“İktidar partisinin yaklaşımı belki de ittifaktan ayrılması ihtimaline karşı MHP’nin yerini doldurabilecek bir aday arayışından ibarettir” ifadelerini kullanan Kiras, “İktidar bloğunun toplumsal desteğinin özellikle son yerel seçimden bu yana belirginleşerek hızla erimekte oluşuyla ilgili projeksiyonlara bakınca şunu görüyorsunuz: Vaktiyle MHP’yi yanına alarak yüzde elli barajını geçmeyi başaran AK Parti şimdi bu desteğin yetersiz hale gelmesi üzerine Cumhur bloğunu genişletmek için birtakım hamleler yapmak zorunda. Bu doğrultuda geçtiğimiz haftalarda İYİ Parti’ye bazı sinyaller gönderildiği malum. Ama bu partinin varlık sebebini inkarını gerektiren böylesi bir girişim içinde yer alması mümkün değil” ifadelerini kullandı.
"Çaresizlik o noktada ki 'Davutoğlu ile Babacan’dan biri acaba Cumhur İttifakına dahil edilebilir mi' hesapları yapanlar var yüksek sesle" diyen Kiras, "Bu insanlar giderken arkalarından teneke çalan kişilerin şimdi böyle stratejiler üretmeleri çok ilginç" ifadesini kullandı.
Kiras, AKP'de HDP için de "Cumhur İttifakı'na dahil edilebilir mi" diye düşünenlerin olduğunu öne sürerken, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın bizzat cezaevinden gönderdiği mektupla Cumhur İttifakı'na destek verdiğini savundu.
Kiras'ın, "Peki, HDP ne olacak?" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"İlk gündeme geldiği sıralarda da uzunca değerlendirdiğimiz bu konuyu şunun için hatırlamakta fayda var:
Bugün iktidar partisi için asıl problem kendi içinden kopan gurupların oluşturduğu siyasi tehdit. Biri Ahmet Davutoğlu, diğeri Ali Babacan liderliğinde yola çıkan iki yeni parti girişimi her halükârda AK Parti’den belirli oranda bir seçmen kitlesini transfer edecek. Buna karşılık, iktidar partisini yönetenler ise epeyce süredir 'şununla mı ittifak yapalım, bununla mı cephe kuralım' diye hesap yapıp dururken parti tabanındaki küskünleri yeniden kazanmayı, artık böyle gitmez diyerek ayrılan eski yol arkadaşlarıyla ittifak yapmayı hiç akıllarına getirmediler.
AK Parti-MHP oyları yetmez olunca Doğu Perinçek ittifaka dahil edildi, HDP olabilir mi diye düşünenler bile oldu, Öcalan bizzat cezaevinden gönderdiği mektupla Cumhur İttifakına destek verdi… 'Koalisyonlar ne kötü şey be birader' denilerek geçilen hükümet sisteminde iktidar ortaklarının sayısı her geçen gün artıyor... Taşıma suyla değirmeni döndürmek için her ihtimal hesaba katılıyor ama yıllar boyunca bu değirmeni döndürmüş olan derenin suyunun neden kuruduğunu araştırmak akla gelmiyor.
Çaresizlik o noktada ki 'Davutoğlu ile Babacan’ın aralarında anlaşamadıkları için ayrı ayrı kurdukları partilerin aynı siyasi blokta yer almaları mümkün olmayabilir. Bunlardan biri acaba Cumhur İttifakına dahil edilebilir mi' hesapları yapanlar var yüksek sesle… Bu insanlar giderken arkalarından teneke çalan kişilerin şimdi böyle stratejiler üretmeleri çok ilginç…"
Yazının tamamı için tıklayın