Patlamaların faili olarak parmaklar İsrail'i işaret ederken, Haşdi Şabi, ABD hükümetiyle imzalanan askeri ve güvenlik anlaşmalarını askıya alması için Irak hükümetine baskı uyguluyor.
Irak'ın Salahaddin ilinde Haşdi Şabi'ye bağlı Amirli Askeri Kampı'nın 19 Temmuz'da hedef alınmasının ardından saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiği iddiası dillendirildi. Söz konusu kampta patlama meydana geldiği sırada İran Devrim Muhafızları'ndan bir subayın burada toplantıda olduğu belirtilmişti.
Olayın ardından hemen açıklama yapan Ortak Operasyonlar Komutanlığı, Amirli Kampı'nın bir İnsansız Hava Aracı (İHA) tarafından bombalandığını bildirdi. Ancak bu açıklamayı yalanlayan Haşdi Şabi kanadı, patlamanın içerde ihmal sonucu çıkan yangından kaynaklandığını, ölü ve yaralının olmadığını belirtti. Fakat olaydan bir gün sonra İran'dan yapılan açıklamada, Devrim Muhafızları'ndan bir subayın Amirli'de güvenlik operasyonu sırasında öldürüldüğü bildirildi.
Haşdi Şabi Heyeti Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis, dünkü açıklamasında saldırılardan ABD'yi sorumlu tuttu.
Muhendis, Haşdi Şabi'nin askeri üslerine yönelik 19 Temmuz'dan bu yana gerçekleştirilen saldırıların ilk ve tek sorumlusunun ABD güçleri olduğunu söyledi.
İkinci Saldırı
Amirli'deki patlamadan yaklaşık bir hafta sonra gelen ikinci saldırıda Bağdat'ın kuzeydoğusunda bulunan Diyala kentinde Haşdi Şabi'ye ait Eşref Kampı bombalandı. Sızdırılan haberlerde kamptaki büyük bir cephaneliğin imha edildiği bilgisine yer verildi.
Haşdi Şabi, Diyala saldırısı karşısında da sessizliğini korudu. Ancak takvim yaprakları 12 Ağustos'u gösterdiğinde, Irak'ın güneyinde Haşdi Şabi'nin sahip olduğu en büyük askeri cephaneliğin bulunduğu es-Sakr Kamp'ında yaşanan patlamadan sonra Haşdi Şabi sessizliğini bozdu.
Saldırı sonrası ilk kez Haşdi Şabi'den bir yetkili çıkarak, açık bir biçimde İsrail'in saldırdığını düşündüklerini açıkladı.
Büyük Patlama
Irak başbakanı Adil Abdulmehdi, 16 Ağustos'ta Irak ordusunun bilgisi doğrultusunda uçuş yapılması ve bunun dışında uçuş yapan uçakların düşman olarak kabul edilmesini öngören bir kararname yayınladı.
Kararnamenin, es-Sakr Kampı'na yönelik saldırıdan dört gün sonra gelmesi, söz konusu talimatın hangi gerekçeyle verildiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Haşdi Şabi, Abdulmehdi'nin kararını ‘kazanım' olarak nitelerken, Iraklı gözlemciler hükümetin Irak hava sahasına sınırlama getirmekle Haşdi Şabi üslerine yönelik saldırıların dışardan geldiğini kabul etmiş olduğuna dikkati çekti.
İsrail, bu saldırının ardından ilk kez Irak sahasında yaşanan saldırılar hakkında yorum yaptı. Zira, uydu konusunda uzmanlaşmış bir İsrail şirketi, hedef alınan Haşdi Şabi'nin karargahına ait fotoğrafları yayınladı. Fotoğrafın altına ‘görünüşe göre hava saldırısına uğramış' yorumu yapıldı.
Irak eski Başbakan Yardımcısı Baha el-Araci, konuyla ilgili açıklamasında, Haşdi Şabi cephaneliğinde patlayan füzelerle ilgili olarak ‘Irak'ın komşusu olan bir devletin güvenliği içindi' diyerek, isim vermeden İran'ı işaret etti.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Es-Sakr kampındaki cephanelikte meydana gelen büyük patlamada bir kişi hayatını kaybetti, 30 kişi yaralandı. Bu ağır bilançonun ardından Irak'ta sosyal medya üzerinde en çok dolaşan sorular şöyleydi: Haşdi Şabi bu kadar zayiat verebilecek mühimmatı nereden buldu? Haşdi Şabi gerçek manada Irak makamlarına mı yoksa İran Devrim Muhafızlarına mı bağlı?
