Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı ve İran karşıtı şahin siyasetçi John Bolton, Donald Trump ile Benyamin Netanyahu arasında yapılacak bir Beyaz Saray görüşmesinin, Tahran’ın çöküşüne zemin hazırlamasını umuyor.
“Bence burada, fiilen Ayetullahların teslimiyetinin koşullarını tartışmalılar” diyen Bolton, 12 günlük İran-İsrail savaşında elde edilen askeri başarıların üzerine inşa edilecek sürekli bir baskı ile İran’daki teokratik rejimin çökertilmesi çağrısında bulundu.
Trump, Netanyahu’yu Pazartesi günü Beyaz Saray’da ağırlayacak. Bu görüşme, ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini, füze altyapısını ve komuta merkezlerini hedef aldığı, yaklaşık 1.200 İranlının ve İran’ın saldırılarında 24 İsraillinin öldüğü saldırılardan sonra liderler arasındaki ilk buluşma olacak.
Netanyahu ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ile de görüşeceğini açıkladı.
Zayıflayan İran İslam Cumhuriyeti
Bolton, İran Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanlarını öldüren ve önemli askeri tesisleri felç eden saldırıların, İran İslam Cumhuriyeti’ni çöküşün eşiğine getirdiğini savundu.
“Hava saldırıları gerçekten ciddi şekilde istikrarsızlaştırıcı bir unsur” diyen Bolton, “Ayetullahların artık kendi ülkelerini savunamayacaklarını, istendiği gibi itilebileceklerini açıkça gösteriyor” diye konuştu.
Bolton’a göre İran, 1979 devriminden bu yana en zayıf noktasında; sadece askeri olarak değil, içten de zayıflamış durumda. Özellikle gençler, kadınlar ve etnik azınlıklar arasındaki uzun süredir devam eden hoşnutsuzluğa dikkat çekti.
“Artık hedefe çok yakınız, bu yüzden şimdi geri çekilip fırsatı kaçırmak büyük bir trajedi olur” dedi.
Çatışma sırasında ya da sonrasında kayda değer bir protesto dalgası yaşanmadı.
Ateşkes ‘Hata’
Bolton, İran’ın nükleer programına yönelik ilk saldırı kararını övse de, sonrasında ABD’nin aracılık ettiği ateşkesi “bir hata” olarak nitelendirdi.
“Ordumuz, bir saldırının ilk saatlerinde tam olarak ne kadar hasar verildiğini bilemez” diyen Bolton, “Havada tamamen üstünlük sağladık… bu da bize ek saldırıların gerekli olduğu yerleri belirlemek için zaman kazandırıyordu” diye konuştu.
Buna karşın, ateşkesin İran’a kritik bir anda nefes alma fırsatı verdiğini savunan Bolton, bu kararı kısmen Trump’ın küresel bir arabulucu olarak görünme arzusuna bağladı.
“Trump bir Nobel Barış Ödülü istiyor ve bence başarılı bir ABD askeri saldırısından sonra bunu sağlayabileceğine inanıyor” dedi. “Trump için mesele her zaman kişiseldir. Amerikan ulusal güvenliği, İsrail ya da İran ile ilgili değil, onu en iyi ne gösterecekse onunla ilgilidir.”
Trump ile Bolton kamuoyu önünde sert bir şekilde ters düşmüş ve Trump, eski yardımcısını defalarca aşağılamış, resmi güvenlik yetkilerini geri çekmişti.
Bolton, yönetimi sadakati ve görüntüyü uzmanlığın önüne koymakla suçlayarak, Trump’ın emlak geliştiricisi Steve Witkoff’u İran özel temsilcisi olarak atamasını da eleştirdi.
“Trump’ın müzakerecisi Steve Witkoff… Ayetullahlarla müzakere ederken neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyor, nükleer silahlar ya da nükleer yayılma riskine dair hiçbir bilgisi yok” dedi.
Eleştirmenler, %60 oranında zenginleştirilmiş ve kayıp olan 900 kilo uranyum konusundaki endişelerini dile getirirken, Bolton, İsfahan ve diğer hedeflere yönelik saldırıların bu materyali silaha dönüştürmek için gereken temel unsurları büyük olasılıkla yok ettiğini söyledi.
“Ellerinde muhtemelen çok miktarda kısmen zenginleştirilmiş uranyum hekzaflorür gazı var” diyen Bolton, “ama bunu gerçekten bir nükleer silaha dönüştürmek için daha gidilecek çok yol var” diye ekledi.