Washington - Ankara hattından Roj Peşmergelerine destek

Astana görüşmelerinden sonra, Suriye cephesinde suların durulması ve tarafların 20 Şubat’ta yapılacak Cenevre IV Görüşmelerinden nihai bir sonuç beklerken, El Bab’da ÖSO - Türk Silahlı Kuvvetleri ile IŞİD arasında yaşanan yoğun çatışmalar Türk askeri birliklerinin Rus jetleri tarafından “kazayla” bombalanması barış ve çözüm umudunun yeninden “gelecek baharlara” kalacağını gösteriyor.

14.02.2017, Sal - 07:41

Washington - Ankara hattından Roj Peşmergelerine destek
Haberi Paylaş

Taraflar, Ocak ayında yapılan Astana Görüşmeleri sonrasında, ateşkesin devam edeceği yönünde kararlar aldıklarını ifade etmeleri ve görüşmelerin iyi geçildiği izlenimi verseler de Suriye hava ve kara sahasında yaşanan askeri hareketlilik, alanda bulunan askeri unsurların kısa vadede yeni ittifaklar ile çatışmaya devam edeceklerini gösteriyor.

El-Bab’ı kim alacak?

Hatırlanacağı üzere Türkiye Musul operasyonunun başladığı ve Rakka operasyonunda hazırlığının yapıldığı dönemde, ABD onu bu operasyonlara dâhil etmediği için ABD’ye rest çekerek, 24 Ağustos 2016’da Suriye’de IŞİD ve YPG’e karşı Suriye Özgür Ordusu işbirliği ile Cerablus operasyonunu başlattığını açıkladı. Cerablus, Azez, Mera ile başlayan ve hızla ilerleyen operasyon Kasım ayı ortasında başlayan El-Bab ile devam etti.

Türkiye ve ÖSO, El-Bab’da IŞİD’e karşı saldırılarını devam ettirirken rejim cephesinde de önemli gelişmeler yaşandı. Halep’i silahlı muhaliflerden aldıktan sonra kendini toparlayan Suriye ordusu, El-Bab’da IŞİD’e yönelik geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin hafta içinde yaptığı açıklamaya göre, El Bab kenti kuzeyden Türk askerleri ile ÖSO, güneyden de rejim güçlerin tarafından kuşatmaya alındı. Bölgedeki kaynakların verdiği bilgilere göre, yer yer rejim güçleri ile ÖSO unsurları arasında da çatışmalar meydana geldi.

Şam rejiminin ilerleyişi dünya kamuoyunda endişelere neden oldu. Uzmanlar, Suriye ordusu ile Türk askeri birliklerin karşı karşıya gelme riskinin yüksek olduğunun Rusya’nın krizi yönetememesi ihtimalinde taraflar arasında sıcak çatışmaların çıkmasının mümkün olduğunu söylüyor. Türkiye Şam rejiminden önce El-Bab’ı ele geçirerek Şam - PYD etkinliğinin önüne geçmek ve sınır güvenliğini sağlama stratejisi izliyor.

Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Özkan Gökcan ve Ortadoğu uzmanı Aymenn Jawad Al-Tamimi bütün bu gelişmeleri Bas Gazetesi’ne değerlendirdi.

Suriye uzmanı Özkan Gökcan: ABD, Türkiye’nin Rusya ile değil kendisi ile hareket etmesini istiyor

El-Bab’ın rejime teslim edilmesi Türkiye açısında istenecek en son şey. Ancak Rusya veya ABD’nin muhtemel baskısı veya olası bir ÖSO - Suriye ordusu çatışması, Türkiye’yi El Bab’ı rejime bırakmaya mecbur bırakabilir. Türkiye’nin, Suriye rejiminin elini giderek güçlendiği bu dönemde isteyeceği en son şey rejim güçleri ile ÖSO’nun çatışması. Böyle bir durum Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan pazarlıkları boşa düşüreceği gibi Rusya ve İran’ın rejime olan desteğini de arttırabilir.