Dördüncü Saldırı
Haşdi Şabi henüz bu soruların cevabını veremeden dördüncü bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Bu sefer Bağdat'ın kuzeybatısında yer alan cephanelik kaynağı belirsiz bir saldırıyla hedef alındı.
Söz konusu saldırı, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'nun “İran hiçbir yerde dokunulmaz değildir” ifadelerinden 24 saat sonra geldi.
Netenyahu'nun İran'la ilgili ‘dokunulmazlık' ifadesi, İsrail basınında Irak'taki saldırılarla ilgili yayınlanan birçok haber ve analizin ardından geldi. Bu yazılarda genel itibarıyla İsrail'in İran'ı kuşatma kararlılığının Suriye'den sonra Irak'ı da kapsama ihtimaline vurgu yapılıyor.
Görünmez Saldırılar
Independent Arabia'ya konuşan Iraklı güvenlik uzmanı Hişam Haşimi, eğer bu saldırılar içerdeki bir ihmalden kaynaklanıyorsa Haşdi Şabi'nin cephaneliklerin idaresini orduya teslim etmesi gerektiğini, eğer dışardan geliyorsa o zaman bunun kaynağının tespit edilmesi gerektiğini söyledi.
Haşimi, açıklamasının devamında, “Dışardan gelen bir saldırı, Irak Ulusal Hava Savunma Operasyon Merkezi ve Irak sınırında faaliyet gösteren ve 400 kilometreyi kapsayan İran hava savunma sistemlerine görünmeden nasıl gerçekleşti?” ifadelerini kullandı.
Haşimi, “Eğer tüm bu mekanizmalar dört saldırıyı da tespit etmede başarısız olduysa, ABD ve Rusya'ya ait hava radarları da mı bunları tespit etmede başarısız oldu?” dedi.
Başta Suriye olmak üzere İsrail'e komşu ülkelerin topraklarını İsrail güçlerinin saldırı düzenlemesi için açmayacağını söyleyen Haşimi, “ABD ve müttefikleriyle Irak sahasında savaşa girmeleri İran ve Haşdi Şabi'nin faydasına olmaz” diyerek, böyle bir durumda İran ve Haşdi Şabi'nin destekçisini yani Abdulmehdi'yi kaybedeceğini belirtti.
Haşdi Şabi yetkilileri ise ABD ile yapılan anlaşmaların Irak'a hizmet etmediği değerlendirmesinde bulunarak, Bağdat hükümetinin ABD ile imzaladığı askeri ve güvenlik anlaşmalarını askıya alması gerektiğini dile getiriyor.
ABD, Irak'a iki yönden askeri hizmet veriyor. Birincisi, IŞİD'a karşı savaşan uluslararası koalisyonun liderliğini yapıyor ve bunların maliyetlerini karşılıyor. İkincisi de, Irak güçlerine eğitim veren askeri danışmanlar sağlıyor.
Haşdi Şabi Hükümete Baskı Uyguluyor
Haşdi Şabi çatısı altındaki gruplardan Asaib Ehli Hak örgütünün yöneticisi ve İran yanlısı çizgiyi benimseyen Iraklı Milletvekili Adnan Feyhan, “ABD ile yapılan güvenlik anlaşması Irak'a hizmet etmiyor” dedi.
Bağdat'ın Washington ile yaptı anlaşmaları ‘bağımlılık' şeklinde tanımlayan Feyhan, hükümete ‘Irak'ın kararlarını bu bağımlılıktan özgürleştirme' çağrısında bulundu.
“Bölgenin bu özgürlüğe ihtiyacı var” diyen Feyhan, isim vermeden ‘bölge' ifadesiyle İran'ı ima etti.
Iraklı gözlemciler, Feyhan'ın açıklamalarını, İran ile ABD arasında Irak sahasında yeni bir gerginliğin habercisi olarak değerlendirdi.
Iraklı politikacılar, Abdulmehdi'nin ABD veya müttefiklerine eğilim göstermesi halinde, İran'ın ülkedeki siyasi fırtınaları da gölgede bırakacak bir yola başvurarak Irak başbakanını devirebileceğini söylüyorlar.