyor" diyor
Pek çok analistin beklediği senaryoya göre, Türkiye'nin 2021'de mali krize girmesi halinde ABD'nin desteğine ihtiyaç duyacak.
Erdoğan ile Biden arasındaki dargınlığa rağmen, yeni bir yönetim altında hala bir miktar işbirliğine yer var. Biden kampının, Trump’ın aldırış etmediği NATO’yu yeniden canlandırmaya çalıştığı kesin, ki bu, Türkiye'deki bazılarının işbirliği için kabul edilebilir bir başlangıç noktası olarak gördüğü bir durum.
Biden’ın danışmanı Michael Carpenter Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bölgede izlediği dış politikasının "çok dikkat gerektiren bir dizi sorun" ortaya çıkardığını ve Biden yönetiminin ilk döneminde transatlantik koordinasyon çerçevesinde çözülmesi gerektiğini söyledi.
Daily Sabah bir köşe yazısında, Türkiye'nin Rusya'nın Ortadoğu'daki etkisini sınırlamada rol oynayabileceğini ve Türkiye'nin ABD'nin NATO aracılığıyla Avrupa ile ilişkilerini yeniden inşa etmesine yardımcı olabileceğini yazdı.
Biden’ın Erdoğan'la olan geçmiş tecrübesi de ortak bir zemin bulmada önemli olabilir. 2016’daki bir röportajında Biden, felsefesini Başkan Trump'a oldukça benzeyen bir şekilde anlattı ve meslektaşlarıyla kişisel yakınlıktan bahsetti. Biden’in beklenen ulusal güvenlik danışmanı Blinken, Temmuz ayında Erdoğan ile ilişkilerde en etkili yöntemin kişilerarası diplomasi olduğunu söyledi.
Biden, kişisel diplomasiyi bir tercih olarak kullanabilir, ancak bu, Erdoğan'ın Trump ile ilişkisine benzer bir şeye dönüşeceği anlamına gelmez. Gelecek başkan, 'normalleşme' adayı olarak seçilmiş bir kurumsalcıdır ve Erdemir'in söylediği gibi Erdoğan'ın önceki ilişkiyi tekrarlama şansını sınırlayacaktır.
Erdemir, "Aksine, Erdoğan, ABD-Türkiye ilişkileri Biden yönetiminde kurumsal bir dönüşüme uğradığında, işlemsel anlaşmaları kesmek ve daha önceki eylemlerinde cezasız kalmak için neredeyse hiç fırsatının olmayacağını keşfedecek" dedi.