Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Türkiye’nin Rojava ve Suriye’ye yönelik düzenlediği operasyonlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Şiddetle gidilecek bir yer, şiddetle çözülecek hiç bir sorun yoktur. Şiddet sadece daha fazla şiddet doğurur. Türkiye’nin yüzyıllık geçmişi bu acı tecrübeyle doludur” ifadelerini kullandı. PSK, aynı zamanda PKK’ye eylemlerini sonlandırma çağrısında bulundu.
PSK, son gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Şiddetin çözüm olmadığını ısrarla vurguluyoruz” başlığını taşıyan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“01 Ekim tarihinde Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na yapılan bombalı saldırıdan sonra siyasal iklim bir kez daha iyice gerilmiş bulunuyor. Dışişleri Bakanı Fidan’ın Ankara saldırısına misilleme yapılacağı yönündeki açıklamasının ardından, TSK’ye ait savaş uçakları ve dronlar Güney Kürdistan ve Rojava Bölgesi’nde kapsamlı operasyonlara başladı. PKK/YPG’ye ait olduğu bildirilen alt yapı, üst yapı ve enerji tesisleri savaş uçakları tarafından yoğun bir biçimde bombalanıyor.
Söz konusu askeri operasyonlar sadece can ve mal kayıplarına, sivil halkın büyük acılar yaşamasına yol açmakla kalmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgede ilgili devletler arasında çatışma ve savaş potansiyelini de yükseltiyor.
Kürdistan Sosyalist Partisi olarak sorunların çözümünde şiddet kullanımına karşı olduğumuzu yıllardır vurguluyoruz. Şiddetle gidilecek bir yer, şiddetle çözülecek hiç bir sorun yoktur. Şiddet sadece daha fazla şiddet doğurur. Türkiye’nin yüzyıllık geçmişi bu acı tecrübeyle doludur.
Gelinen aşamada yapılacak şey Kürt halkının temel haklarının tanınması için siyasetin inisiyatif alması, iktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi aktörlerin çözüm için elini taşın altına koymasıdır.
Kürt meselesi siyasi zeminde, siyasi yöntemlerle çözülecek bir meseledir. Şiddette ısrar etmek, bu sorunu çözmek yerine daha da derinleştirir. Bir an önce şiddet yöntemleri terk edilmeli, siyasi çözüme imkân tanınmalıdır.
Bu bağlamda PKK silahlı saldırı ve eylemlerini biran önce ve tümüyle sonlandırmalıdır. Gerçekleştirdiği her silahlı eylemin çözüm karşıtı militarist ve şoven güçlere hizmet ettiği apaçık ortadadır.
Devletin ise son elli yılda askeri operasyonlarla bombalamadığı dağ tepe kalmadı. Bu saldırılarla ne Kürt meselesi çözüldü ne de şiddet son buldu. Tersine sorun daha karmaşık hale geldi, Kürt meselesinin çözümsüzlüğü Türkiye’nin enerjisini tüketen çok yönlü bir krize yol açtı.
Şimdi aklıselimle sorunlara yaklaşma zamanı. Yüzyıllık acı ve yıkıma yenilerinin eklenmemesi için hep birlikte sorumluluk bilinciyle davranma zamanı. Bu mümkündür. Hep birlikte bunu başarabiliriz.”