HEDEP Diyarbakır Milletvekili Cangiz Çandar, Zana hakkında Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen yargılamaya ilişkin olarak Tunç'a soru önergesi yöneltti. İddianame için "hukuk skandalı" diyen Çandar, Zana’nın Kürtçe yaptığı konuşmalar ile eski DEP Milletvekili Orhan Doğan ile 1991'de faili meçhul bir saldırıyla katledilen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ı anmasının "örgüt propagandası" sayıldığına işaret etti. Zana'nın uluslararası arenadan barış ve insan hakları alanında pek çok ödül aldığını da anımsatan Çandar, bu ödüllerin hangisinin TCK 325\1'de düzenlenen "düşmandan ödül alma" kapsamına girdiğini sorguladı. Çandar, Tunç'a özetle, "Yargı mensupları üzerinde bir siyasi baskı olup olmadığı yönünde soruşturma yapacak mısınız? Kürt milletvekillerinin anadilinde konuşması suç mudur? Leyla Zana’nın 2014-2015 yıllarında yaptığı konuşmalar suç olarak kabul edilebiliyorsa; hangi gerekçeyle bunca yıl beklenmiştir? Leyla Zana’ya ödül veren, Türkiye’nin savaş halinde olduğu ‘düşman’ kimdir? Kafka’nın Dava romanını okudunuz mu?" sorularını yöneltti.
HSK'da soruşturma yok
Tunç yanıtlarında, yargıya siyasi baskı hususunda Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) gelen bir ihbar veya şikayet olmadığını belirtti. Kürt siyasetçilerin anadilinde yaptığı konuşmalar, Türkiye'nin "düşman" kuruluşlarının kim olduğu gibi soruları yanıtlamayan Tunç, "soru önergelerinin kişisel görüş içeremeyeceği, kişisel alana dair sorular olamayacağı ve başka bir kaynaktan öğrenilebilecek soruların yönetilemeyeceği" gibi TBMM İçtüzüğü’nü buna gerekçe gösterdi.
"Usul gizliliği"
İddianamedeki suçlamaların içeriğine ilişkin sorular üzerine de Zana yargılamasının halen devam ettiğine işaret eden Tunç, "savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla" soruşturma evresinde usul gizliliği olduğunu vurguladı. Soruşturmanın zamanlamasına ilişkin ise bir Cumhuriyet savcısının suç işlendiği izleniminde kamu davası açmak üzere hemen araştırmaya geçmesi gerektiğini belirten Tunç, sorumluluğun yargıda olduğunu ifade etti.