Geçtiğimiz Salı günü grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu DEM’in Şeyh Sait çıkışı hakkında, “Cumhuriyet devleti Şeyh Saitlere ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz” sözlerini kullanmıştı.
Diyarbakır Barosu harekete geçti
Diyarbakır Barosu, Şeyh Said'e yönelik sarf edilen ağır hakaretler sebebiyle ‘Kişi Hatırasına Hakaret’ suçu ile Şeyh Said üzerinden Kürt toplumuna yönelik tehdit içerikli beyanlar nedeniyle ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama’ suçuna ilişkin İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
‘Atatürk ne yaptıysa…’
Diyarbakır Barosu suç duyurusu dilekçesinde, “Nedim Şener Tvnet yayın kanalının 04.11.2024 tarihli Net Bakış isimli programında özellikli olarak programın 35. ve 38. dakikaları arasındaki konuşmasında “Böyle alçak böyle namussuz bir vatan haini olan Şeyh Said’den bahsediyoruz...O İstiklal Mahkemesi doğru kararı vermiş... Bunlar bölücü, bunlar namussuz... Şeyh Said ne yaptıysa onu yaparmış. Ulan siz onu yapın Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Atatürk ne yaptıysa onu yapar.” Demek suretiyle tahrik edici konuşmalar yapmıştır. (https://www.youtube.com/watch?v=tRUGCBf1zmE) Benzer şekilde İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da 06.11.2024 tarihli TBMM Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşma esnasında “Cumhuriyet Devletleri Şeyh Saidlere Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz. Herkes emin olsun yapılması gereken neyse o yapılacaktır mutlaka. Gereğini yerine getirecek olanlar buradadırlar, karşımdadırlar, yanımdadırlar milyonlarcası da arkamızdadır.” demek suretiyle tahrik edici konuşmalar yapmıştır. Müsavat Dervişoğlu grup toplantısında söylediği sözleri 07.11.2024 tarihinde X isimli platformda yazıya dökerek de tekrarlamıştır. (Cumhuriyet Devleti; Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz! Herkes emin olsun, yapılması gereken neyse o yapılacaktır mutlaka!)
‘Hedef haline getirdi’
Nakşibendi tarikatının hocalarından ve Kürt toplumu için önemli bir lider olan Şeyh Said Cumhuriyet yönetimine isyan ettiği gerekçesiyle 1925'te idam edilmiştir. O tarihten günümüze kadar mezar yeri dahi olmamış ancak Kürt toplumu için önemini korumaya devam etmiştir. Bugün ise ismi tekrar gündeme getirilerek 99 yıl önce asılarak idam edilmesi üzerinden hem hatırasına saygısızlık yapılmakta hem de Kürtlere yönelik Şeyh Said’e yapılanın aynısını yapma tehdidi ile halk kin ve düşmanlığa tahrik edilmektedir. Şüpheliler merhum Şeyh Said'in hem toplumsal saygınlığına hem de yakınları nezdinde hatırasına hiçbir olgu isnat etmeden soyut beyanlarla hakaret etmektedir. Bunu yaparken başka bir kesim olarak Kürt toplumunu hedef alıp Şeyh Said’e ne yapıldıysa aynısını yapacaklarını söyleyerek alenen düşmanlığa tahrik etmektedir. Şeyh Said’in idam edilmesi ve mezar yerinin bile bilinmemesi üzerinden ölüm ve isyan çağrısı yapılmaktadır. Bu söylemlerin geniş kitlelere ulaşan yayınlarda ve TBMM kürsüsünden dile getirilmesi toplumu daha fazla ayrıştırarak Kürtleri hedef haline getirmektedir. Türk Ceza Kanununun 130. maddesi; “Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az 3 kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.” şeklindedir.
Düşmanlık yaratan ifadeler’
Türk Ceza Kanununun 216. maddesi “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun Baroların Kuruluş ve Görevlerini düzenleyen 76/1. ve Baro Yönetim Kurullarının Görevlerini düzenleyen 95/21. Maddelerinde ise hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak baroların temel görevleri arasında sayılmıştır. Her iki suç bakımından da suçların basın ve ayın yoluyla işlendiği bu sebeple aleniyet unsurunu taşıdığı açık olduğundan cezalandırılmaları talebinde cezanın artırılması hali de dikkate alınmalıdır. Bu sebeple adı geçen şüpheliler hakkında kişinin hatırasına hakaret ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarından ayrı ayrı soruşturma açılmasını talep etme zorunluluğumuz doğmakla şüphelilerin cezalandırılması gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.
‘Dava açılsın’
Dilekçenin sonuç ve talep kısmında Diyarbakır Barosu, yukarıdaki nedenlerden dolayı TCK’nin 130. ve 216. maddeleri gereğince şüpheliler hakkında soruşturma yürütülmesini, soruşturma neticesinde de şüphelilerin cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmasını istedi.