Türkiye NATO'yla pazarlığında Rojava sınırıyla ilgili talepleri neler?

Ankara pazarlık gücü artırmaya çalışıyor

06.06.2022, Pts - 10:28

Türkiye NATO'yla pazarlığında Rojava sınırıyla ilgili talepleri neler?
Haberi Paylaş

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımına ilişkin başta Ankara ve Brüksel olmak üzere NATO başkentlerinde yoğun pazarlıklar sürerken Türkiye, bu süreçte iki ayaklı bir strateji yürütüyor: İki İskandinav ülkesinin PKK ve YPG'ye desteklerini kesmesi durumunda ittifaka girme koşulunu devam ettiren Türkiye, "terörle mücadeleye" dönük hassasiyetinin Madrid'de düzenlenecek zirvede kabul edilecek olan Stratejik Konsept 2023 belgesine daha güçlü ve net bir şekilde yer almasına da çalışıyor.

Ankara, daha çok Doğu sınırlarından gelen Rus tehdidine yoğunlaşan konsept belgesine ittifakın güney sınırlarını koruyan Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı "terör tehdidini" de açık şekilde sokmayı hedefliyor.

İspanya'nın başkenti Madrid'de 29-30 Haziran günlerinde yapılacak NATO Liderler Zirvesi'nin iki hedefi bulunuyor:

İttifakın Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucu değişen küresel güvenlik ortamı ve Rusya'nın olası tehditlerine karşı hazırlanmakta olan Stratejik Konsept 2030 belgesini kabul etmek. Yine buna bağlı olarak İskandinav ülkeleri İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurularını oybirliğiyle onaylayarak süreci resmen başlatmak.

Türkiye'nin her iki süreçle de ilgili önemli itirazları ve talepleri bulunuyor. Ankara bunlara ulaşmak için kapsamlı bir dış politika ve iletişim politikası izliyor

Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka katılımına ilişkin olumsuz yaklaşımı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dünyaya ilan edildi.

Her iki ülkenin "terör örgütlerine" desteklerini gündeme getiren Erdoğan'ın bu açıklamasından bir gün sonra Berlin'de gerçekleştirilen NATO dışişleri bakanları toplantısıyla birlikte Ankara-Stockholm-Helsinki hattında görüşmeler başladı.

Her iki ülkenin cumhurbaşkanlarının Erdoğan'la temas kurduğu bu sürecin en önemli toplantısı, 25 Mayıs'ta Ankara'da gerçekleşti.

Bu toplantıda, daha önce kamuoyu ve basın aracılığıyla İsveç ve Finlandiya'ya yöneltilen eleştiriler ve talepler yazılı olarak taraflara iletildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika başdanışmanı İbrahim Kalın'ın, "Henüz karşı taraftan bu yönde bize gelmiş somut, bizim endişelerimizi tatmin edici bir geri dönüş olmadı," açıklaması, Ankara'nın da tutumunu değiştirmediğini gösterdi.

Türkiye'nin NATO'da müzakere ettiği ikinci önemli konu ise ittifakın önümüzdeki 10 yılda karşılaşacağı tehdit ve sınamalara karşı alacağı askeri ve siyasi önlemlerin belirlendiği Stratejik Konsept 2030 belgesi.

NATO'nun her 10 yılda bir güncellediği Stratejik Konsept belgesinin Madrid Zirvesi'nde tüm liderlerden onay alması ve böylece yürürlüğe sokulması öngörülüyor.

Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan süreç, Stratejik Konsept belgesi üzerindeki çalışmaların yeniden değerlendirilmesine ve özellikle artan Rus saldırganlığı tehdidine nasıl yanıt verileceğine odaklanılmasına yol açtı.

Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerinin olası bir Rus tehdidine karşı korunması amacını öncelemesi beklenen belgenin, bu nedenle ağırlıklı olarak Doğu sınırlarına vurgu yapması öngörülüyor.

Belgenin, NATO'nun güney sınırlarıyla ilgili de yeni tehdit değerlendirmelerini içermesi bekleniyor ancak Türkiye'nin özellikle Rojava ve Irak sınırlarından kendisine dönük artan terör tehdidine vurgu yapılmasına çalıştığı kaydediliyor.

Türkiye'nin kastettiği ise hiçbir müttefik tarafından terör örgütü olarak görülmeyen, hatta ABD'nin başını çektiği IŞİD karşıtı koalisyonun yerel ortağı olan YPG'nin bir şekilde vurgulanması.


Nerina Azad
Bu haber toplam: 3688 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:23:24:52
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x