Halen Irak\'ın üçte birini kontrol eden IŞİD\'e karşı mücadele ile ilgili görüşmelerin dışında İbadi, ABD\'den savaş helikopterleri, mühimmat ve insansız hava araçları dahil maliyeti milyarlarca dolara varan silahların sağlanmasını isteyecek. Ama Irak, tüm bunları borç olarak istiyor.
Kürt sorunu uzmanı Vadim Makarenko, konuyla değerlendirmelerde bulundu:
\"Irak Başbakanı İbadi, Bağdat\'a komşu Sünni bölge Anbar\'da savaşa girerek stratejik seçimini yaptı. Ancak orada kolay kolay zafer elde etmesi beklenmemeli, üstelik cihatçılar yeni saldırılarla yanıt veriyor.
IŞİD, yeniden Anbar bölgesinin başkenti Ramadi ile ülkenin kuzeyinde önemli petrol merkezi olan Baycan\'a saldırıyor. Hava desteği olmadan Tikrit geri alınmazdı, hava saldırılarına şimdi de ihtiyaç var.
Önemli konulardan biri, güçlü İran desteği ile gerçekleştirilen operasyonlarda, koalisyon ile etkileşimi sağlamak. İran genelde Şii milisler üzerinden destek sağlıyor. Ancak müttefikler, Tikrit\'te Şii milislere destek vermek istemedi ve operasyon hiç de kolay geçmedi.
Desteğini, Kürtleri ve Sünnileri de içine alacak bir hükümetin oluşturulmasına bağlayan ABD, bu katılım olmadan son aylarda IŞİD\'e karşı elde edilen başarıların sağlama alınması ve geliştirilmesinin mümkün olmadığı görüşünde. Kürtlerin ve Sünnilerin hükümete katılımı, Nuri el-Maliki döneminde yaşanan ve halen devam eden bir sorun.
Irak\'ı denetleyen Joe Biden, bu konuda şunu söylemişti: \'Anbar ve Musul\'un geri alınması için IŞİD\'e karşı savaşan Sünnilerin organize ve entegre edilmesi için önümüzdeki aylarda daha fazla çabalara ihtiyaç var.\' Peki, ABD ve Irak, bölgede yapılacaklar konusunda ne kadar mutabık? Bu iki ülke arasındaki müzakerelerin arkasında, şu anda Irak ile ilgili her şeyde üçüncü taraf olan İran\'ın gölgesi var.\"
İsrail\'in Begin-Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi\'nin uzman araştırmacısı, Uluslararası İlişkiler Merkezi Başkanı Eytan Gilboa, konuyla ilgili şunları söyledi:
\"Her şey çok karmaşık. Irak şu anda İran\'ın ağır etkisi altında. ABD, nükleer anlaşma konusunda İran ile müzakereler yürütüyor. Bu anlaşma, İran\'a bölgenin egemen gücü, lider olma fırsatı veriyor. Ve Irak, ülkenin büyük bir kısmını işgal eden IŞİD\'e karşı mücadele için milyarlarca dolarlık askeri yardım için ABD\'ye başvurdu. Böylece ABD, karmaşık bir oyun yürütmeye çalışıyor ve muhtemelen başarısız olacak.
IŞİD\'in tehdit olduğuna katılıyorum, ama Ortadoğu\'da İran egemenliğinin çok daha büyük bir tehdit olduğu kanısındayım.
ABD\'nin zor bir durumda olduğunu düşünüyorum. 10 yıl Irak\'ta savaştılar ve temel amaçları Irak\'ı demokrasiye, sıkıca ABD ve Batı\'ya bağlı bir Ortadoğu ülkesi modeline dönüştürmekti. Ancak bugün tamamen tersini görüyoruz. Eski Başbakan Şii Maliki iktidarı Irak\'ın Sünni toplum ile bölüşme görevinin üstesinden gelemedi ve bu IŞİD\'in ortaya çıkmasına yol açtı.
Bu yüzden ABD ve Irak\'ın gelecekte davranış ilkeleri konusunda uzlaşması gerektiğini düşünüyorum ve Irak\'ta, İran egemenliği devam ederse ABD\'nin orada işi yok diye düşünüyorum. ABD\'nin tamamen nükleer anlaşmaya odaklanıp diğer konuları görmezden gelmesi çok garip. Bu konulardan biri, İran\'ın liderliğidir.
Yemen\'de yaşananları görüyorsunuz. Bu ülkedeki iç savaştan İran sorumlu. Ayrıca Irak, Suriye ve Lübnan da var. İran, Ortadoğu\'nun dört ülkesinde lider konumunda. Bu yüzden, Irak, ABD ve İran arasında bu tehdit ve sorunla ne yapılacağıyla ilgili üçlü anlaşmaya ihtiyaç var.\"