Evrensel gazetesi yazarı Yusuf Karataş'a göre bu eylemler hem Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine hukuksuz bir şekilde yapılan kayyum atamalarının gerekçesi haline getirilmeye ve hem de kayyumlara karşı toplumun geniş kesimlerinde ortaya çıkan tepkiyi baskılamanın dayanağı yapılmaya çalışılıyor.
Bugünkü köşesinde konuyu değerlendiren Karataş, HDP’nin, Mecliste grubu bulunan partilere “Kayıp çocukların bulunması ve sorunun çözümü için ortak komisyon kurulması” çağrısının görmezden gelinmesini, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı “Çocukları kandırarak örgüte katılmalarını sağladıkları” iddiasıyla HDP il ve ilçe yöneticileri hakkında soruşturma başlatmasını hatırlatıyor.
Bir süreden beri eylem yapan aileler gerekçe gösterilerek iktidar destekçisi kimi çevreler tarafından HDP’nin kapatılması yönünde çağrılar da yapılıyor.
Yazara göre bu soruşturmaların böylesi girişimlere dayanak yapılmaya çalışılması uzak ihtimal değil:
"Dağa çıkan çocuklardan kayyımlara, HDP’nin siyaset yapma koşullarının ortadan kaldırılmaya çalışılmasından yapılan operasyonlara kadar neresinden tutarsanız tutun bu gelişme ve girişimlerin dönüp dolaşıp bağlandığı yer Kürt sorunu ve ülkedeki iktidarın bu sorunu çözme adına uyguladığı politikalar olmaktadır.
Nedir Kürt sorunu?
Cumhuriyetin kuruluşundan 96 yıl sonra bile Kürtlerin seçtikleri yerel yöneticilere tahammül edilememesi, ülkedeki iktidarın onların yerlerine kayyum atanmasıdır.
Kürtlerin siyaset yapma haklarının baskı altına alınması; tek suçları demokratik siyasette ısrar etmek olan parti eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının hapishanelere konulmasıdır.
Bırakın Kürt çocukları için ana dilinde eğitimi, Kürtçe öğretim konusunda açılmış 2-3 özel okulun bile kapatılmasıdır.
Bu ülkenin anayasası 1924’ten bugüne defalarca değiştiği halde “Ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk” olduğunun yazmasıdır...
Oysa her toplumsal sorun gibi Kürt sorununun da çözümü, ancak bu sorunu var eden nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Başka bir deyişle bu sorunun çözümü için atılması gereken ilk adım ülkedeki iktidarın Kürtlerin ulusal demokratik istemlerini görmezden gelme politikasından vazgeçmesi olmalıdır.
Sonuç olarak kayyum atamaları, HDP’ye yönelik baskılar, dağa çıkan çocuklar ve süren operasyonlar Kürt sorununun birer sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.
HDP önünde eylem yapan ailelerin taleplerinin karşılanması konusunda samimi olanların yapması gereken şey, iktidara ısrarla sürdürülen yanlış politikalardan vazgeçilmesi ve sorunun demokratik-barışçıl çözümü yönünde adım atılması çağrısı yapmak olmalıdır."
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz