Washington merkezli Heritage Vakfı tarafından salı günü düzenlenen video konferansta konuşan Hook, ABD yönetiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı çerçevesinde İran'a uygulanan silah ambargosunun süresini ekim ayından önce uzatmak istediğini söyledi. Hook, ülkesinin ambargonun uzatılması talebinde bulunma hakkı olduğuna dikkat çektiği konuşmasında “2231 sayılı BMGK kararı ABD’ye bu hakkı veriyor” dedi.
Hook, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Haritage Vakfı platformundan iki buçuk yıl önce yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'a uygulanan tüm yaptırımları kaldırmak ve normal bir ülke olarak muamele etmek için öne sürdüğü 12 şartı açıkladığını hatırlattı. Ülkesinin İran’a uygulanan silah ambargosunu uzatma konusunda kararlı olduğunu belirten Hook, bunun nedeninin İran'ın bölgeyi istikrarsızlaştırıcı politikalarını sürdürmesi, şiddet politikaları izlemesi ve bölgeyi kontrolü altına alma hedeflerine dair ısrarcı tutumundan kaynaklandığını kaydetti. Hook, özellikle İranlı liderlerin Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'i kontrol altına alarak ‘Şii Hilali’ olarak adlandırılan hedeflerinden övgüyle bahsettiklerinin de altını çizdi.
Hook konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İran rejimi katil ve terörist bir rejimdir. Nükleer anlaşma, bu politikaları uygulamalarına izin verdi. Balistik füzeler geliştirmeye ve düşmanca eylemlerde bulunmaya devam etti. Bu yüzden İran'ın nükleer anlaşmadan yararlanmaya devam etmesini önlemek için anlaşmanın değiştirilmesi önemli bir konudur. Obama yönetimi, diğer ülkelerle iş birliği içinde, İran’ın geri kalan hedeflerini sürdürmesi pahasına, nükleer çalışmalarını azaltması umuduyla bir anlaşma yaptı. Ancak anlaşma bu yönde ilerlemek yerine İran’ın yararına olan başka bir yöne kaydı.”
Asıl hatanın anlaşmanın İran'ın füze testlerini ikiye katlamasına izin vermesi olduğunu söyleyen Hook, “Tüm füze testleri, hatta uzaya uydular göndermesi, nükleer savaş başlıkları taşıyabilen balistik füzeler geliştirmelerini sağlayacak denemelerdir” ifadelerini kullandı. Nükleer anlaşmanın İran’ın ‘ne füze denemelerine, ne bölgesel şiddet politikalarına ne de yayılmacı politikasına karşı işe yaramamasını’ eleştiren Hook sözlerinin devamında “İran gibi bir rejimin seviyesi ne olursa olsun uranyum zenginleştirmesine izin verdiğimiz zaman bölgedeki ve dünyadaki diğer ülkelerin bu hakkı talep etmesinin yolunu açmış oluruz. Bu da bölgedeki çılgın ve kontrol edilemez bir yarışı ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.
BMGK’nın 2231 sayılı kararın İran’a uygulanan silah ambargosunun ekim ayında sona ermesini öngördüğünü hatırlatan Hook sözlerine şöyle devam etti:
“Nükleer anlaşmadaki maddeler, İran'ın anlaşma yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde ona karşı yeniden yaptırım uygulamamızı da öngörüyor. Anlaşmanın tarafları olan Rusya, Çin ve Avrupa ülkeleri İran'ın taahhütlerini ihlal ettiğini açıkladılar. Avrupalılar, yaptırım mekanizmasının etkinleştirildiğini duyurdular ve biz de bu konuda onları destekliyoruz.”
Hook; Rusya ve Çin'in İran'a yeniden silah satmak konusundaki ilgilerinden şüpheleri olmadığını vurguladı:
“Fakat bu gerçekten onlara yarayacak mı? İran’ın füzeli ve silahlı (silahlı insansız hava aracı) saldırılarına sürekli maruz kalan Suudi Arabistan ve bölgedeki bazı ülkelerle iyi ilişkileri olan Rusya bunu feda etmeye hazır mı?”
Agresif olarak nitelenebilecek bir rejimin silah edinmesine izin vermenin bölgeyi daha fazla tehlikeye maruz bırakacağına işaret eden Hook, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ambargonun sona ermesinin İran için büyük bir zafer olacağını söylediğini hatırlattı.
Washington’ın BMGK’nın ambargoyu uzatmasını istediğini ancak veto hakkı olan bazı ülkelerin bu haklarını kullanmaları halinde nükleer anlaşma uyarınca uluslararası yaptırımların tamamını yeniden uygulama hakkına sahip olduğunu belirten Hook, “Bu yaptırımları tekrar uygulamak için gerekli tüm baskıyı göstereceğiz” dedi.
Washington'ın ekim ayından önce konuya ilişkin bir çözüm bulmaya çalıştığını aktaran Hook duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bakan Pompeo bu konuda çeşitli ülkelerle yaptığı görüşmeleri tamamladıktan sonra BMGK üyelerine sunacağımız değişiklikler üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışma çerçevesinde İranlı 23 isme yaptırım uygulayacağız. İran'ın özellikle mezhep çatışmasını destekleyen ve körükleyen terörist milislerle ilişkileri nedeniyle tüm dünyada yaptıklarını kabul eden gerçek anlamda herhangi bir müttefiki bulunmuyor. 41 yıldır sürdürdüğü dışarıya şiddet ihraç etme politikasının ardından bu rejimin, bu politikaya devam etmesine izin mi verilmelim?”
Washington'ın rejim değişikliği ile ilgilenmediğini vurgulayan Hook, “Bu İran halkının iradesidir. Ancak uyguladığımız azami baskı politikası, İranlıların bu rejimden istediklerini elde etmelerini sağlamayı amaçlıyor” ifadelerini kullandı.
İran rejiminin baskı politikasına dayalı bir vizyona sahip olduğunu belirten Hook konuya dair şunları söyledi:
“Ekim ayında politikalarını yenilemesini sağlayacak silahlar elde edebilme umudu üzerine bahis oynuyorlar. Ayrıca kasım ayında ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerinin sonuçlarına dair de bahis oynuyorlar. Ancak bu rejim, ABD yaptırımlarının kendisine yaklaşık 200 milyar dolara mal olduğunu itiraf etti. Şu an tarihinin en kötü dönemlerini yaşıyor. Eğer bu parayı alsaydı neler yapabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Bu yüzden baskı yapmaya devam edeceğiz ve gerekli kaynakları elde etmesine de izin vermeyeceğiz.”
