Rus yapımı S-400 hava savunma füze sistemini yakın zamanda test için ateşlemesi, uzun süredir tehdit altında olan Türkiye’yi ABD başkanlık seçimlerinden sonra nihayetinde Washington’ın yaptırımlarına maruz bırakabilir.
Türkiye Ekim ayı ortasında bu sistemi Karadeniz üzerinde test etti. Akabinde, sistemi etkinleştirmemek için Washington'dan bir yıldan fazla bir süredir tekrarlanan uyarılar geldi.
Bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, S-400'leri satın aldığı için beşinci nesil F-35 Müşterek Taarruz Uçağı programından çıkarılan Türkiye’nin başka cezalar da alacağını söyledi. Aynı yetkili Türkiye'nin ABD'den daha fazla silah sistemi satın almasının yasaklanabileceği konusunda da uyardı.
NATO üyesi Türkiye, Washington tarafından Rus sistemini satın aldığı ve şimdi de test amaçlı ateşlediği için geniş çapta suçlarken, Pentagon bunu "mümkün olan en güçlü şekilde" kınadı. Kongre, 2018'den beri Türkiye'ye S-400 alımından dolayı silah satışlarını dondurmuş durumda.
Türkiye, S400 denemesini, ABD başkanlık seçimleri ile aynı zamana denk gelecek şekilde pekala zamanlamış olabilir. Bu yılın başlarında sistemin aktif hale getirileceğini duyurulmuş, ancak koronavirüs salgını nedeniyle bu ertelemişti.
Türkiye gelişmiş Rus sistemi için 2,5 milyar dolar ödediği için, Amerika'nın Düşmanlarına Yaptırım Yoluyla Karşı Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında yaptırımlarla yüzyüze bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump, uzun süredir Ankara'ya herhangi bir yaptırım uygulamamaya çalışıyor.
Trump yeniden seçilsin ya da seçilmesin, Türkiye, yakın gelecekte bölücülük oluşturan alımından dolayı yaptırımlar da dahil olmak üzere artan ABD baskısıyla karşı karşıya kalabilir.
Türkiye'nin sistemi test etmeyi özellikle seçimler öncesine denk getirmeyi amaçlayıp amaçlamadığını kesin olarak bilmenin zor olduğunu söyleyen ABD'nin eski Türkiye büyükelçisi Eric Edelman, “Hem bu karar ve hem de Erdoğan’ın ABD hükümetini Türkiye’ye yaptırım için kışkırtması, ABD’nin dikkatinin dağıldığı bir dönemde gerçekleştirilmiştir” diyor.
Edelman, yeniden seçilmesi durumunda, Trump’ın Türkiye'ye yaptırım uygulamaktan kaçınmasının çok daha zor olacağını tahmin ediyor.
Ahval’e konuşan Edelman, "Senato'nun Türkiye'ye S-400 anlaşması ve ayrıca Libya, Doğu Akdeniz ve Güney Kafkasya'daki saldırgan politikaları için yaptırım baskısı kesinlikle büyüyecek ve bir noktada durdurulamaz hale gelecektir” diyor.
Joe Biden seçimi kazanırsa, yaptırım uygulama konusunda muhtemelen daha az tereddütlü davranacaktır.
Halkbank hakkındaki cezai soruşturmaya atıfta bulunan Edelman, "(Eski Adalet Bakanı Vekili Matt) Whitaker ve (Adalet Bakanı) Barr'ın Halkbank davasını gömme çabalarıyla ilgili ifşalar, Biden yönetiminin buna nasıl baktığının rengini neredeyse ortaya koymaktadır” diyerek İran'a karşı ABD yaptırımlarını ihlal ettiğine vurgu yapıyor.
Ankara merkezli siyasi analist Ali Bekir, bu testin zamanlamasının "olası herhangi bir tepkiyi en aza indirmek ve Washington'un köprü kurma konusunda ciddi olup olmadığını test etmek için" ABD seçimini dikkate almış olabileceğine inanıyor.
Bakeer, yeniden seçilmesi durumunda Trump'ın Türkiye'ye yaptırım uygulamak için daha fazla baskı ile karşılaşacağı yönündeki iddialara şüphe ile bakıyor.
