Gazeteci Fehim Taştekin, “Azerbaycan statükoyu değiştirmek için savaşı göze alabilir. Ancak Türkiye’nin ‘tek millet iki devlet’ şiarıyla doludizgin gitmesi ne tür bir strateji ya da beklentiyle bağlantılı? Mesele Karabağ ise bu savaşı sonuna kadar götürebileceklerini mi düşünüyorlar? Yoksa amaç Kafkasya’da yakılan ateşle Libya ve Suriye’de Rusya’yı biraz sıkıştırmak mı?” diyor.
“Bir gerilim-çatışma sarmalı olarak AKP-MHP-ulusalcı koalisyonunun içeride ve dışarıda sorunları normal yollarla çözme yeteneği kalmadı” diyen Taştekin, “Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’deki çatışma düzeneğine Kafkasya ekleniyor. Rusya ile doğrudan ve dolaylı hesaplaşma boyutuyla düşünüldüğünde bunu Suriye, Libya ve Kafkasya üçgeni olarak çizmek de mümkün” ifadelerini kullanıyor.
Taştekin, uluslararası toplumdaki aşırı dağınıklığın, seçim sathı mailinde olan ABD’nin odak kaybının, Ermenistan’ın arkasında olsa da Azerbaycan’la ilişkilere değer atfeden Rusya’nın idareci tutumunun Türkiye’nin Bakü’ye olan desteğini “Ya şimdi ya hiç” moduna soktuğuna dikkat çekiyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın uluslararası topluma seslenerek “Türkiye’yi müdahalede bulunmaktan caydırmak için tüm kozlarınızı kullanın” çağrısı yaptığını hatırlatan Taştekin, “Eğer durdurulmazsa taraflar tam teşekküllü bir savaşa sürüklenebilir. Diplomasiye dönülmezse bir noktadan sonra Türkiye ile Rusya’nın karşı karşıya gelme tehlikesini de konuşuyor olacağız” diyor.
Taştekin, şunları aktarıyor:
“30 yıllık çatışmanın sebep ve sonuçlarıyla ilgili tablo iki tarafı savaşa bir adım mesafede tutuyor. Bu gerçeklik ortadayken Türkiye’nin diplomasiyi paspas yapan şahinliği sorumsuzca tarafları kızıştırıyor. Ermeni düşmanlığı en rahat kışkırtılabilecek bir mesele. Milliyetçi-hamasetçi çarklar için muazzam işe yarıyor!
Eğer gözlemlerim beni yanıltmıyorsa açılan bu yeni perde Ankara’nın stratejik aklı ve kurgusunun izlerini taşıyor.
Azerbaycan statükoyu değiştirmek için savaşı göze alabilir. Ancak Türkiye’nin “tek millet iki devlet” şiarıyla doludizgin gitmesi ne tür bir strateji ya da beklentiyle bağlantılı? Mesele Karabağ ise bu savaşı sonuna kadar götürebileceklerini mi düşünüyorlar? Yoksa amaç Kafkasya’da yakılan ateşle Libya ve Suriye’de Rusya’yı biraz sıkıştırmak mı? Ankara, Suriye’de İdlib’den çekilmeye karşı Kobani, Menbic ve Tel Rıfat’ın Türkiye’ye bırakılmasını pazarlık konusu ediyor.
Burada bir taviz mi umuyorlar? Ya da Libya’da Cufra ve Sirte önündeki Rus bariyerinin kalkmasını mı? Peki ya Rusya bu pazarlığa girmezse? Güney Kafkasya, Rusya’nın iki asırdır oyun sahnesi. Kafkasya’da her çatışma Rusya’ya daha fazla kontrol yeteneği kazandırdı.
Suriye ve Libya’da sıkışmışlık artarken, Doğu Akdeniz’de yelkenler suya indirilirken Kafkasya ateşi belki iktidar ortaklarının sırtını biraz kurutabilir. Fakat Rusya’nın sükûneti yanıltıcıdır. İkincisi Kafkasya’yı ateşe atmak halklar arasında kapanması zor yaralar açacaktır. Bu ağır bir yüktür. Barışı büyütmenin barışçıl yolları zorlanmalıdır.”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz