Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin New York kentine hareketi öncesi İstanbul Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılacağını ifade eden Erdoğan, “Dünya liderleriyle ikili görüşmelerim olacak. Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu'na hitap edeceğim. Hitabımda BM'nin gündeminde olan barış ve güvenlikle ilgili temel meselelerle ilgili görüşlerimizi dile getireceğiz” dedi.
ABD ve Türkiye’nin Rojava’da oluşturacağı ‘güvenli bölge’ planına dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Bizim sınır boylarında bütün hazırlıklarımız tamamlanmış vaziyette. ABD bizim malum stratejik ortağımız. NATO'da beraberiz bunun dışında da uzun yıllar stratejik ortaklığımızı her halükârda devam ettirmişiz” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“ABD ile bizim karşı karşıya gelmek gibi bir arzumuz yok. Ancak ABD'nin de davetli olmadığı bir yerde terör örgütlerine vermiş olduğu desteği bizim de görmemezlikten gelmek gibi bir lüksümüz olamaz. YPG/PYD gibi örgütlere şu anda ABD'nin verdiği destek apaçık ortadadır. Bunu ben sayın Trump ile paylaştım. Siz on binlerce TIR araç mühimmat geliyor. Biz paramızla almıyoruz ama siz ücretsiz olarak bu terör örgütlerine IŞİD'le mücadele adı altında bu tür destekleri veriyorsunuz. Biz El Bab'da 3 bin kadar IŞİD'lıyı derdest ettik. Bizimle ilgili ne yazık ki yalan propagandalarla IŞİD'a karşı tavrımızın olmadığı hep söylendi.”
Türkiye’nin terör örgütü DAİŞ’le mücadele ettiğini ifade eden Erdoğan, “Şu anda bölgede zaten DEAŞ da adeta yok durumunda. Şimdi bir uydurma örgüt ortaya çıkarıldı SDG diye. Bu bir aldatmaca. Bunun da PYD ve YPG'den hiçbir farkı yok. dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onları gölgeleyen örten bir başka terör örgütü. Bunun PKK ile alakası yok diyorlar. Hepsi de iç içe. Bu seyahatimizde sayın Trump ile bir görüşmemizin olması söz konusu orada da bunları masaya yatıracağız. Çünkü sayın Trump Fırat'ın doğusundan ABD'li askerlerin çekilmesine yönelik bir açıklama yapmıştı. Ama bu gerçekleşmedi. Aylar oldu ama uygulamaya gelince bu olmadı. Bu gerçekleri görmemezlikten gelmemiz mümkün değil. Nasıl Afrin'de El Bab'da kendi göbeğimizi kestiysek özellikle Suriye'nin kuzeyinde bizim terör örgütlerinden bölgeyi arındırarak gerçek sahibine teslim etmemiz gerekiyor.”
