Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Zarif ve Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile New York'ta bir araya geldiğini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Suriye'nin İdlib kentindeki cihatçıların Afganistan gibi başka yerlere taşınmalarının kabul edilemez olduğunu ve buna izin vermeyeceklerini söyledi. BBC Türkçe'nin haberine göre, Lavrov, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nedeniyle bulunduğu New York'ta dün gece gazetecilere yaptığı açıklamada, "(İdlib'deki cihatçıların) Afganistan gibi diğer başka sıcak bölgelere gönderilecekleri yönünde söylentiler var. Bu asla kabul edilemez. Ya yok edilmemeliler ya da haklarında bir yargı süreci başlatılmalı" dedi.
Lavrov, New York'ta ayrıca İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir araya geldiğini söyledi. Lavrov, İdlib'de varılan anlaşmanın uygulanması konusunda Türkiye'nin "işinin hiç de kolay olmadığını" belirterek, ABD'nin de ılımlı olarak nitelendirdiği militanları cihatçı örgütlerden ayrılmaya ikna konusunda devreye girme sözü verdiğini ancak şu ana kadar bu sözünü tutmadığını da sözlerine ekledi.
Lavrov, "Türkiye siyasi sürece hazır olan muhalifleri El Nusra'dan ayıracak. Türkiye'nin işi hiç de kolay değil. Biz Türkiye'nin normal muhalifi, El Nusra'dan ayırabileceğini umuyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Eylül ortasında Soçi'de yaptıkları görüşmede, 15 Ekim'e kadar İdlib'de silahlı muhalif örgütler ile Suriye ordusu arasındaki temas hattında 15-20 kilometre genişliğinde silahtan arındırılmış bir bölge kurulması konusunda uzlaşma sağlandı.
El Nusra Cephesi ve Heyet Tahrir el Şam gibi cihatçı örgütlerin de oluşturulacak bu bölgeden çıkarılması öngörülüyor. Tüm silahlı muhalif örgütlerin de 10 Ekim'e kadar ellerindeki ağır silahları bölgeden çekmesi isteniyor.
Varılan bu anlaşma, Suriye ordusunun da çoğunluğu cihatçı örgütlerin elinde bulunan İdlib'i geri almak için başlatmayı planladığı askeri operasyonun da ertelenmesine neden oldu.
Türkiye, bu anlaşmanın muhalif grupların bulundukları yerlerde kalmaya devam etmelerini sağlayacağını ve bunun karşılığında da Rusya ile birlikte belirleyecekleri "radikal grupların" bu alanda faaliyet göstermesinin engelleyeceğini söylüyor.