Yetkin'in YetkinReport'ta kaleme aldığı yazıya göre; Özal, ABD Irak’a karşı Çöl Fırtınası harekâtına başladıktan iki gün sonra, 18 Ocak 1991'de televizyona çıkarak, "Irak’ta Kürt devleti kurulursa, Türkiye’nin de Musul ve Kerkük’te petrol dahil hakları için harekete geçeceğini" açıklamak istedi.
Yetkin, Özal'ı sonunda Büyükelçi Bilal Şimşir'in ikna ettiğini aktardı:
"Tarih 18 Ocak 1991, akşam saatleriydi. İki gün önce ABD Irak’a karşı Çöl Fırtınası harekâtına başlamıştı; Irak’a bomba yağdırıyordu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Kaya Toperi Dışişleri Bakanlığını aradı. Karşısına nöbetçi memur Mehmet Ali Bayar çıktı. “Sayın Cumhurbaşkanıyla beraberiz” dedi; “Kendisi bu akşam televizyona çıkıyor. Lozan Antlaşmasının aslını istiyor.
“Hayırdır Abi?” diye sordu Bayar. Toperi yanıtladı: “Musul-Kerkük konusundan emin olmak istiyor.”
Ayrıntılarıyla “İyi Günler Bay Başkan/Körfez Savaşında Özal-Bush görüşmeleri” kitabımda yazdım, burada özetleyeceğim. Özal o akşam tek kalan TRT’de Uğur Dündar’ın “Hodri Meydan” programına çıkacaktı ve Irak’ta Kürt devleti kurulursa, Türkiye’nin de Musul ve Kerkük’te petrol dahil hakları için harekete geçeceğini açıklamak istiyordu. Belli ki Çankaya Köşkündeki diplomatlar kendisini Lozan’da öyle bir şeyin olmadığına ikna edememişti; Antlaşmanın aslını gözleriyle görmek istiyordu.
Dışişlerinin tarihçisi olarak bilinen ve çok sayıdaki kitabı arasında “Lozan Telgrafları”nın da bulunduğu Büyükelçi Bilal Şimşir ve Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Çelem, yanlarında Antlaşmanın Başbakanlık Arşivinde bulunan aslıyla birlikte Köşk’e çıktılar.
Kaynak: Rıza Nur’un kitabı
Büyükelçiler Özal’ın makamına girdiklerinde önünde açık halde Rıza Nur’ın “Lozan Hatırları” kitabını görmüşlerdi.
Rıza Nur 1920’de İstanbul’un işgali ardından Osmanlı Meclis’inden -tıpkı Fevzi Çakmak ve İnönü gibi- Ankara’ya geçenler arasındaydı. Lozan müzakerelerinde İnönü’nün diplomasi ekibindeydi. Ancak hem ırkçılık derecesinde Türkçü hem de Hilafetçiydi. Cumhuriyetin ilanını takiben Türkiye’yi terk etmişti. “Hatıralar” kitabı ilk kez 1967 yılında, sonraları “Keşke Yunan kazansaydı da hilafet kalsaydı” diyecek olan Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Kadir Mısıroğlu tarafından basılmıştı.
Lozan hurafelerinin çoğu, onun Cumhuriyetin ve Hilafetin kaldırılmasının giriş kapısı olarak görüp değersizleştirmek isteye Rıza Nur tarafından çıkarılmıştı ve şimdi Cumhurbaşkanını yazdıklarının doğru olmadığına ikna etmek işi Türk Dışişleri üyelerine düşüyordu.
Şimşir sabırla açıkladı: Antlaşmada Musul ve Kerkük’e Türkiye’nin doğrudan askeri müdahalesini tetikleyecek bir hukuki dayanak yoktu. Özal hoşnut olmasa da kabul etmek zorunda kaldı. Uluslararası medyanın Türkiye’nin Irak’a girme ihtimalini konuştuğu günlerde Özal o akşam “Kimsenin toprağında gözümüz yok” dedi; “Hatta bizim eski derdimiz Musul ve Kerkük dahil, petrol de dahil”.