Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde yargılandığı davayı hatırlatan Ergin "Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul Belediye Başkanı’yken hakkında bir yargılama yapılmıştır. O yargılama aşamasında görevinin başında kalmıştır" dedi.
Ergin sözlerini şöyle sürdürdü:
Görevinden ayrıldıktan sonra da yerine gelen Ali Müfit Gürtuna İstanbul Belediye Meclisinde yapılan seçimle o göreve gelmiştir. Bugün siz Esenyurt Belediye Başkanının yerine kayyum atıyorsunuz. İşletilen süreç, yöntem itibariyle de son derece nobran bana göre. Başkan görevden el çektirilse bile yerine gelecek kişinin Esenyurt Belediye Meclisi’nin seçimiyle yapılması mümkün iken kayyum atanması ayrı bir sorun. Neresinden bakarsanız bakın sorunlar yumağı halinde bir konu. Cumhur İttifakı’nın Esenyurt konusunda da basiretinin kapanmış olduğunu değerlendiriyorum.
Ergin, yaşanan sürecin çelişkili olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Şimdi muhalefet haklı olarak şunu soruyor: Bir taraftan ortağınız İmralı’daki örgütün kurucusunu meclis kürsüsüne gelip örgüte çağrı yapması, silahları susturması ve örgütü dağıtmasıyla ilgili çağrıya davet ederken, diğer taraftan da Esenyurt’ta seçmenin 6 ay önce iş başına getirdiği bir belediye başkanını o siyasi ekibe dahil olduğu düşünülen isimlerle telefon görüşmesi yaptığı için görevden alıp tutukluyorsunuz. Çok çelişkili ve izahı güç bir tablo.
Ergin, Bahçeli'nin çağrısını "içeriksiz" bulduğunu belirterek şu vurguları yaptı:
Bu çağrıyı Sayın Bahçeli’nin yapması, Sayın Bahçeli’nin davet etmesi artı bir imkan sunabilir. 2009 ve 2013 süreçlerinde AK Parti yalnız başınaydı. Şimdi MHP bu çağrıyı yapıyor. AK Parti sütre gerisinden de olsa destek veriyor. Ana muhalefet partisi CHP, ‘süreç meclis üzerinden yürürse destek veririz’ diyor. Mecliste de siyasi partilerin birçoğu ‘Niyeti görelim, içeriği görelim. Ona göre hakikaten ülkenin yararına ise, 85 milyon ülke insanının faydasına ise biz de katkı vermek isteriz’ diyor. Ama bir haftadır içerik olmadan gölge boksu yapılıyor. Aynen anayasa tartışmalarında olduğu gibi ortada somut bir anayasa önerisi olmadan aylardır toplumu bununla meşgul ediyorlar. (Serbestiyet)