Ahval’e konuşan Bakeer, “Trump, sorunun Obama yönetimi döneminde, Türkiye Amerikan Patriot füzeleri satın alma niyetini işaret ettiğinde ortaya çıktığını söylüyor. Bu yüzden, genellikle İsrail, Yunanistan, Ermenistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi lobiler tarafından motive edilen Türkiye karşıtlarının çoğunlukta olduğu Kongre işi zorlaştırmadıkça, o zaman sorunu çözmek için hala bir şans var” diyor.
Biden’in seçilmesi durumunda Bakeer, son zamanlarda yaptığı bazı “düşmanca açıklamaları” ışığında, Türkiye'nin ABD'den bir miktar baskı ile karşı karşıya kalacağını öngörüyor. Yine de, Oval Ofis'i işgal eden kişinin, “Washington'un Türkiye gibi güçlü bir müttefiki olmadan bölgede gezinmesinin çok zor olacağını bilerek” fikrini değiştirebileceğini öne sürüyor.
Bakeer, ABD ve Türkiye'nin S-400 çıkmazını çözmek için hala zayıf bir şansları olduğunu, ancak "makul bir çözüme ulaşmak için ciddi ve samimi bir irade göstermenin" ABD'nin görevi olduğu konusunda ısrar ediyor.
Edelman, Türkiye'nin yakın gelecekte S-400'leri tam olarak etkinleştirip konuşlandırmasının, Washington'un 1974'te Kuzey Kıbrıs'ı işgalinin ardından Ankara'ya uyguladığı türden tam bir ABD silah ambargosuna yol açıp açmayacağından emin olmadığını söylüyor. O sırada Türkiye, ABD'nin İncirlik hava üssüne ve topraklarındaki stratejik öneme sahip diğer askeri üslere erişimini keserek yanıt verdi.
"Kıbrıs sonrası silah ambargosu mutlu bir deneyim değildi ve kimsenin bunu tekrarlamak isteyeceğinden emin değilim, ancak ilişkilerde ABD'nin İncirlik'e erişimini etkileyebilecek aşağı yönlü bir sarmal - ya da ABD'nin İncirlik’ten geri çekilmenin makul olduğu bir karara varması - dışlanamaz” diyor.
Edelman, "Birkaç yıldır DoD'nin (ABD Savunma Bakanlığı) ABD'nin umulmadık bir durumla kalmaması için alternatif yerlere taşınmayı planlamasını savunmamın bir nedeni bu" ifadelerini de kullanıyor.
Bakeer, her iki tarafın da kaybedecek çok şeyi olduğunu savunarak, ilişkinin bu noktaya gelecek kadar bozulacağına inanmıyor.
Bakeer, "Bir silah ambargosunun geldiğini görmüyorum, ancak ABD'nin Türkiye'ye dron satmama konusundaki ısrarlı pozisyonunun, Ankara'yı şimdi dünyanın önde gelen bir drone üreticisi yaptığını unutmamalıyız. ABD, alınacak herhangi bir ciddi önlemin Türkiye’yi Rusya'ya doğru yönlendireceğini dikkate almalı ki bu ne Washington ne de Ankara için iyi olmayacaktır" diyor.
Savaş Araştırmaları Enstitüsü Hükümet İlişkileri Direktörü Nicholas Heras, bugünkü ABD-Türkiye ilişkisini "kriz durumu" olarak özetliyor.
Ahval'e konuşmasında, "Uçuruma düşülmemesinin tek nedeni, Trump ile Erdoğan arasındaki yakın kişisel bağdır" diyen Heras, "Türkiye, CAATSA'yı engellemek için iki lider arasındaki ilişkiye güvendi" diyor.
Heras'a göre, Türkiye'nin S-400 sistemini “NATO askeri operasyonlarını tehlikeye atacak şekilde” devreye sokmasından dolayı iki ülke ilişkilerinin son zamanlarda bir “dönüm noktasına” geldiğini de belirtiyor.
Heras, "Türkiye’nin S-400 ile ilgili kararı Washington D.C.’de gülünecek bir konu değil ve Türkiye'nin artık sadece ismen müttefik olduğu konusunda iki tarafta da artan bir fikir birliği var" diyor.
Heras, "Erdoğan, Biden ekibinin iddialı gündemine musallat olacak bir umacı olmaya hazırlanıyor" diyor.