İran'ın dini lideri Hamaney'i çevreleyen isimleri öldüren, ülkenin enerji altyapısını hedef alan İsrail, İran rejimini devrilmenin eşiğine mi getiriyor?
İran'ın 86 yaşındaki dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail'in saldırıları sonucunda giderek yalnızlaşan bir siyasi aktör haline geliyor.
İsrail, İran'a düzenlediği hava saldırılarında, Hamaney'in yakın çevresinde yer alan kilit konumdaki askeri yetkilileri, güvenlik danışmanlarını hedef alıyor. Hatta İsrail, Hamaney'in öldürülenlerin yerine atadıklarını da yeni saldırılar düzenleyerek öldürüyor.
Tıpkı Pazartesi gününü Salı'ya bağlayan gece İsrail tarafından öldürülen İran Genelkurmay Başkanı Ali Şadmani gibi. Şadmani, İsrail'in geçen hafta Cuma günü İran'a düzenlediği hava saldırısında öldürdüğü Gulam Ali Raşid'in yerine atanmıştı.
İran rejimin en güçlü otoritesi: Ali Hamaney
Hamaney, İran'daki rejimin en güçlü siyasi otoritesi konumunda. Silahlı kuvvetlere başkomutanlık etme, savaş ilan etme yetkisine sahip. Askeri komutanlar ve yargıçlar da dahil olmak üzere üst düzey görevlere atamaları o yapıyor, istediği zaman da bu kişileri görevden alabiliyor, devlet politikalarında son sözü o söylüyor.
1989 yılından bu yana İran'ın dini lideri olan Hamaney, Batı'ya karşı mesafeli bir tutuma sahip, ülkesinin İslami rejimine son derece bağlı, ayakta tutmam için her türlü muhalefeti baskı ve şiddetle bastırıyor.
Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun İran Programı Direktörü Alex Vatanka, Hamaney'in en temel önceliğinin "rejimin bekası" olduğuna vurgu yapıyor.
Vatanka, "Hamaney hakkında iki şey söyleyebilirsiniz: son derece inatçı ama aynı zamanda son derece temkinli. Çok ihtiyatlı. Bu yüzden bu kadar uzun süredir iktidarda" diyor.
Hamaney'in yalnızlaştırılması nelere yol açabilir?
İranlı kaynaklar, nihai kararların Hamaney tarafından alındığını belirtmekle birlikte, dini liderin önemli konularda yakın çevresinde yer alan isimlerin farklı görüşlerini dikkatle dinlediğini, karar alma süreçlerinde bu isimlerin katkısının kilit önem taşıdığını söylüyor.
İsrail'in saldırılarında üst düzey askeri ve güvenlik yetkililerin öldürülmesiyle birlikte Hamaney'in karar alma süreçlerinde görüşlerinden yararlandığı yakın çevresinde boşluklar oluştuğu, bunun da rejimin geleceği ile ilgili endişeleri beraberinde getirdiği belirtiliyor.
Hamaney'in toplantılarına katılan İranlı bir kaynak, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada bunun İran'ın savunma ve iç güvenlik konularında yanlış hesap yapma riskini "son derece tehlikeli bir biçimde artırdığına" dikkat çekiyor.
İran rejimi için alarm çanları mı çalıyor?
Analistler, bugüne kadar muhalifleri güç kullanarak bastırarak rejimi korumayı başaran, uluslararası yaptırımlar rağmen direnen İran'ın dini lideri için risklerin hiç bugün olduğu kadar yüksek olmadığı görüşünde büyük ölçüde birleşiyor.
Hatta İran İslam Cumhuriyeti'nin tarihindeki en tehlikeli günlerini yaşadığı, rejimin uçurumun eşiğinde olabileceği belirtiliyor.
Yıllardır yaptırımların hedefinde olan İran'da ekonomi zorda, toplum zaten yıllarda büyük sıkıntılara göğüs germeye çalışıyor.
İsrail ve İran'ın karşılıklı olarak birbirlerini hava saldırılarıyla hedef almasıyla birlikte İran toplumunda endişe ve memnuniyetsizlik artmış durumda. İsrail ve ABD'den yapılan "kenti terk edin" çağrıları üzerine 15 milyonluk Tahran'dan kaçışlar başladı.
Üstelik ekonomistler, İsrail'in saldırılarını sürdürmesi halinde İran ekonomisinin daha da zora girebileceğini, daha önce benzeri görülmemiş bir döviz krizi yaşanabileceği, bunun da yeni bir enflasyon dalgasını tetikleyebileceği konusunda uyarıyor.
On yıllardır süren kötü yönetim, uluslararası yaptırımlar ve jeopolitik gerilimler, İran'da ekonomik sorunları daha da derinleştiriyor.
Geniş petrol ve doğal gaz kaynaklarına rağmen İran, azalan üretim, eski ekipmanlar ve altyapıya yatırım yapılmaması nedeniyle enerji kıtlığı ile mücadele ediyor.
an, başta elektrik üretimi olmak üzere iç tüketimde büyük ölçüde doğal gaza bağımlı.
Ayrıca İran'daki hanelerin yüzde 95'i doğal gaz kullanıyor. Son yıllarda İran hükümeti, elektrik talebindeki ani artışlarla başa çıkabilmek için hem evleri hem de fabrikaları etkileyen kesintiler uygulamak zorunda kalmıştı.
İsrail'in özellikle İran'ın kilit petrol ve doğal gaz tesisleri de dahil olmak üzere rejim için hayati öneme sahip enerji altyapısını hedef alması bu nedenlerden dolayı çok daha büyük zorlukları beraberinde getirebilir.
İsrail rejimin temellerini mi yıkıyor?
Uluslararası basında İsrail'in İran'ın dini lideri Hamaney'e suikast düzenlemeyi planladığı, ABD Başkanı Trump'ın bu plana itiraz ettiği yönünde haberler yer aldı.
Henüz Hamaney doğrudan hedef alınmamış da olsa görünen o ki İsrail'in hava saldırılarının stratejisi, İran rejiminin yaslandığı temelleri teker teker yıkmayı amaçlıyor.
Gerçi İsrail, hava saldırılarını başlattığında, bunu İran'ın nükleer silah geliştirmesine karşı "önleyici operasyon" olarak nitelendirmişti. İsrail ordusu sözcüsü Effie Defrin de İran'da rejim değişikliği hedeflenmediğini açıklamıştı.
Ama Amerikan Fox News kanalına konuşan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, "Ama gayet tabii ki rejim değişikliği bir sonuç olabilir, çünkü İran rejimi çok zayıf" dedi.
Netanyahu ayrıca geçtiğimiz günlerde bir video paylaşımı yaparak İran halkına rejime karşı ayaklanma, "sesini duyurma" çağrısı yapmıştı.
DW'ye konuşan Ortadoğu analisti Simon Mabon, Netanyahu'nun İsrail'in uzun vadede kendi güvenliğini sağlamasının tek yolunun "İran İslam Cumhuriyeti'nin rejim olarak yıkılması gerektiği" sonucuna varmış olabileceğini söylüyor.
Mabon, "Bu İran halkının öldürmesi anlamına gelmiyor, daha ziyade hükümet sisteminin ortadan kaldırması anlamına geliyor" diyor.(DW)