Fransa’nın İran-Irak savaşı yıllarında Saddam rejimine olan desteği bir sır olmasa, Fransız şirketlerin Halepçe katliamında oynadığı role ilişkin Paris’te önemli bir soruşturma yürütülüyor. Bu konuda yapılan suç duyurusuna Paris mahkemesinin “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” şubesi bakıyor.
Fransa’nın en etkili alternatif internet gazetesi Mediapart’tan Michel Delean’ın haberine göre Halepçe katliamı kurbanlarının ailelerinin avukatları, Fransız bir şirketin Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi rejimlerine kimyasal silah üretimine hizmet eden materyaller sağladı.
Mart 1988’deki Halepçe katliamında 5 bini aşkın Kürt katledilmiş, bir o kadarı da yaralanmıştı.
Bir değil çok sayıda Fransız ve Avrupalı şirket 1980’li yıllarda Saddam Hüseyin rejimine kimyasal silah üretimi ve stok edilmesi için gerekli materyaller ve teknolojileri satmakla suçlanıyor.
Mediapart, avukat Davide Pere’in 4 Nisan günü “İnsanlığa karşı suçlar ve savaş suçları” şubesi sorgu yargıçlarına gönderdiği nota ulaştı.
Pere, “birçok önemli bilginin, De Dietrich şirketinin suç duyurusu yapılana kadar diktatoryal birçok rejime kimyasal silah yapımında gerekli ekipmanları sağladığını gösterdiğini” belirtiyor.
Yargıçların dikkatine yazılmış notta, Alsace merkezli De Dietrich sanayi grubunun, “özellikle endüstrilerin kimyasal ürünleri karıştırmak için kullandığı büyük düdüklü tencerelere benzeyen çelik camlı makineler ürettiği” kaydediliyor.
Paris Asliye Mahkemesi bünyesinde Ocak 2012’de kurulan “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” şubesinin üç sorgu yargıcı olan Emmanuelle Ducos, Claude Choquet ve David De Pas, 28 Ağustos 2013’den bu yana bu soruşturmayı yürütüyor.
Halepçe katliamının 20 mağduru 10 Haziran 2013’te Paris’te “insanlığa karşı suç, soykırım ve bu suçlara yataklık etme” çerçevesinde suç duyurusunda bulunmuştu. Aileleri temsil eden avukatlar David Père ve Gavriel Mairone, suç duyurusunda özellikle Protec SA, Carbone Lorraine ve De Dietrich isimli Fransız şirketlerini hedef alıyor.
Paris savcılığı, “cinayetlere suç ortaklığı”, “cinayetlere teşebbüse suç ortaklığı” ve bu suçlara “yataklık etme” suçlamasıyla soruşturma başlatılması için iddianame hazırlamıştı.
Ancak bu soruşturma için “insanlığa karşı suç” nitelemesi, “geriye yürümezlik ilkesi” nedeniyle kabul edilmemişti. Zaman aşımına uğramayan insanlığa karşı suçlar, Fransız ceza kanununa 1994’te girdi.
Sorgu yargıçlarının, tüzel veya gerçek kişilerin olası sorumluluklarını araştırmadan önce suç duyurunda belirtilen olayların zaman aşımına uğrayıp uğramadığını tespit edeceği belirtiliyor.
Avukat Pere’in yargıçlara gönderilen notta, De Dietrich şirketinin “Kimyasal madde üretimi ekipmanları (reaktörler, kolonlar ve çelik camlı tankerler) inşa ettiği, 1985 ile 1988 arasında Protec şirketi tarafından doğrudan veya aracı olarak Irak’a taşındığı ve Irak’ın sarin gazı ile ürettiği Sammara’daki Muhammed Fabrikası ile Felluce kompleksine yerleştirildiği” ifade ediliyor. Charbone Lorraine şirketinin ise “ısı değiştirici” (graphite heat exchangers) sağladığı kaydediliyor.
Yargıçların ilk aşamada, mağdurların sağlık dosyaları ve hayatta kalanların tanıklıklarının dışında, BM’nin bu katliama ilişkin tüm resmi belgeleri ve yurtdışında daha önce alınmış mahkeme kararlarını bir araya getirmesi gerekiyor. Mediapart’a göre yargıçlar Fransız gümrük servislerinin tutanakların şimdiden aldı. Alternatif internet gazetesi, Almanya’da bir gümrük soruşturmasında yerel bir şirketin mahkum edildiğini aktarıyor.
427 ŞİRKET SADDAM’LA KİMYASAL PROJE İÇİN ÇALIŞTI
Haziran 2013’te basın toplantısı sırasında mağdurların avukatları Fransız David Pere ile Amerikalı meslektaşı Gavriel Mairone, bazıları kamusal olmayan 100 bin belge topladıklarını açıklamışlardı. Bunlarda Irak rejimi tarafından 1983 ve 1988 arasındaki kimyasal silahların elde edilmesine ilişkin aşamalar detayları ile yer alıyor.
Belgelere göre bu proje kapsamında 427 şirket Irak devletinden parasal yardım aldı. Avukat Mairone’a göre, bu şirketlerden en az 20’sinin “ne yaptıklarını tamamen bilincindeydi”. Bunlar arasında Fransız kimyasal endüstrisinden iki şirket de bulunuyor.
Haziran ayında Fransız alternatif internet gazetesi Mediapart’a konuşan avukat Pere, Fransız şirketlerin Halepçe katliamındaki sorumluluğuna ilişkin şöyle demişti: “Örneğin bir Fransız şirket, böcek ilaçlarına karşı kullanılabileceği bahanesiyle, zehirli gazları içermek için yeteri kadar dayanıklı olan konteynırları Irak’a sattı.”