Seçim süreci ve gündemdeki konular hakkında konuşan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, "Bu günlerde Selahattin Demirtaş'ın mahkemedeki açıklamalarını okuyorum. Rotayı sol marjinal çizgiden tam 180 derece döndürüp Kürdi çizgiye dönüştürmüş." dedi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, seçim süreci ve gündemdeki konular hakkında Rûdaw’dan Abdulselam Akıncı’ya konuştu.
AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başakanı adaylığıyla ilgili konuşan Ensarioğlu şu şu ifadeleri kullandı:
"Yani ben aday değilim, aday da olmadım. Resmi adaylarımız var o resmi adaylarımızla ilgili parti genel merkezi bir süreç yürütüyor ama aynı zamanda parti genel merkezinde kamuoyu yoklamaları, temail yoklamaları veyahut da farklı görüşmelerle milletin nabzı alınmaya çalışılıyor. Tabii kiminle kazanılır, kiminle fazla oy alınır, tercihi öyle olur. Yani ismimiz geçiyor ama bu bizim dâhil olduğumuz bir mesele değil. Ama partimiz bize aday ol derse tabii ki Diyarbakır'da büyükşehir adayı olmak şereftir."
Devamında Ensarioğlu; "Ben milletvekiliyim, benim şu anda bir görevim var. İsterim ki dışardan başka bir arkadaş olsun, biz hep beraber çalışalım ve Diyarbakır için bir şey üretelim. Ama partim “Sen ol, biz seninle alırız” dersen tabii ki oluruz. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı şerefli bir görevdir." dedi.
Seçimlerden sonra kayyım devam eder mi?
Kayyım konusuna ilişkin Galip Ensarioğlu şunları söyledi:
"Demokratik açıdan baktığınız zaman kayyım meselesi sorunlu bir meseledir. Ancak realiteye baktığınız zaman kayyımlar 17 yıllık HDP yönetiminin 100 misli fazla hizmet etmiştir bu millete. Bu şehirlerin, ilçelerin imajı değişti, hizmet değişti, hizmet gördüğü şehirler, hizmet yapmasını bilmezler. Ama demokratik açıdan kimin hizmet yaptığı değil halkın iradesini nasıl tecelli ettiği önemlidir. Halkın iradesinin tecellisine baktığınız zaman da burada çok ciddi çelişkiler var. İşin realitesi öyle değil. Halkın realitesi midir Cizre'ye hayatında Cizre'yi görmemiş Almanya'dan bi kızı getirip aday yapmak? Halkın realitesi midir Diyarbakır'da bir üniversite mezunu kızcağızı götürüp Lice'de alakası olmayan bir yere aday yapmak? Halkın realitesi midir ki Diyarbakır'a kadın ve Diyarbakırlı olmayan Diyarbakır'ı tanımayan Diyarbakır'ın kültürüne de aslında biraz uzak birini aday yapmak?
Kandil'in kayyımıyla devletin kayyımı arasında ne fark var deseniz, devletin kayyımı en azından biraz daha kamu kaynaklarını harcarken daha dikkatli harcıyorlar. Hesap verdikleri bir devlet memuriyetleri vardır. Keşke orda da demokrasi tam işlese yani siyasi partiler yasasına göre veyahut da siz kayyım atanmak için acaba zorladınız mı? Diyarbakır'da bu seçimde bütün seçilmiş belediye başkanlarını bir salonda toplayıp bütün gerginlikler, bütün siyasi atmosfer belliyken “Kürdistan şehitleri için” yani PKK'liler için saygı duruşunda durduruyorsun ve devlete diyorsun ki “bunları görevden al.” Acaba bunu zorlayan bir mekanizma yok mu HDP içinde veyahut da PKK içinde? Yani bunları da tartışmak lazım. Şimdi hiçbir devlet kendisiyle silahlı bir şekilde savaşan bir yapıya kendi kaynaklarını, yasasını ve makamlarını teslim etmez."
Ak Parti ile DEM Parti arasında herhangi bir ittifak var mı?
Galip Ensarioğlu konuşmasını şöyle sürdürüyor:
"Tabi benim DEM Parti milletvekilleriyle dostluğumuz var, görüşmelerimiz var, oturuyoruz sohbet ediyoruz. Geçenlerde de yetkilileriyle sohbet ettik. Ne yapabiliriz, Türkiye'de yeniden bir yumuşama için nasıl kapı aralanabilir, birlikte yeniden bir huzur ve şey ortamı nasıl sağlanabilir? Bunları doğal olarak kendi aramızda konuşuyoruz ama parti genel merkeziyle resmi bir temasları var mı benim bundan haberim yok. Ben de dışardan bir takım duyumları duyuyorum."
Görüşmelerin olmasını arzu ediyor musunuz?
"Benim dediğim şudur; “HDP bizi sevsin, bizi övsün, bize oy versin gibi bir şeyimiz yok. Hiçbir zaman olmaz da ki zaten siyasete ters. HDP kendisi olsun, başkasına koltuk değneği olmasın diyoruz."
Buradaki kastınız nedir?
