HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasına 10 Ekim Ankara Katliamı'nı hatırlatarak başlayan Sancar, "Bu iktidar halkın hafızasız olduğuna inanıyor. Ama biz o bombaların nasıl patladığını, yargılama sürecinde kimin ne dediğini unutmuyoruz. 10 Ekim'de yitirilenleri saygıyla anıyoruz" dedi. 10 Ekim günü Ankara'da yağılan anmaya polisin müdahale etmesine tepki gösteren Sancar, "Katliam yapmak serbest, anmak yasak. Biliyoruz neyden korktuğunuzu; her anma 'unutmama' demektir. Unutmayacağız, o canlara sözümüz var" ifadelerini kullandı.
AKP'nin, HDP üzerindeki baskılarına değinen Sancar, "HDP'nin gücünü bizden bile iyi bilen bu iktidarın kendisidir" değerlendirmesinde bulundu.
DEMOKRATİK CUMHURİYET ÇAĞRISI
"HDP, demokratik yönetimin yolunu açıyor. Demokratik cumhuriyete doğru yürüyor" diyen Sancar, çağrısına şöyle devam etti:
"'Gelin hep birlikte mücadele edelim' diye çağrıları yapıyoruz. Bu çağrılar 'Gelin bize destek olun' olarak anlaşılıyor. Bizim çağrımız birlikte yürüme çağrısıdır. Biz, halkın koruması altındaytız. Çağrılarımız destek çağrısı değildir, hep birlikte mücadele etme çağrılarıdır. Bıkmadan usanmadan yineliyoruz; gelin demokratik cumhuriyeti birlikte inşa edelim."
'SAVAŞA VE SARAYA AYRILAN HER KAYNAK HALKIN YOKSULLAŞMASIDIR'
"Bu iktidar halka bir şey vaat edemeyince savaşı öne çıkarıyor. Böylece kendine yönelik rızayı yeniden üretebileceğini sanıyor. Savaşa giden her kuruş, çocuğuna eğitim için bile tablet alamayan yoksul ailelerin cebinden çıkıyor" diyen Sancar, sözlerine şöyle devam etti:
"Ne diyor Bakan Albayrak; 'Ben kuru önemsemiyorum.' Peki doların halka, emekçiye etkisi yok mu? Kur artışının, TL'nin düşüşünün ekonomide bir etkisi yok mu? Bizim ekmek yaptığımız buday, elbise diktiğimiz pamuk bile ithal. Bunları dolarla alıyoruz. Döviz kurundaki oynama her şeyi daha pahalı hale getiriyor. Ve birileri kısa süreli kur oynamalarından büyük pay koparıyor ve halk daha da yoksullaşıyor. Padişahlığa özenen küçük birimlerden en tepeye kadar bu halkın milyarlarca lirası israfa gidiyor. Her kuruş, çocuğuna eğitim için televizyon alamayan, internet bağlatamayan emekçinin cebinden çıkıyor. Savaşa ve saraya ayrılan her kaynak halkın yoksullaşmasıdır. Yandaşa ayrılan kaynağı Sayıştay raporları bile gizleyemez oldu. Bu ağır baskı ortamında bile Sayıştay'ın bu kadarını yazabilmesi, olayın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Çalınan sadece maddi kaynak değil bu halkın geleceğidir."
HDP'ye dönük Kobane operasyonlarına da değinen Sancar, "Kobane soruşturması tepeden tırnağa yalan üzerine kurulmuştur. Bu iktidar suçlu olduğu için bu kadar yalan söylüyor. Bu iktidar, Kobane'ye IŞİD saldırısı devam ederken izlediği politika nedeniyle suçludur. Halk, o katliamcı, tecavüzcü çetelere karşı direnirken, bu iktidar yardım yollarını kapatmakla suçludur" dedi.
HATAY'DAKİ YANGIN: BU İKTİDARIN DOĞAYA BAKIŞINI BİLİYORUZ
Sancar, Hatay'daki orman yangınına ilişkin de konuşarak, "Doğayı savunmak, ekolojik yaklaşım partinin temelidir. İhmalden veya kasıtlı olarak çıkarılan yangınları en başta HDP reddeder" dedi. Sancar, şöyle konuştu:
"Orman yangınlarıyla ilgili yalana da burada işaret edeceğiz. Bu iktidarın, doğaya, ekosisteme bakışının ne olduğunu biz biliyoruz. Şaibeli ihalelerle satılan yangın söndürme uçaklarını da biliyoruz. Güvenlik bahanesiyle Kürt illerinde yakılan binlerce hektar ormanın da durumunu biliyoruz. Günlerce, haftalarca bilerek müdahale edilmeyen alanları biliyoruz. İmara açılsın diye çıkarılan yangınları da maden sahası için yakılan ormanları da biliyoruz. Kaz Dağları'ndan Cerattepe'ye, Cudi'ye Gabar'a nasıl vahşice saldırı yapıldığını biliyoruz. Bizim bu konudaki tavrımız nettir. Doğayı savunmak, ekolojik yaklaşım partinin temelidir. İhmalden veya kasıtlı olarak çıkarılan yangınları en başta HDP reddeder. Ama reddetmek, kınamak yetmiyor. Bu politikaları durdurmak için yaşam alanları yok edilen köylülerle birlikte mücadeleye de en kararlı şekilde devam edeceğiz."