Türkiye Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye son kez Almanya Başbakanı sıfatıyla gelen Angela Merkel ile görüştü. Tarabya’daki Huber Köşkü’nde basına kapalı gerçekleştirilen görüşme 1 saat sürdü. Görüşme sonrası iki liderin ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel’e teşekkür dileklerini ileterek başladığı konuşmasında, “Türkiye olarak Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda önümüze çıkan engellemelere rağmen Merkel’in katkılarını takdirle hatırlayacağız” ifadesini kullandı.
“Sayın Merkel ile bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkilerimiz başta olmak üzere gündemimizdeki meseleleri ayrıntılı şekilde ele aldık” diyen Erdoğan, Merkel ile gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarıyla ilgili olarak da, “Türkiye-AB ilişkilerinin ilerlemesine ilişkin görüşlerimizi teyit ettik. Doğu Akdeniz, Afganistan, Libya ve Suriye’deki gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk” dedi.
Öte yandan Erdoğan, Avrupa’da Türk toplumuna yönelik ırkçılık ve ayrımcılık yapıldığını belirterek, “Irkçılık, ayrımcılık ne yazık ki Avrupa’daki Türk toplumunun başlıca sorunu olmaya devam ediyor. Etkin tedbirler alınması büyük önem taşıyor” sözlerini kaydetti.
Erdoğan ayrıca, “Almanya’daki Türk toplumu ilişkilerimizin en önemli sosyal yönünü oluşturuyor, ortak zenginliğimizi teşkil ediyor. Sayın Şansölye’nin bundan sonra da Türk-Alman dostluğuna önemli katkılar sağlayacağına eminim” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’dan sonra söz alan Almanya Başbakanı Angela Merkel, “İnsan kaçakçılığını engellemek istiyoruz. AB’nin bu konuda Türkiye’yi desteklemesi bir gereklilik, bir şart” dedi. Merkel açıklamalarında, Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlara da değindiklerini belirten Merkel, “İnsan hakları konularına da değindik. Almanya’da ırkçı, yabancı düşmanı olayları takip ettiğimizi ve bunlara her zaman karşı çıktık. Yasadışı göç konusu çok önemli bir konu” diye konuştu.
Soru-Cevap
Soru: Siz ortak yoldan bahsettiniz son 16 yıldan bahsettiniz insan hakları ve tutuklu alman vatandaşları konusuna değinmek istiyorum. Basın toplantılarında geçmişte hep bu konuya değindiniz. Bu konuda ilerleme olup olmadığı konusunda bir fikriniz var mı? Bu hafta 3 yıl hapis cezası aldı bir Alman vatandaşı siyasi bir nedenle. Bu konuda bir ilerleme var mıydı yoksa bir hayal kırıklığına mı uğradınız?
Merkel: Evet siz de bazı vakaları biliyorsunuz tabii ki de başarılar da oldu görüşmelerimizde bazı sorunları çözdük fakat yeni vakalar eklendi. Bu nedenle her zaman bu konuda görüşmek gerekiyor. Boşuna görüşmediğimizi düşünüyorum. Birçok konuyu çözüme kavuşturduk. Başka bakış açıları var. Ne zaman terörden bahsedebileceğimizi ne zaman bahsedilemeyeceğini, fakat genelde görüşmeler başarılıydı diyebilirim .
Erdoğan: Şunu hiçbir zaman kenara koyamayız. Her ülkede yargı bağımsızdır. Yargının bağımsızlığını savunuyoruz. Türkiye’de de yargı bağımsızdır. Yargının vereceği veya verdiği karara benim cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem söz konusu değil yeter ki yargının adil olduğuna hep beraber inanalım.
Soru: Mülteci anlaşması AB ile Türkiye arasında bir anlaşma ve Almanya aslında bir himayeci olarak burada çalışıyordu. İnsan kaçakçılığını engellemek istiyoruz çünkü AB’nin bu konuda Türkiye’yi desteklemesi ir gereklilik. Ve 6 milyarlık bir rakam, çok olumlu projeler gerçekleştirildi. Bunda sonra nasıl devam edeceğiz? Suriyeli mülteciler konusunda Yunanistan’a yasa dışı yollarla gidenler konusunda bir çözüme kavuşamadık. AB on binlerce mülteci kabul etti ama bu süreç henüz tam işlemiyor. Detayları konuştuk fakat burada Almanya ve Türkiye tek başına bunu çözemeyecek bunu. 27 üyesi ile birlikte AB’nin bunu ele alması gerekecek. AB zirvesinde bu konuları tekrar görüşmemiz için çaba harcayacağım.
Erdoğan: Mülteciler konusunda Türkiye adeta bu işin misafirhanesi konumunda. Bu insanları Yunanistan’ın yaptığı gibi ötelememiz mümkün değil. Bunlara aynı şekilde ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Bu ev sahipliğimiz devam edecektir. Çünkü göçleri bu güne kadar uyguladığımız gibi aynen kabulleniyoruz. Aynı zamanda briket evler yaparak onları ağırlamayı ayrıca bir görev edindik.
Soru: Uzun yıllar birbirinizle çalıştınız, birbirinizi nasıl değerlendirirsiniz?
Merkel: Burada birbirimize not vermek için bulunmuyoruz. Biz iş birliğimize önem atfettik. Türkiye’de çok şey gelişti, altyapı açısından İstanbul’a baktığımızda sadece bunu görüyoruz. Son defa Ankara’ya geldiğimde ne kadar idari yapı, bir yönetim olduğu, orada yaşayan insanlar, ekonomik sorunlara rağmen standartları ne kadar yükseldiğini de görebiliyordum. Türkiye NATO müttefiki olarak bizim için önemli bir partner. İnsan hakları konusundaki gelişmeler konusunda bireysel özgürlükler konusunda eleştirdim. Her zaman bunu da dile getirdim. Tabii ki çözüm aradık farklı bakış açılarımız olabilir jeostratejik açıdan birbirimize bağlıyız bağımlıyız. Taliban konusunda, mülteciler konusunda Afrika konusunda da detaylı bir şekilde görüştük. Her zaman ortak çıkarlarımız var. Sonraki federal hükümet de böyle görecektir. İki ülke arasındaki ilişkilerin tüm geniş kapsamıyla olumlu ve sıkıntılı yönleriyle birlikte bunu bir sonraki hükümet de aynı şekilde görecektir. Barışımız ve güvenimiz birbirine bağlı.
Erdoğan: Bundan sonraki süreçte de özellikle belki koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı Almanya Türkiye ilişkileri çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi. Koalisyon hükümetleri çalışmayı her zaman zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok çok başarısız olmuştur, hiçbir netice alamamıştır. Ama bizim başkanlık sistemine geçmemizle birlikte biz bu koalisyonlardan kurtulduk ve yoğun bir çalışmanın içerisine girdik. Temennimiz odur iki yeni yönetimle bu başarılı süreci aynen devam ettiririz. Zira Almanya’da ciddi anlamda bir Türk potansiyeli var. O insanlar da orada sağlıklı bir yaşamın sürecini görmek istiyorlar. Bizler de onlar orada mutlu oldukça Türkiye-Almanya arasındaki bu mutluluğu yaşamak istiyoruz. Hedef de 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşalım istiyoruz.
Merkel: Ben koalisyon ortaklarımla çalışmaktan mutlu olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği şudur, koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz. Ama Türkiye ile iyi ilişkilerimizi sürdürmek istiyoruz.