Dış politika uzmanı: ABD hataları İran rejimini yanlış anlamaktan kaynaklanıyor

ABD dış politika uzmanı David Wurmser, ABD’nin İran rejimini hiç anlamadığını ortaya koyuyor.

28.06.2025, Cts - 12:01

Dış politika uzmanı: ABD hataları İran rejimini yanlış anlamaktan kaynaklanıyor
Haberi Paylaş

Devletlerin düşmanlarına karşı dış politikasını yönlendiren temel unsur, o düşmanları nasıl anladıklarıdır: Kim oldukları, nelerin onlar için önemli olduğu, hareketlerini neyin tetiklediği, neyin onları motive ettiği ve hedeflerinin ne olduğu.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki İsrail ve ABD, son iki haftada yaşanan 12 günlük savaş sonrası İran rejimi karşısında zafer ilan etti; nükleer füze tehdidinin ortadan kalktığını söylediler.

Netanyahu, yaklaşık kırk yıldır İran rejiminin tehdidine karşı uyarılarda bulunuyor. İsrail Hava Kuvvetleri etkileyici bir operasyon gerçekleştirse de, Fordo nükleer tesisine yapılan saldırı Amerikalılar tarafından yapıldı.

İran rejiminin nasıl anlaşıldığı ve anlaşılmaya devam edeceği, dış politikayı şekillendirdi, savaşta rol oynadı ve bölgede, rejim altındaki İran halkı, İsrailliler ve Filistinliler üzerinde yankıları olacak şekilde etkisini sürdürecek.

ABD savunma ve diplomasi kurumlarında uzun yıllar görev yapmış, Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi üyesi Dr. David Wurmser, The Jerusalem Post’a verdiği röportajda, Amerikan dış politikasının İran konusundaki hatalarının temelinde rejimin yanlış anlaşılması olduğunu söyledi.

Wurmser, eski ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Orta Doğu danışmanıydı.

ABD Dış Politika Doktrini

ABD’nin politikası “İran’ın nükleer silah elde etmesine izin verilemez”di ve bu politika İsrail ile paralel yürüdü. Ancak bu hedefe ulaşma yöntemleri farklı yaklaşımlar ve yönetimler arasında ayrılıklar yarattı.

2001-2009 yılları arasında görev yapan Bush yönetimi İran’ın nükleer programını diplomasi ve yaptırımlarla engellemeye çalıştı.

2009-2017 arasında Obama yönetimi ise farklı bir yol izledi; İran rejimini şekillendirip nükleer hırslarını dizginlemek yerine, küresel nükleer silahsızlanma konsepti çerçevesinde İran’a yönelik daha yumuşak politikalar uyguladı.

Obama, İran rejimine düşman olmadıklarını göstermek için çaba harcadı.

ABD’nin İran’a yönelik nefreti kısmen de haklıydı, çünkü ABD uzun yıllar İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’yi desteklemiş, bu rejim 1979 İran Devrimiyle yıkılmıştı.

Obama yönetimi, ılımlıları destekleyerek İran rejimini değiştirmeyi amaçladı.

Trump Dönemi ve Politik Değişim

2017-2021 arasında Trump yönetimi, İran’ın düşmanca olduğunu ve 2015 anlaşmasının (JCPOA) zayıf olduğunu düşünerek ABD’yi bu anlaşmadan çekti.

Trump’a göre İran, ABD’ye karşı derin bir kinle değil, Amerikan zayıflığı algısıyla hareket ediyordu.

Trump, İran rejiminin doğrudan düşman olduğunu ve uzun süreli krizlere yol açtığını düşündü.

Bu politikayla İran rejimine “ülkesinin ya da rejiminin çıkarları mı, yoksa nükleer hedefler mi?” arasında seçim yapması dayatıldı.

Sert yaptırımlar rejimi zor duruma soktu. Trump yönetimi bu baskıyla İran’ın nükleer programını engellemek istedi.

7 Ekim 2023 ve Sonrası

7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırması sonrası ABD ve İsrail arasında temel bir görüş ayrılığı ortaya çıktı.

İsrail için İran tehdidi artık acil ve aktif hale gelmişti; Hamas İran’ın bir vekiliydi ve İran İsrail’i yok etmeye çalışıyordu.

ABD ise bu durumu bölgesel ve Filistin meselesine bağlı olarak gördü ve ılımlıları desteklemeye devam etti.

2024 Ekim ayında İsrail İran’a karşı büyük saldırılar düzenledi, bu İran rejimini zayıflattı ve sınırlamalarını ortaya koydu.

ABD ise İran’ı kontrol altında tutmak için güç kullanmayı ve müzakereleri sürdürmeyi amaçladı.

İran Rejiminin İnanç Temelli Direnci

Wurmser, İran rejiminin dini inançlara dayalı olarak sonuna kadar direnmeye hazır olduğunu söyledi.

İran rejimi için herhangi bir taviz, inançsızlık anlamına gelir ve bu da rejimin sonu demektir.

Bu yüzden İran asla tamamen teslim olmayacak.

Terör ve Bölgesel Etkiler

11 Eylül sonrası ABD’nin teröre karşı başlattığı savaşta, Irak işgali ve İran ile Irak rejimlerinin değiştirilmesi hedeflendi ancak başarılı olunamadı.

Wurmser, İran rejimini değiştirecek gücün sadece İranlılarda olduğunu, ABD ve İsrail’in ancak rejimi istikrarsızlaştırabileceğini söyledi.

İsrail’in saldırıları İran rejimini zayıflatmak ve nükleer programını durdurmak için bir araç oldu.

Filistin Meselesi ve Bölgesel Dinamikler

İran rejiminin yenilmesi durumunda bile Filistin meselesinin devam edeceği belirtildi.

Wurmser, Filistin meselesinin Batı karşıtı küresel radikalizmin bir parçası haline geldiğini ve bu yüzden çözümünün zor olduğunu vurguladı.

 

 

Bu haber toplam: 1038 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:59:38
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x