Donald Trump'ın zaferini ilan etmesinden dakikalar sonra, muhafazakar görüşlü İranlı milletvekili Ahmed Naderi, İran İslam Cumhuriyetinin duruşunu 2020'de Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'yi öldürme emrine gönderme yaparak "Trump'a karşı kan davamız var!" şeklinde özetledi.
Süleymani öldürülmeden önce bile İranlı yetkililer arasında Trump'a karşı sert duygular vardı.
2019'da, Ali Hamaney, ABD başkanından bir mesaj ileten eski Japonya Başbakanı Şinzo Abe'ye şunları söyledi: "Trump'ı herhangi bir mesaj alışverişine layık görmüyorum ve ona ne şimdi ne de gelecekte bir cevabım yok."
Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibi ılımlılardan Hamaney gibi katı görüşlülere kadar İranlı yetkililer, Trump'ın 2018'de ABD'yi 2015 nükleer anlaşmasından çekip sert yaptırımlar uyguladığı zamandan bu yana İran'ın felç edici ekonomik sıkıntılarındanTrump'ı sorumlu tutuyor. Trump, Tahran'ın nükleer hırsları, bölgesel vekalet savaşları ve Orta Doğu ve ötesindeki militan gruplara verdiği destek konusunda taviz vermesini talep etmişti.
Ancak, Çarşamba günü Tahran merkezli ekonomi gazetecisi Meryem Şokrani, "İran'ın yoksul ve orta sınıfının karşılaştığı zorluklar, kendi iç politikalarımızın sonucudur. İran'ın mevcut durumu için diğer ülkelerin başkanlarını suçlamakla zaman kaybetmeyin." dedi.
İran International TV'nin İran analisti Murteza Kazemyan, "Trump, Süleymani'nin ortadan kaldırılmasıyla gurur duyuyordu. Şimdi Hamaney, derinden nefret ettiği ve bir zamanlar "tarihin çöp kutusuna atıldığını" söylediği bir ABD başkanının dönüşüyle karşı karşıya. Trump'ın geri dönüşü, özellikle İsrail'in İran'ın müttefikleri Hamas ve Hizbullah'a yönelik son ve amansız saldırıları ve 26 Ekim'de İran hedeflerine doğrudan hava saldırısı ışığında, Hamaney için yeni zorluklar çıkaracak.
Kazemyan, "Şimdi, İran ve İsrail arasındaki ileri geri alışverişlerde yeni bir oyuncu var: Trump. Bu değişim, Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki dinamiklerle birleştiğinde, Hamaney'in artık Rus lidere güvenemeyeceği anlamına geliyor. Rusya zaten Hamaney'den uzaklaşmıştı, ancak Trump'ın ön plana çıkmasıyla bu farkın daha da açılması muhtemel." dedi.
Bu arada, önde gelen İran analisti Hüseyin Bastani, X'te şunları yazdı: "Önümüzdeki 10 hafta içinde, İslam Cumhuriyeti nükleer programıyla ilgili zorlu stratejik kararlarla karşı karşıya. Tahran, programı geri dönüşü olmayan noktaya olabildiğince yaklaştırıp yaklaştırmayacağına karar vermeli. İran'daki rakip gruplar, ABD ile daha fazla gerginlikten kaçınmak için ya maksimum nükleer ilerlemeyi ya da aşırı dikkatli olmayı savunabilir."
Bastani, "Hamaney'in bu iki yaklaşımdan herhangi birini onaylayacak konumda olup olmadığı bile belli değil. Ancak, Hamaney'in etrafındaki karar vericilerin bu seçenekleri tartışmayacağını hayal etmek zor." şeklinde görüş bildirdi.
Bazı İran medya kuruluşları Çarşamba günü cesur spekülasyonlarda bulundu. Rouydad24 web sitesinin baş köşe yazarı Metin Gaffaryan, Çarşamba günkü yorumunda, "İç çatışmalar Trump'ı savaşa sürükleyebilir. Hiçbir şey bir lideri iktidardaki krizlerde çatışmadan daha fazla tutmaz. Netanyahu bunu iyi biliyor ve artık Trump'ın en yakın müttefiki." diye yazdı.
Gaffaryan Trump'tan bahsediyor olsa da, açıkçası, Hameney de dahil olmak üzere diğerleri de kendilerini yakında bu durumda bulabilirler.
Bu arada, eski İran diplomatı Fereydun Majlesi de dahil olmak üzere birçok gözlemci, İran'ın sertlik yanlılarının Trump'ın zaferini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Ancak bunun nedeni İran'ın iç siyasetinde yatıyor: Sertlik yanlıları Trump'ın dönüşünün Başkan Mesut Pezeşkiyan'ın nispeten ılımlı yönetimini zayıflatacağını ve İran'ın zaten kırılgan olan hükümetinde daha da fazla nüfuz kazanmalarının yolunu açacağını umuyorlar.