AK Parti’nin kurucularından ve eski Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde aday olmayacağını belirtti. Seçimde Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) destekleyeceğini söyleyen Fırat, “HDP, Türkiye’nin ‘ana muhalefet partisi’ olabilir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı destekleyen Fırat’ın ismi bir süredir HDP ile anılıyordu. Fırat’ın seçimlere parti olarak girme kararı alan HDP’den aday olup olmayacağı merakla bekleniyordu.
Dengir Fırat, aday olmaya niyeti olmadığını belirterek,“Hem sağlığım buna elvermiyor, hem de AK Parti’den siyaset yapmış biri olarak oradan ayrıldıktan sonra başka bir partiden aday olmayı uygun bulmuyorum. Bunun için HDP’den aday olmayacağım.Teklif gelmedi, gelirse de düşünmüyorum. Ama seçimlerde HDP’ye elimden gelen her türlü yardımı yapacağım” şeklinde konuştu.
Fırat, HDP’nin barajı aşması gerektiğini ifade ederek, “Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin emniyeti için HDP’nin barajı aşması lazım. Aday değilim ancak partiye katılabilirim” dedi.
HDP’nin bağımsız adaylarla değil de yüzde 10 barajına karşın parti olarak seçimlere girme kararını da olumlu karşılayan Fırat, HDP’ye şu tavsiyelerde bulundu:
“HDP’nin bir Türkiye partisi olması lazım. Sadece belli bölgelerde değil bütün Türkiye’de örgütlenmeli ve siyaset yapmalı. Sadece Kürtler’in değil, bütün halkların demokratik özgürlüklerini korumayı birinci plana alması lazım. Toplumu temsil eden insanlara teklif götürmeleri lazım. Mesela neden bir başörtülü hanım ya da sakallı biri neden milletvekili olmasın?”
Fırat, HDP’nin barajı aşacağını kaydederek, demokrasiden yana olan tüm kesimlerin, “AK Parti’nin HDP ile sınırlandırılabileceği” umuduyla HDP’ye oy verecekleri tespitinde de bulundu.
Fırat, HDP\'nin barajı aşması için 6-7 Ekim olayları gibi “provokasyonların” olmaması gerektiğini de belirterek, \"Barajı geçtikten sonra bu çizgilerinde samimi olduklarını gösterirlerse anamuhalefet olurlar” diye konuştu.
Fırat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Erdoğan’ın kafasında olan şey başkanlık sistemi değil. Bir hukukçu olarak istenen AK Parti’nin istediği başkanlık sistemine baktığımız zaman bunun bir diktatörlük olduğunu görüyorum. Başkanlık sistemi gelecekse başta Anayasa olmak üzere seçim ve siyasi partiler yasaları gibi birçok temel yasanın değişmesi gerekiyor. ABD’de olduğu gibi kuvvetler ayrı olmalı ve parlamento da çok güçlü olmalı.”