"Kastım şudur; cumhurbaşkanlığı seçimde de kayıtsız şartsız CHP'ye destek verdi. Geçen yerel seçimde de HDP sayesinde İstanbul, Antalya, Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri onlar sayesinde aldılar. Peki, ne aldılar da bu kadar destek veriyorlar ve niye veriyorlar? Çözüm sürecini başlatan, demokratikleşme, Kürt dili ve kimliğini öngöründeki engelleri kaldıran, bir sürü yasal demokratik düzenleme yapan, Doğu ve Güneydoğu’ya bu kadar hizmet eden bir partiye elinden gelen bütün düşmanlığı yapacaksın ama gideceksin Kürdün düşmanıyla işbirliği yapacaksın. Asıl meseleniz Kürd meselesi ise CHP Kürd sorununun anasıdır, babasıdır, varlık sebebidir. Bu Kürd sorununun sebebi olan bir partiye kayıtsız şartsız destek vereceksin! Kürde hizmet eden, Kürd sorunun çözümü için çok önemli süreçler başlatan bir partiye düşmanlık edeceksin. Hayrola derdiniz nedir? Bu günlerde Selahattin Demirtaş'ın mahkemedeki açıklamalarını okuyorum. Rotayı sol marjinal çizgiden tam 180 derece döndürüp Kürdi çizgiye dönüştürmüş. Sanki geçen seçimlerde “seni başkan yaptırmayacağız” da başlayıp “Kemal yürü” diyen kendisi değilmiş gibi. CHP'ye kayıtsız şartsız destek verip sol marjinal anlayışa parti içindeki o ittifak ortakları olan marjinal solla birlikte Kürdün oyuyla Türk soluna hizmet eden kendileri değilmiş gibi. Çünkü halktan tepki gördüler, yüzde 2-3 oyları düştü. Şimdi bakıyorlar demek ki bu marjinal solun derdiyle Kürdün derdi ile bir değil, yolu da bir değil, rotayı çevirmişler. İnşallah rotayı çevirirler, kayıtsız şartsız Kürd düşmanlarına hizmet etmeye devam etmezler. Kendileri olarak girsinler seçime. Bizim başka bir talebimiz yok. Bize en sert muhalefeti yapsınlar ama kendileri olarak seçsinler."
Gündemde yeni bir çözüm süreci var mı?
Çözüm sürecine ilişkin soruyu cevaplayan Ensarioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz hiçbir şey vermeyiz. Birlikte demokrasiyi Türkiye’de geliştirelim. Çözüm süreci, güzellikler, silah nasıl bırakılır nasıl olur. Türkiye'de artık şiddet nasıl olmaz bunların yolunu beraberiz bulalım. Biz kirli pazarlıkların içinde asla olmayız."
Gündeminizde çözüm süreci var mı?
"Çözüm süreci bitti. Ölen bir şeyi diriltemezsin. Ancak PKK silahlı varlığına Türkiye'de son verir, bunun gereğini yapar, HDP'de demokratik siyasetin kuralları içinde siyaset yapar o zaman yeni bir şey belki kurgulanır. Ama çözüm süreci öldü, yani eski çözüm süreci yok."
Kürdçe Seçmeli Dersler ve Öğretmen atamaları önünde engel var mı?
Kürdçe Seçmeli Dersler ve Öğretmen atamalarına ilişkin konuşan Galip Ensarioğlu; "Şimdi bu ülkede üniversitelerde Kürdoloji kürsüleri kuran, buna zemin hazırlayan, yasal düzenlemeleri yapan AK Parti'dir. Başka biri yapmadı bunu, başkası bu anlayışı getirmedi. Seçmeli derslerin yasal düzenlemesini yapan, Kürtçe ve Zazaca öğretmenleri atayan AK Parti'dir." dedi.
Tayin edilen öğretmen sayısı az değil mi? sorusuna Ensarioğluşu cevabı verdi:
"Bunu da bir kez daha herkes bilsin ki, nasıl ki TRT 6 Kürtlerin 100 yıllık mücadelesinin bir kazanımıydı, AK Parti döneminde bu oldu ama HDP bunu protesto etti. Oraya giden herkesi de hain ilan etti. Halbuki bu bir kazanımdı. Seçmeli Kürdçe ders de, çocuklarımız Kürtçeyi Zazacayı unuttu. Seçmeli derse teşvik etmeleri gerekirken “bütün güzellikleri nasıl anlamsız kılarız” çabası içindeler. Davalarını da pek anlamış değilim, protesto eden kendileriydi. “Çocuklarınızı seçmeli derse göndermeyin” diyen kendileriydi. Göndermediğin zaman, seçmeli dersi talep eden olmadığı zaman öğretmeni kime atayacaksın ihtiyaç olmadığı yerde? Ne zaman ki onların da aklı geçen sene başına geldi artık baktılar ki yanlış bir şey yapıyorlar, herkes, bütün sivil toplum kuruluşları çağrıda bulundular, çocuklarınıza çeşmeli dersi Kürtçe ve Zazaca ana dilleriyle isteyin diye, o zaman 1-2 atamadan 50-60 atamaya çıktı. Demek ki, ihtiyaç olunca oluyor."