Gezi davasında doktorlardan savunma
Hekiminden öğrencisine toplam 255 kişinin yargılandığı İstanbul’un en büyük Gezi davasının ilk duruşmasında yargılanan hekimlerden Erenç Yasemin Dokudan, “Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nde bulunan yaralılara gerekli müdahaleyi yapmasaydık çok sayıd.
Hekiminden öğrencisine toplam 255 kişinin yargılandığı İstanbul’un en büyük Gezi davasının ilk duruşmasında yargılanan hekimlerden Erenç Yasemin Dokudan, “Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nde bulunan yaralılara gerekli müdahaleyi yapmasaydık çok sayıda ölüm yaşanabilirdi. Biz bir kişiyi tedavi ederken kimseye ne olduğunu sormayız. Bu ilkelerle Hipokrat yeminimizi ettik. Bu yüzden bu davayı Hipokrat’a ağıt değil, Hipokrat’ı yeniden saygıyla selamlama fırsatı olarak görüyorum” dedi. Avukat Ziynet Özçelik de, devletin Gezi olaylarında, sağlık hakkı ile ilgili yükümlüğünü yerine getirmeyerek ambulans ve tıbbi personel hazır etmediğine vurgu yaptı.
İstanbul Adalet Sarayı tarihi bir davaya ev sahipliği yapıyor. Aralarında hekim, mimar, üniversite öğrencisi gibi farklı kesimlerden 255 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasının ikinci oturumundayız. Duruşmanın yapıldığı 16. Ağır Ceza Mahkemesinin küçük duruşma salonu oldukça kalabalık. Bu davayı diğer davalardan farklı kılan en önemli özelliği Gezi olayları boyunca Taksim’de polis saldırıları nedeniyle yaralanan kişilere sağlık hizmeti sunan iki hekimin de yargılanıyor olması. 2 Haziran’da Hükümetin “İbadet yerinde içki içildi, ayakkabılarıyla girdiler” şeklinde açıklamalarıyla hatırladığımız Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nde yaralananlara sağlık hizmeti sunan hekimler, “Suçluyu kayırmak”, “İbadet yerini kirletmek” gibi suçlamalarla yargılanıyor.
YAPMASAYDIK SUÇ OLURDU
Bu suçlamalara karşı savunma yapan Erenç Yasemin Dokudan, tıp etiği gereği tüm insanların sağlık hakkını korumakla yükümlü olduklarını söyledi ve ardından şöyle devam etti: “Suçlamaların ardından tüm etik bilgileri ve yasaları tekrar inceledim. Yaptığımız şeyi yapmamamızın suç olduğunu öğrendim.”
Camide tedavi ettikleri insanların eylemci, sivil polis ya da yoldan geçen biri de olabileceğine değinen Dokudan, “Biz bunu bilemeyiz. Çünkü kimseye ne olduğunu sormayız” dedi.
ALKIŞLAR YÜKSELDİ
Yargılanan diğer hekim Sercan Yüksel de yaralananların camiye taşındığını gördüğünde hekimlik refleksi gereği hemen camiye koştuğunu anlattı. “İçeride çok sayıda yaralı vardı. Her geçen dakika yaralıların sayısı artıyordu. Ağır yaralıların hastaneye sevk edilmesi için defalarca 112 acil servisini aradık ama sadece iki ya da üç defa ambulans geldi onlar da bir saat gecikmeli geldi” diyen Yüksel, sağlık çalışanlarının camide bulunmasının ölüm ve sakatlıkların olmaması açısından çok büyük bir şans olduğuna dikkat çekti.
Yüksel, savunmasının sonunda Gezi’de sağlık hizmeti veren tüm sağlık çalışanlarına teşekkür edince salondan yine alkışlar yükseldi.
BU YARGILAMA DA BİR SAĞLIK HAKKI İHLALİDİR
Hekimlerin ardından avukatlar söz aldı. Avukat Ziynet Özçelik, sağlık hakkını ve usullerini tanımlayan uluslararası sözleşmelere değinerek, devletin Gezi Parkı eylemleri boyunca gerekli önlemleri almayarak sağlık hakkını ihlal ettiğine dikkat çekti. Yine polis saldırısı nedeniyle yaralananlara tıbbi yardım sunan sağlık çalışanlarının cezalandırılma amacıyla yargılanmasının da sağlık hakkının ihlali anlamına geldiğine de vurgu yaptı.
Avukat Meriç Eyüboğlu da hem Bezmi Alem Valide Sultan Camii hem de Taksim’de yaşanan polis saldırılarının fotoğraflarını göstererek, böyle koşullarda yaralıların halıya bulaşan kanı üzerinden iddianamede caminin kirletildiği suçlamasının yapılmasının da ibret verici olduğunu söyledi.
DURUŞMADAN NOTLAR
* Duruşma boyunca mahkeme hakiminin savunma yapan kişilerin ve avukatların sözlerini duruşma tutanağına eksik geçirmesi tepkiye neden oldu.
* 1 Haziran’da Taksim Meydanı’nda yaşanan polis saldırısı sonrası meydanda bulunan büfeden gözaltına alınan Polyen Akdoğan, polis saldırısı nedeniyle, “Çocuk yaştaki çok sayıda kişi büfeye sığındı” dedi. Ancak hakim duruşma tutanağına “Yaşları küçük olduğu tahmin edilen” şeklinde geçirince avukatlar itiraz etti. “Hakim sanığın söylediğini direkt yazamayız” diye kendini savunmaya çalıştı.
* 12 saat polis otosunda, 2 saatte karakolda tutulan Polyen Akdoğan’ın ilk anda gözaltında kaldığı süre hesaplanamayınca, hakim, “Hesapla, sen mühendis değil misin” diyince salonda uzun süren gülüşmeler yaşandı.
* Yine Polyen Akdoğan’ın savunması sırasında avukatlar, gaz nedeniyle insanların hep beraber büfeye sığındığının zapta geçmesi talebine ise hakim, “Anlam bütünlüğünü bozuyor” cevabını verdi. Bu çıkış salonda ‘Hakim Türk Dil Kurumu görevlisi mi?’ esprisine neden oldu.
* Mahkeme hakimi duruşma boyunca savunma veren sanıkların avukatları dışında hiçbir avukatın konuşmamasını sık sık tekrarladı. Ancak duruşmanın bir yerinde yine tüm avukatlardan itiraz yükselince mahkeme hakiminden avukatları birbirine kışkırtmayı amaçlayan sözler yankılandı: “Sanık avukatını eksik mi buluyorsunuz?”
Nerina Azad
Bu haber toplam: 32562 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:03:42:14