Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan ve hükümetin ‘Fethullah Gülen Örgütü’nü sorumlu tuttuğu darbe girişiminin ardından 21 Temmuz’da ülkede 3 ay boyunca olağanüstü hal uygulaması başladı.
Erdoğan’ın da açıklamasında belirttiği gibi, Anayasa’nın 120’nci maddesi çerçevesinde Türkiye’de olağanüstü hal sürecine girildi.
Anayasa’nın 120’nci maddesinde, “Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir” hükmü mevcut. Yine Cumhurbaşkanı’nın yetkileriyle ilgili 104’ncü maddede ise, “Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etme ve kanun hükmünde kararname çıkarma” yetkisi bulunduğu belirtiliyor.
Özellikle “kanun hükmünde kararname” yetkisi çıkarma açısından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yetkisindeki “kanun” oluşturma sürecine sadece iktidar kontrolu getirildiği iddiası gündemde. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, karar için “Bu Meclis’e ihanettir” yorumunda bulundu.
Geçmişte ne olmuştu?
Türkiye’de olağanüstü hal ilanı bugüne değin Kürt Sorunu kapsamında Güneydoğu Anadolu Bölgesi (Kuzey Kürdistan) ile gündemdeydi. 12 Eylül askeri darbesi nedeniyle ülke genelinde “sıkıyönetim” ilan edilmişti. Bu sıkıyönetim uygulaması en uzun süre Kürt illerinde, Diyarbakır, Mardin ve Siirt\'te geçerli kaldı ve en son 19 Temmuz 1987’de bu üç ilde de sıkıyönetime son verildi.
Ancak sonrasında Güneydoğu Bölgesi’ndeki illeri kapsayacak şekilde Olağanüstü Hal Valiliği mekanizması devreye girdi. Sıkıyönetim sona ererken aynı gün 19 Temmuz 1987’de 8 ili kapsayacak şekilde Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kuruldu. Valilik kontrolu kapsamındaki illerde zaman içerisinde değişiklik olmakla birlikte uygulama, 30 Kasım 2002’de kaldırıldı.
Şimdi uygulama nasıl olacak?
Türkiye’de bu durumda, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu uygulanacak.
Olağanüstü hal ilan edildiği için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel insan hakları ihlalleriyle ilgili başvurulardan yanıt alınıp alınmayacağı belirsizleşti.
Anayasa gereği yasal düzenlemeler için yürütmeyi durdurma veya iptal talepleriyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı olan ana muhalefet partisi de, yasal düzenlemeler kanun hükmünde kararname ile yapılacağı için AYM’ye başvuramayacak.
Hukukçu CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın Twitter mesajında işaret ettiği gibi, bireyler mutlaka yanlarında kimlik belgelerini taşımak durumunda olacak.
Gözaltı sürelerinde artışa gidebilecek. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ifadesiyle öncesinde 4 gün olan toplu suçlardaki gözaltı süresi 8 gün olarak uygulanacak.
Basın ve ifade özgürlüğü açısından ise, sorgusuz sualsiz erişim engelleme veya yayın toplatma gibi uygulamalar hayata geçirilebilecek.
Sivil toplum örgütleri, meslek örgütlenmeleri ve sendikalar açısından da olağanüstü uygulamalar söz konusu olabilecek.