El Maluma’nın haberine göre Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih Fayad, Suriyeli yetkililerle Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunu da görüştü.
Falih Fayad’ın Şam ziyareti ile ilgili açıklamada bulunan Irak Meclisi’ndeki Kanun Devleti İttifakı milletvekillerinden Casim Muhammed Cafer, Fayad’ın dün gerçekleşen Şam ziyaretinde Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’den Suriye Cumhurbaşkanına iki mesaj götürdüğünü söyledi.
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih Fayad’ın Başbakan Haydar el-İbadi’den Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’a bir mektup götürdüğünü belirten Casim Muhammed Cafer, mektuptaki birinci konunun Musul’a yapılacak askeri operasyon olduğunu söyledi.
Casim Muhammed Cafer’in açıklamasına göre mektuptaki ikinci konu Türkiye’nin Irak ve Suriye ile ilişkilerini normalleştirme konusundaki önerisiydi. Falih Fayad, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’la yaptığı görüşmede Bağdat’ın Ankara ile Şam arasındaki buzların erimesine katkıda bulunmak için çaba gösterdiğini söyledi.
Türkiye\'nin Suriye\'yle normalleşme arayışının nedeni Kürtler mi?
Öte yandan Başbakanlık görevini devraldıktan sonra yaptığı açıklamalarda komşularla ilişkileri geliştirmek istediğini vurgulayan Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, dün Türkiye\'nin Rusya ve İsrail\'le başlayan diplomatik açılım sürecinin devam edeceğini belirterek \"Eminim ki Suriye ile de normal ilişkilere döneceğiz. Buna ihtiyacımız var\" dedi.
BBC Türkçe servisine bir mülakat veren Fehim Taştekin, önce üç konuya dikkat çekiyor.
Birincisi, \"ilişkilerde çok boyutlu bir bozulma var\" ve bunu toparlamak zor ve bu noktada Suriye\'nin ne istediği önemli.
İkincisi iki taraf bazı kanallar aracılığıyla görüşmeler yapıyor. Taştekin, \"Bunun düzeyini bilmiyoruz. Bu ne kadar sivil veya resmi hüviyeti olan kişiler tarafından yapılıyor bilmiyoruz. Ama bir süreden beri bununla ilgili bir takım çabalar söz konusu\" diyor.
Üçüncüsü ise Rojava. Yani Kürtlerin özerk bölge olarak ilan ettiği kantonların toplamı. Türkiye buradaki silahlı güç olan PYD\'yi, PKK\'nin Suriye kolu olarak değerlendiriyor ve \"terörist\" olduklarını söylüyor.
Taştekin, Türkiye\'nin Suriye politikasını değiştirme yolundaki etkin rol oynayan bu aktörü şöyle yorumluyor: \"Türkiye Suriye siyasetini gözden geçirirken burada Rojava\'ya karşı, Kürtlere karşı yeni bir cephe oluşturma saikiyle de hareket ediyor. Sınırın altında yüzlerce kilometrelik alan Türkiye\'nin düşman olarak kabul ettiği güçler tarafından kontrol ediliyor ve bu düşmanlık ilişkisi değişmiyor\" diyor.
Elbette bu noktada akla gelen ilk sorulardan birisi Türkiye\'nin Suriye ile ilişkilerini düzelterek bu \"istenmeyen Kürt koridorundan\" nasıl kurtulmayı hesapladığı.
\"Ankara çok idealistti, bu değişiyor\"
Güvenlik uzmanı Metin Gürcan da Türkiye\'nin dış politika mevzisinde ana eksene PYD ile ilgili kaygıları oturttuğunu düşünüyor.
Tabloyu ve ortaya çıkabilecek durumu şöyle özetliyor: \"Ankara şunu anladı: Suriye\'nin geleceği ve tasarımı konusunda çok idealist yaklaşıyordu. Başta İran sonra Rusya olmak üzere bölgedeki aktörler, bölgedeki akışkanlık nedeniyle bütün politikalarını konjonktürel ve taktik olarak, kısa vadeli belirliyor. Ankara da bunu görüyor. Şu an öncelikli tehdit Suriye\'nin kuzeyi.
\"Yakındaki düşmanı, PYD olarak görüyor. Hal böyle olunca da uzaktaki düşman olarak gördüğü Esad ile bir işbirliği zarureti ortaya çıkıyor. Bu işbirliğini ben ABD ve Rusya\'nın da desteklediğini düşünüyorum. Bu sayede Esad ile işbirliğine yönelmiş bir Ankara, IŞİD ile daha somut bir çizgisi olan Ankara anlamına gelir.\"