Ürdün, rejim muhaliflerinin 2012 yılından beri eğitilip donatıldığı ülkelerden biri ve Suriye konusunda Suudi Arabistan-ABD ekseni ile hareket etmekte. Ancak Ürdün’ün son dönemlerde Esad yönetimi ile iletişim kanalları kurmaya çalıştığı gözlemleniyor. Son dönemde Ürdün ve Suriyeli komutanların Amman’da işbirliğini konuştuğu, Ürdünlü ve Rus yetkililer arasında görüşmelerin yapıldığı gündeme geldi. Bu görüşmeler Ürdün’ün Astana’ya davet edilmesinde etkili oldu. Ürdün, Suud - Amerikan ekseninden çıkmayacak olsa da Suriye’de taşları yerinden oynatan Rusya tarafından cihatçıların taşeronu olarak algılanmak istemiyor. Trump ile birlikte ABD’nin Suriye’de Ürdün’e nasıl bir rol çizeceğinin belirsizliği, Ürdün’ün Rusya ve dolaylı olarak rejimle görüşmesinde etkili oldu. Bu anlamda, Ürdün’ün Astana’ya katılmasını Rusya’nın bir jesti olarak değerlendirmek mümkündür.

Karşılıklı işbirliğine yönelik açıklamalar çıkması bekleniyordu ve öyle de oldu da. ABD, Türkiye’nin başta El Bab ve Rakka olmak üzere Suriye’de Rusya ile değil kendisi ile birlikte hareket etmesini bekliyor. Görüşmede bunlar dile getirildi. Ancak Türkiye’nin son dönemde Rusya ile yakınlaştığı düşünülürse saha da bunun nasıl bir yansıması olacağı Trump’ın izleyeceği Ortadoğu politikası ile yakından ilişkili.

Ortadoğu uzmanı Aymenn Jawad Al-Tamimi: Suriye’deki çatışmalar 10 yıl daha devam edecektir

Rusya ve Türkiye’nin başından beridir rejim ve muhaliflere karşı tavırları bellidir. Son yaşanan gelişimleri düşünür isek rejim ve muhaliflerin El-Bab için savaşacaklarını düşünmüyorum. Bu ÖSO ve rejimin savaşmayacakları anlamına gelmiyor. Bana göre Deir Hafer gibi El-Bab dışındaki bölgelerde bu çatışma devam edecektir.

Suriye’de bir ateşkes var. Fakat rejim amaçladığı bölgeleri alıncaya kadar bu çatışma sürecini devam ettirecektir. Bu konuda Rusya ve İran gibi müttefikleri de onu yalnız bırakmaz. Eğer durum bu şekilde devam ederse ,Suriye’deki çatışmalar 10 yıl daha devam edecektir. Diğer taraftan Astana ve Cenevre süreçleri çok da başarılı değil. Açıkçası Esad’ın pozisyonu göz önüne alındığında, rejim ve muhaliflerin isteklerinde ortak bir nokta ve uzlaşı sağlanması çok güç olduğu görülüyor. Bilindiği üzere muhalifler Esad’ın konumunu bırakıp gitmesini isterken, rejim taraftarları ise Esad’ın güçlenmesinde ısrar ediyorlar.

Trump ve Erdoğan hemfikir: PKK/PYD’ye aternatif, Barzani’ye bağlı güçler

Suriye cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Yapılan açıklamaya göre görüşmede, Suriye krizi ve IŞİD’le mücadelenin ele alındığı belirtildi. Bas Gazetesi’nin özel kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Trump ve Erdoğan görüşmesinde, Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’ye alternatif olarak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’ye yakın güçlerler hareket edilecek ve Barzani’nin rol alması desteklenecek.

Trump - Erdoğan görüşmesinden iki gün sonra, CIA Direktörü Mike Pompoe Ankara’yı ziyaret etti. Mike Pompoe’nin ilk yurtdışı ziyaretini Ankara’ya geçekleştirmesi büyük yankı uyandırdı. Hükümete yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, Washington, Suriye’de Türkiye ile berabere hareket edecek. Özellikle ABD - Türkiye arasında krize neden olan, YPG’nin askeri varlığının yerine, Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanlığı ve uluslararası koalisyona üye ülkelerin eğittiği Roj Peşmergeleri ile hareket edilecek. Bu güçlerin sayısı artırılacak ve yakın zamanda Rakka ile Deyrazor operasyonlarına katılacak. Söz konusu kaynaklar ayrıca, Roj Peşmergelerinin kurulması söz konusu olan güvenli bölgelerin denetimlerini de sağlayacağını ve kısa vadede bu yönde yeni adımların atılacağını kaydetti.

Derya Kılıç / Bas Gazetesi
Bu haber toplam: 11660 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:12:13:36
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x