Suriye'de yaşanan son gelişmelere dair Jinha'ya konuşan Demokratik Suriye Meclisi Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed, 'Türkiye'nin HTŞ'nin geçici bakanlıklarına danışman atadığını' söyledi.
'HTŞ ile ademi merkeziyetçilik konusunda görüş ayrılığı var'
Geçici hükümet ile aralarında geçen temaslara dair bir soruya İlham Ahmed, 'toprak bütünlüğü konusunda aynı fikirde olduklarını ve bunun önemli olduğunu' söyledi ve şöyle devam etti:
"Bunun dışında Suriye'de tek bir ordu konusunda da görüş birliği var. Ancak Suriye'nin ademi merkeziyetçi olması konusunda görüş ayrılıkları var. Neden ademi merkeziyetçi bir Suriye diyoruz, onlar nasıl merkezi bir Suriye diyorlar? Baas rejiminin geride bıraktığı bütün sorunların, yaşamın tamamını kendisine bağlayan merkezi bir sistemin sonucu olduğunu söylüyoruz. Merkezi olmayan bir sistemin, toplumlara kendilerini uygun gördükleri şekilde ifade etme hakkı ve özgürlüğü vereceğine inanıyoruz."
'Merkezi yönetim bir kez daha iç savaş demek'
Suriye'nin çok inançlı ve kültürlü yapısında dikkati çeken İlham Ahmed, merkezi ve katı bir Suriye'nin bir kez daha iç savaşın önünü açabileceğini söyledi: "Suriye toplumu çok renkli bir toplumdur. Birçok din ve inanç içerisinde var. Birçok dil ve kültürü barındırıyor. Merkezi olmayan bir Suriye, tüm bu sorunları kendi içinde çözebilir. Merkezi ve katı bir Suriye bir kere daha iç savaşın önünü açar. Gerçek anlamda demokrasi ve özgürlüğün sağlanması ve Suriye'nin ademi merkeziyetçi hale getirilmesi gerekiyor."
'Türkiye bakanlıklara danışman yerleştirdi'
Türkiye'nin Suriye ile ilgili planına dair soruya ise İlham Ahmed şöyle yanıt verdi:
" Türk devleti bugün Şam'da kendini başarılı sayıyor. HTŞ’nin atadığı bakanlıklara destek amaçlı Türk devleti bir danışman yerleştirdi. Bu uygulama ile Türk devleti, coğrafi olarak Kuzey Suriye'yi kontrol altına alacağını söylüyor ancak bugün görüyoruz ki Suriye’nin tamamını kendi kontrolü altına almak için Türk devletinin önü açık. Baas rejiminin yıkılmasının ardından Hakan Fidan'ın Şam'a gitmesi bunun bir göstergesiydi. Yani 'Ben Suriye'ye müdahale edeceğim ve bu müdahale benim kontrolümde gerçekleşecek' diyor. Her ne kadar Suriye topraklarına askeri olarak girmemiş olsa da Suriye hava sahası Türkiye'ye açıktır. Yani uçakları ve insansız hava araçları 24 saat boyunca Kuzey ve Doğu Suriye'de saldırıyor. Ayrıca danışmanlarını diğer alanlara yerleştirdiler, perspektif ve emirler veriyorlar. Yani pratikte Türk devleti 500 yıllık hayalini bugün gerçekleştirmiş durumda. Komşu devletleri bu şekilde kontrol altına alıp boyunduruk altına almak, Suriye vilayetlerini de Türk valilerin kontrolüne almak çok tehlikeli bir durumdur. Türkiye şunu bilmeli ki, iyi komşuluk ilişkileri bu şekilde olmaz. İyi komşuluk, komşu halklara saygı göstermek demektir. Bu şekilde Suriye'nin toprak egemenliğini zedeliyorsun. Bu anlamda Türkiye'nin sınırlarını tanıması ve sınırları içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu şekilde Suriye ile ilişkilerini kurabilir. Eğer böyle bir şey olursa biz buna saygı gösteririz, Türkiye-Suriye arasındaki iyi ilişkilere saygı gösteririz."