The Wall Street Journal, Rusya ve Çin’in, Batı ile karşı durma koşullarında, küresel Güney’in destek ve ilişkileri güçlendirme fırsatını aradığını yazdı.
Rusya yönetiminin Ukrayna’daki durum nedeniyle 'Doğu ile Batı arasındaki geleneksel ilişkilerin' kötüleşmesi bağlamında, Kuzey-Güney ekseninde diplomasi, ekonomi ve güvenlik alanında yeni bir ağ kurmaya çalıştığı belirtilen yazıda, bu yönde Rusya’nın anahtar önemdeki müttefik olarak Çin gösterildi. Çin’in, yıllardır bu eksende faaliyet göstererek Asya, Latin Amerika ve Afrika ülkeleri ile cömertçe ticaret yürüttüğü ve yatırım yaptığı kaydedildi.
Sözkonusu analiz yazıda, “Bu ülkeler önemli ekonomik veya diplomatik oyuncular değiller, ancak birçoğu stratejik ticaret yolları üzerinde yer alan gelişmekte olan pazarlar ve bazılarında, temiz enerji geçişi için önemli mineraller bulunuyor” denildi. Bununla birlikte yazıda, Kuzey-Güney ekseninde yer alan birçok ülkenin, 'Batı ile keskin bir tezat oluşturan önceliklere sahip' olduğu ifade edildi.
Rusya ve Çin’in birlikte, küresel enerji akışlarını, gelecek yıllar boyunca kendi çıkarları için ve Batı'nın zararına olacak şekilde yeniden yönlendirmeye çalışmak niyetinde olduğunu yazan gazete, bunun 'Ukrayna krizinin önemli ve uzun vadeli sonuçlarından biri' olabileceği tahmininde bulundu.
Rusya’nın, yaptırım koşullarında, Hindistan’a petrol ihracatını artırdığı, bu sayede 'Batı pazarını kaybetmekten doğan zararı telafi etme' fırsatını yakaladığı ve diplomatik alanda başarılar elde ettiği belirtildi. The Wall Street Journal’a göre bu, başta Hindistan, Çin ve Güney Afrika olmak üzere 35 ülkenin mart ayında BM Genel Kurul toplantısında Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonu kınamayı reddetmesinde kendini gösterdi.
Rusya’nın Ukrayna’daki operasyonu başladıktan sonra ABD ve NATO partnerlerinin, 'Batı’yı birleştirmeye odaklandığı' kaydedilen yazıda, “Diğer yandan Çin ve Rusya, Batı’yı pekiştirme çabalarını, Soğuk Savaş’tan kalma modası geçmiş ve eski önemini kaybetmiş bir düşünce tarzı olarak görüyor. Bu iki ülkenin duruşu yeni gerçeklikleri yansıtıyor” ifadelerine yer verildi.
Afrika ve Latin Amerika ülkelerine yönelik kayıtsızlık ve ABD’nin güvenilemez oyuncu olarak görülmesinin Rusya ve Çin’e manevra için açık alan bıraktığı vurgulandı.