Suruç’taki saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için ölenlerin aileleri, yaralılar ve yurttaşlar katliamın 40. gününde Yoğurtçu Parkı’nda bir araya geldi. Anmaya HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP İstanbul Milletvekili Sezai Temelli, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, SKM Sözcüsü Fadime Çelebi, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cesim Soylu katıldı.
Anmada CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bu ülke daha önce de çok karanlık günler yaşadı. O nedenle hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Savaşı engelleyecek güçteyiz. Birbirimizin sesine ses olmalıyız. Savaş isteyenlere karşı barışı ve barış değerini yüceltmeye çalışalım” dedi.
‘Onlar karanlıktan çıkışı gösterdiler’
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Elbette çok zor günlerden geçiyoruz. Savaşın, silah seslerin en fazla olduğu günlerden. Karanlığın en yoğun olduğu günler, aynı zamanda en küçük bir ışığın bile en çok görüldüğü ve ışığın peşinden gidildiği günlerdir” diye konuştu.
Yüksekdağ’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Onlar bu karanlıktan çıkış yolunu gösterdiler. Barış yeri geldiğinde “barış için ölmek” anlamına gelir. 33 yoldaşımız ölmek için yola çıkmadı. Ama en büyük talihsizlikleri, karşılarında öldürmekten başka hiç bir şey bir bilmeyen bir iktidarın olmasıydı.
IŞİD’e karşı mücadele adı altında başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklara savaş açıldı. İlan ettikleri savaşla Türkiye halklarını birbirinden koparmaya, doğusu ile batısını birbirinden ayırmaya çalışıyorlar.”
Öz yönetim tartışmaları
“Halkın en doğal hakkı iktidar tarafından öldürmekle yanıtlanıyor. Son iki ayda 48 sivilin, asker, gerilla ve polis ile birlikte 150’den fazla insanımızın ölümüne neden oldular. Bütün bunların nedeni Türkiye halklarının 7 Haziran seçimlerinde Kobanê, Van, Diyarbakır ile birleşmeye karar vermesidir. Halklarımızın eşitliği, yeni demokratik hukuk çerçevesinde birlikte yaşama kararıydı.”
‘Bu siyasi iktidarı tanımıyoruz’
“Bu savaş kendine insanım diyen hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir savaştır. Kendi barışımızı halklar olarak biz yapacağız, kendi demokratik yönetimimizi halklar olarak kuracağız. Bu siyasi iktidar barış yapacak liyakata, niyete sahip değil. Bu siyasi iktidar artık savaş yapmaktan başka bir şey bilmiyor. Saray savunması için gençlerimizi öldürmekten başka hiçbir şey yapmıyor. Gençlere ‘Sarayı savunmak için ölün’ diyor. Bu siyasi iktidarı tanımıyoruz.
Biz Gezi ile birlikte sokağa çıkarken, kötü yönetime karşı, halklarımızın mahallelerden, parklardan yönetime katılma hakkını savunmadık mı?”
Erken seçimler
“Bu kötü yönetime son verecek, Türkiye toplumunu hak ettiği demokratik yaşama kavuşturacak güç Türkiye halklarının kendisidir. Meşruiyetini bu siyasi iktidara karşı haklarımızın özyönetim hakkını savunacağız. Madem 7 Haziran’da uslanmadılar. 1 Kasım’da halkımızın 2 kat büyümüş demokratik cevabını görecekler. Bu siyasi iktidar yenildiğini kabul etmiyor. Savaş açarak bu yenilgiden kurtulacağını sanıyor. 1 Kasım günü onlar da çok iyi görecek ki, halkımız onların siyasi tarihine noktayı koyacak.”