Federal Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bu gelişmenin, "Türkiye’de hukukun üstünlüğü konusunda kuşkuya yol açtığı" belirtildi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas adına konuşan bir sözcü, HDP‘nin kapatılması girişimini "orantısız" olarak değerlendirirken, "Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve HDP'li diğer birçok milletvekiliyle parti üyesi aleyhine açılan ceza davaları Türkiye’de hukukun gidişatı ile ilgili bir sürecin parçaları" olarak tanımladı.
HDP'li Gergerlioğlu'nun Vekilliğinin Düşürülmesine Tepki
Yapılan açıklamada, parti yasaklamanın "demokrasilerde en son çare" olduğu ifade edilirken, demokrasilerin fikir özgürlüğü ve muhalefetle yaşadığı vurgulandı. Açıklamada, "Federal hükümet, Avrupa Konseyi üyesi olan ve AB’nin üyesi olmak isteyen Türkiye’den, kendisinin de imzaladığı tüm demokratik ve hukuki kurallara bağlı kalmasını beklemektedir" denildi.
Yeşiller Partisi adına ortak açıklama yapan Federal Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth ve Federal Meclis milletvekili Cem Özdemir, Alman hükümetine Türkiye’deki muhalif grupları daha güçlü bir şekilde desteklemesi çağrısında bulundu. "Türkiye’de giderek otoriterleşiyor. Berlin ikili ilişkileri sürekli güzelmiş gibi göstermeyi bırakmalı" denilen açıklamada, Alman hükümetinin Ankara’ya karşı politikalarını, yaptırımları da içeren bir şekilde sertleştirmesi istendi. Roth ve Özdemir’in açıklamasında, HDP için "barışcı ve demokratik bir Türkiye içinpartnerimiz" denilirken, "Recep Tayyip Erdoğan‘ın HDP’yi yasaklama girişimi Türkiye’de demokrasiyi yok etme sürecinde yeni bir düzey. Federal hükümet ve ABD’nin Erdoğan’la açıkça konuşmaları şart" denildi.
HDP’yi Kapatma Girişimi Tartışılıyor
Türkiye-Almanya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu’ndan yapılan açıklamada da, HDP‘nin kapatılması girişimi ve Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi eleştirildi. Açıklamada, "Türkiye’de muhalefet ve sivil toplum giderek daha büyük baskı ve zulüm altında tutuluyor" ifadesi yer alırken, "Özellikle 2016 yılından bu yana hükümet karşıtlarına baskı uygulandığını büyük bir endişe ile izliyoruz. Muhalif insanlar işlerini kaybediyor, sivil toplum temsilcilerinin temel hakları kısıtlanıyor ve muhalefet partileri sistematik olarak baskı altında tutuluyor" ifadeleri kullanıldı.
