PSK tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı Kürdistan’a yönelik tehditleri hız kesmeden sürüyor.
Radikal İslamcıların Türkiye-Suriye sınırındaki varlığından rahatsız olmayıp bunları “ulusal güvenlik” için tehdit olarak değerlendirmeyen, aksine bu kesimlerin örgütlenmelerine yardımcı olup destekleyen AK Parti hükümeti, Kürdleri ve onların bölgedeki bazı kazanımlarını ulusal tehdit olarak görmeye devam ediyor.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, iktidarın sivil ve askeri yöneticileri her fırsatta Güneybatı Kürdistan’ı tehdit ediyorlar.
Geçtiğimiz yıllarda değişik adlar altında, Rusya’nın onayı ile Güneybatı Kürdistan’a yönelik askeri operasyonlar düzenleyip Fırat’ın Batısı’nda bazı bölgeleri, işbirlikçisi Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte işgal eden Türk hükümeti, Fırat’ın Doğusu’na yönelik askeri operasyon için hazırlıklarını hızlandı.
AK Parti hükümeti bir yandan ABD’yi sözkonusu operasyona ikna etmek için her türlü yola başvururken, bir yandan da sınıra yönelik askeri sevkiyatını artırıyor.
‘Bir gece ansızın geliriz’ diyerek tehditler savuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak partisinin bir toplantısında, ‘Hazırlıklarımızı yaptık, harekât planlarımızı tamamladık, gereken talimatları verdik. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti, belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır’ diyor.
Oysa bu söylemler ve askeri hazırlıklar, sorunları çözmediği gibi daha da ağırlaştırıyor ve şiddet sarmalını derinleştiriyor.
Fırat’ın Doğusu’na yönelik askeri harekat ve olası bir işgal, bölgedeki halklar arasında telafisi yılları alacak sorunlar yaratacak, ekonomik sorunlarla boğuşan, peş peşe açıklanan zamlar altına inleyen halkın yararına değildir, halkın lokmasını küçültecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işgal edilen bölgelere Suriye’nin değişik bölgelerinden gelen sığınmacıları yerleştirme planı ise bölgenin demografik yapısını değiştirme amaçlıdır ve Türk devletinin Kürdistan’da demografik yapıyı değiştirmeyi hedefleyen tarihi politikasının devamıdır.
Tehdit, işgal ve demografiyi değiştirme politikalarının sonuç vermediği, başta Kürd sorunu olmak üzere sorunları daha da büyüttüğü görülmelidir.
Kürdistan Sosyalist Partisi olarak bir kez daha Cumhurbaşkanı ve AK Parti hükümetini sorunu derinleştiren, halkın sırtındaki ekonomik yükü ağırlaştıran söylem ve politikaları bir kenara bırakmaya, sınıra yönelik askeri sevkiyatı durdurmaya çağırıyoruz.
Başta ABD ve Rusya olmak üzere, Batılı devletler ile uluslararası kurumlar, Türk hükümetinin saldırgan ve tehdit politikalarına karşı sessiz kalmamalıdırlar.
PSK olarak, barıştan yana olan tüm siyasi yapıları, meslek odalarını, sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarını, AK Parti hükümetinin Fırat’ın Doğusu’na ilişkin politik arzularına karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.
PSK bir kez daha PYD, ENKS ve öteki Kuzeybatı Kürdistanlı örgütleri, Hewlêr ve Duhok mutabakatları temelinde işbirliği yapmaya çağırır.
PSK, Kürd sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için Kürdistanlı yurtsever ve demokratik güçleri, AK Parti hükümetinin tehdit ve saldırı politikalarına omuz omuza karşı durmaya çağırır.”
