Hamas'ın yeni siyasi şefi ve 7 Ekim'de Hamas öncülüğünde İsrail'e düzenlenen saldırının mimarlarından biri olan Yahya Sinvar, uzun zamandır militan grubun en etkili liderlerinden biri olarak görülüyordu ve çoğunlukla Gazze Şeridi'nin altındaki tünellerde saklanmasına rağmen büyük bir güce sahipti. Geçen hafta İran'da suikasta kurban giden İsmail Haniye'nin yerine Hamas'ın en üst düzey diplomatik lideri olarak seçilmesi gücünü pekiştirdi.
Sinvar 1962 yılında Gazze'de, İsrail devletinin kuruluşunu çevreleyen savaşlar sırasında kaçan ya da kaçmak zorunda kalan diğer yüz binlerce Filistinli Arapla birlikte evlerini terk eden bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bu yerinden edilme onun 1980'lerde Hamas'a katılma kararını derinden etkiledi. Sinvar, Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin tarafından gruba alınmış ve El Mecd olarak bilinen iç güvenlik biriminin başına getirilmişti. Görevi, İslami ahlak yasalarını ihlal ettiğinden ya da İsrailli işgalcilerle işbirliği yaptığından şüphelenilen kişileri bulup cezalandırmaktı ve bu pozisyon sonunda başını İsrailli yetkililerle derde soktu.
İsrail mahkeme kayıtlarına göre Sinvar 1988 yılında dinden dönmekle ya da İsrail ile işbirliği yapmakla suçladığı dört Filistinliyi öldürmek suçundan hapse atıldı. Yirmi yıldan fazla bir süreyi İsrail'de hapiste geçiren Sinvar, burada İbranice öğrendi ve İsrail kültürü ve toplumuna dair bir anlayış geliştirdi. Hapisteyken online üniversite programından yararlandı ve İsrail'e dair her şeyi öğrendi. İsrail'in iç güvenlik teşkilatı Şin Bet'in eski başkanları tarafından yazılmış on binlerce sayfalık kaçak İbranice otobiyografileri Arapçaya çevirdi.
Motivasyonu siyasi değil dini
Sinvar'ı gözaltındayken tedavi eden ve onunla bir ilişki geliştiren İsrailli diş hekimi Yuval Bitton, Sinvar'ın çevrilen sayfaları gizlice paylaştığını, böylece mahkumların teşkilatın terörle mücadele taktiklerini inceleyebildiğini söyledi. Bitton, Sinvar'ın kendisini Yahudi halkının tarihi uzmanı olarak tanımlamaktan hoşlandığını söyledi. İki adam düzenli olarak konuşuyordu. Bitton, "Sinvar'la konuşmalarımız kişisel ya da duygusal değildi. Sadece Hamas hakkındaydı" dedi. Sinvar'ın Kuran'ı ezbere bildiğini ve örgütünün yönetim doktrinlerini soğukkanlılıkla ortaya koyduğunu söyleyen Bitton, Sinvar'ın motivasyonlarını siyasi değil dini olarak tanımladı.
Hapiste roman yazdı
Sinvar hapishanede geçirdiği süre boyunca kendi hayatını anlatan "Diken ve Karanfil" adlı bir roman da yazdı: Ahmed adında Gazzeli bir çocuk olan anlatıcı, 1967 Arap-İsrail savaşı sırasında saklandığı yerden çıkarak İsrail işgali altındaki bir hayata adım atar. Misilleme olarak Ahmed'in arkadaşları ve ailesi işgalcilere ve düşmanla işbirliği yapanlara saldırır. Kitap boyunca direnişin gerektirdiği bitmek bilmeyen fedakârlık teması işleniyor. Sinvar bir keresinde İtalyan bir gazeteciye hapishanenin bir pota olduğunu söylemişti. "Hapishane sizi inşa eder" diyen Sinvar, hapishanenin kendisine neye inandığını ve bunun için ne kadar bedel ödemeye hazır olduğunu düşünmesi için zaman verdiğini de sözlerine ekledi.
Askere karşılık mahkum
2011'deki esir takasında İsrail hapishanesinden serbest bırakıldığında Sinvar, İsrail askerlerinin yakalanmasının, yıllar süren başarısız müzakerelerin ardından, İsrail tarafından hapsedilen Filistinlilerin serbest bırakılması için kanıtlanmış bir taktik olduğunu söyledi. Sinvar o dönemde "Bir mahkum için bir İsrail askerinin yakalanması evrendeki en iyi haberdir, çünkü kendisi için bir umut ışığı açıldığını bilir" dedi. Sinvar hapisten çıktıktan sonra evlendi ve çocuk sahibi oldu. Ailesi hakkında kamuoyuna çok az şey söyledi ama bir keresinde "Oğlumun konuştuğu ilk kelimeler 'baba', 'anne' ve 'drone' oldu" demişti.
Ateşkese istekli değil
Sinvar'ın sert tutumu, İsrail ile Gazze'deki çatışmaları sona erdirecek ve İsrail'den alınan ve halen Gazze'de tutulan canlı ve ölü 115 rehinenin geri dönmesini sağlayacak bir ateşkes anlaşmasına varmaya istekli olmayacağını gösteriyor. Nitekim İsrailli ve ABD'li istihbarat yetkilileri Sinvar'ın stratejisinin Gazze'deki savaşı İsrail'in uluslararası itibarını zedeleyecek ve birincil müttefiki ABD ile ilişkilerine zarar verecek kadar uzun süre devam ettirmek olduğunu söyledi.
Sinvar'ın onayını almak zorundalar
Savaş başladığından beri ateşkes görüşmelerinin çoğu Mısır ve Katar'da gerçekleşti. Ancak Sinvar, Gazze'de saklandığı yerden bile başlıca rolünü oynamaya devam etti. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan yetkililere göre, görüşmeler boyunca Hamas müzakerecileri herhangi bir taviz vermeden önce Sinvar'ın onayını almak zorunda kaldı.
'Sıradan bir lider değil'
Hamas yetkilileri daha önce Sinvar'ın grubun kararlarında son sözü söylemediğinde ısrar etse de, hem müttefiklerine hem de düşmanlarına göre Gazze'deki liderlik rolü ve güçlü kişiliği ona Hamas'ın işleyişinde büyük bir önem kazandırdı. "Sinvar'a danışılmadan alınabilecek hiçbir karar yok" diyen Hamas üyesi ve siyasi analist Salah al-Din al-Awawdeh, 1990'lar ve 2000'lerde her ikisi de İsrail'de hapisteyken Sinvar'la arkadaş olduğunu söylüyor. "Sinwar sıradan bir lider değil. O güçlü bir insan ve olayların mimarı" diye ekliyor el Avavdeh. Sinvar'ın onayını beklemek ateşkes görüşmelerini sık sık yavaşlattı. İsrail saldırıları Gazze'nin iletişim altyapısının büyük bölümüne zarar verdi ve Sinvar'a mesaj göndermek bazen bir gün, yanıt almak ise bir gün daha sürdü.( Kaynak)